Giriş
(53)

eşimin yeğeninin her hafta sonu bizde kalması sorunsalı

matilda
merhaba, bu duyurunun benzerini geçtiğimiz günlerde açmıştım ama olay biraz değişti o yüzden akıl danışacak birilerine ihtiyacım var. özetle: eşimin yeğeni istanbul'da askeri okul kazandı. bizi de evci olarak yazdı. bizim planımız 2-3 haftada bir cuma-cumartesi akşamları bizde kalması ve pazar günü
merhaba,
bu duyurunun benzerini geçtiğimiz günlerde açmıştım ama olay biraz değişti o yüzden akıl danışacak birilerine ihtiyacım var.

özetle:
eşimin yeğeni istanbul'da askeri okul kazandı. bizi de evci olarak yazdı.
bizim planımız 2-3 haftada bir cuma-cumartesi akşamları bizde kalması ve pazar günü okula dönmesiydi. çocuk da sizi her hafta rahatsız etmek istemiyorum, hem de çok uzak vs diyordu.
ben 2-3 haftada bir kalmasına da çok sıcak bakmıyordum ama yapacak bir şey yok moduna girmiştim.
şimdi okuldan öyle kafanıza göre evci iznine çıkmak yok. ya her hafta evci çıkacaksınız ya hiç çıkmayacaksınız denilmiş. çocuk da eşimi aramış amca okul böyle diyor ne yapayım diye o da gelme diyememiş. yani özetle çocuk her hafta sonu bizde kalmak zorunda ama bunu eşim de ben de kesinlikle diyemiyoruz.
buraya bir dipnot düşeyim: eşimin anne ve babası istanbul'da yaşıyordu. memleketlerine taşındılar. onların taşındığı eve biz geçtik yani eşimin anne-babasının evinde oturuyoruz. kira da ödemiyoruz. başka evleri var kirada onun kirasını da eşimin abisi alacak yıl sonundan sonra.
dün bayağı kavga gürültü oldu evde. çünkü ikimiz de çalışıyoruz. ben haftada 2 gün evden, 3 gün ofisten çalışıyorum ama 3 gün çalıştığım günlerde 2 saat işe gidiş, 2 saat eve dönüş sürüyor. 6'da çıksam 8'de evde anca oluyorum. bir tek hafta sonum var. cumartesi zaten temizlikle geçiyor. cumartesi akşamları eşimle vakit geçirmek istiyorum. pazar da yine ıvır zıvır işler oluyor ya da nadiren dışarı çıkıyoruz bi etkinlik vs olursa.
yeğeni bize gelirse cumartesi sabahı eşim evde olmuyor ve ben uyuyabileceğim 2 günden birinde kalkmak zorundayım çünkü ayıp. pazar günü de benzer durum var zaten askeri okulda olduğu için alışmış sabahın köründe kalkıyor. geçen pazar mesela 3'e kadar evde oturdu. 6'da okula girmesi gerektiği için 3'te çıktı.
benim artık cuma- cumartesi akşamları eşimle oturup film/dizi izleme ve vakit geçirme gibi bir olayım kesinlikle kalmadı. çünkü bu çocuk cuma akşam yemeği vaktinde gelecek ve bizle oturacak sohbet falan etmek istiyor. cumartesi gündüz çıkar gider ama akşam yine öyle. pazar da ya kahvaltıdan sonra biraz oturur ya da gider bilmiyorum 2 günüm çöp olduktan sonra pazar yarım günü düşünemiyorum artık.
dün eşime ya bu işe bi çare bul ya da bu iş boşanmaya kadar gider dedim. çünkü bu çocuk tam 5 sene okuyacak bu okulda. gidebileceği başka bir yer yok. olsa da yasak.
o da ailesiyle arasını bozmadan bir yöntem düşünüyor ama bulamadık.
makul şekilde abine anlat, bizim bi hafta sonumuz var. mümkün olduğunca evi otel gibi kullansın vs gibi çocuğunu uyarsın gibi bir yöntem geldi aklıma ama ne kadar etkili olur, nasıl bir tepki gelir bilmiyorum.
eşimi seviyorum ve bu nedenden ayrılmak istemiyorum ama ben sorumluluk almamak için çocuk bile yapmıyorum ve hayatımda 4-5 kere gördüğüm bi çocuğa da zaten tek dinlenme alanım olan hafta sonumu 5 sene feda etmek istemiyorum. üstelik bu çocuk bizde kalırsa benim evimde yatılı misafir de kalamaz her türlü tüm konforumu ve düzenimi bozuyor.
bu konuyla ilgili ailesini, abisini ve yeğenini de incitmeden nasıl bir konuşma yapılabilir. fikirlerinize gerçekten çok ihtiyacım var.

bunu kimse kabul etmez dedim eşime. çık sokağa 10 kişiye sor kaçı kabul edecek dedim. siz böyle bir şeyi kabul eder miydiniz bunu da kendisine okutmak için bunu da sorayım.

teşekkür ederim.
-1
matilda
(10.11.25)
Hoş bi düzen değil bu öncelikle ama bunu 5 sene sürdüreceğini düşünmüyorum, ilk sene çok sık olur fakat şehre alışıp kendi arkadaş ortamını kurunca size fazla uğramaz

Eşin öncelikle sana karşı sorumlu orası sizin eviniz. Senin durumunu anlayıp seni buna hiç dahil etmeden aile ve çocukla çözmeli. Başta dediğim gibi çocuk şehre alışıp ortamını kurana kadar 2-3 ay anlaşma yapabilirsiniz belki
+2
grimavi
(10.11.25)
@grimavi ben de öyle düşünüyordum alışınca sürekli gelmez ama okul ya her hafta evci çıkarsınız ya hiç izin vermeyiz demiş. mesele de bu zaten.
0
🌸matilda
(10.11.25)
kesinlikle mantıklı değil. bir sene bile bu şekilde yaşanmaz. çocuğun ailesi nasıl buna tamam diyebiliyor anlayamadım. okulun ya hep hiç demesi de saçma. bizim okulda da yurt var ama öyle bir durum yok. istedikleri hafta sonu kalıyorlar. okulla da görüşülebilir tabii ki ama çocuğun ailesinin rahatlığı çok ilginç.
+1
oyokbuyoknevar
(10.11.25)
haklısınız. her hafta sonu olmaz yani. ayda 1 olsa neyse. çocuk evci çıkmak zorunda değil. yatsın okulunda. ya da babası diğer evi boşalttırsın yerleştirsin çocuğu. bir şeyler kırılıp dökülecek artık pek çareniz kalmamış. sen çocuğun annesiyle konuş önce eşin utanıyorsa.
0
archmeister8
(10.11.25)
Kocaman insan ya kendisinin ya da ailesinin bunun ne kadar saçma olacağını düşünmesi gerekirdi.
Şimdi eşiniz abisine sizin dediğiniz cümleyi söylediği an ne olacak biliyor musunuz olay büyüyecek vay sen benim oğlumu istemiyorsunlara gelecek ve çocuk bir şekilde durumu düzeltip izne çıkmamaya karar verecek.
Her şekilde arada gerginlik çıkacak bu yüzden bence gerginlik nasılsa çıkacak diye düşünüp dürüst bir şekilde ben böyle dedim ama bizim yaşam biçimimiz bu uygun olmaz sanki gibi konuşsun abisiyle.
Ben olsam böyle yapardım.

Çok zor durum bunu daha önce okuduğumda da çok üzülmüştüm adınıza. Umarım en az hasarla atlatırsınız bu süreci :/
0
mutekebbir
(10.11.25)
eşiniz kendi anne babasıyla konuşacak, bunun normal bi şey olmadığını söyleyecek. onlar da çocuğun anne babasına büyükleri olarak bunun normal olmadığını söyleyecek. böylelikle kimse birbirine kötü olmayacak. en makul yol bu ama bazı ailelerde kimse birbirine bir şey söyleyemiyor. o durumda eşiniz açık açık konuşacak.
+2
la mort heureuse
(10.11.25)
Akrabalar arasında yüze gelememek ve böyle şeyleri kabul etmek kötü ama bu 5 sene sürdürülebilir bir şey değil tabii ki, ha arkadaşların dediği gibi ilk seneden sonra böyle bir yoğunluk olmaz ama olacak gibiyse de çıkmasın evci kendi rahat edecek diye sizin rahatınızı bozmaya hakkı yok.
0
kizil karga
(10.11.25)
benim kabul etmeme gerek kalmadan eşim zaten böyle bi teklifle gelmezdi. mantıklı da değil zaten.
yani bu işin oluru şöyledir. ya 4-5 aylık bi süreçtir hadi her hafta gelsin dersin ya da 5 senelik bi süreçse ayda bir hafta sonu anca olabilir. başka türlü kesinlikle oluru yok.
-1
elorelia
(10.11.25)
İstanbul'da kalacak yeri olmayan öğrenciler 5 yıl boyunca hafta sonu okuldan çıkamıyor mu? Hapishane mi orası? Ben mi yanlış anlıyorum?
Hadi, başka yerde kalamıyor olsun. Hafta sonu gündüzleri çıkıp akşam dönebiliyor olması gerekir ya. Saçma geldi bana.
+2
auroraaurora
(10.11.25)
çıkabiliyor aslında. cumartesi sabah çıkıp akşam 6'da okulda olması lazım. pazar da öyle. iki gün de çıkabiliyor. seneye giriş saati akşam 10 olacakmış ilk sene diye böyleymiş.
ama işte ya evci çıkacaksın her hafta ya da hiç çıkmayacaksın sadece böyle cumartesi 6'ya, pazar 6'ya kadar 2 gün çıkacaksın demişler.
+2
🌸matilda
(10.11.25)
O zaman okulda kalacak, kimse de kusura bakmayacak. Evlatlık mı aldınız?
Ben kesinlikle kabul etmezdim. Evde kira vermeden oturma bahsi açılırsa da neyse bedeli ödeyeyim deyin. Alırlarsa o da onların ayıbı olsun.
+5
auroraaurora
(10.11.25)
Çocuk zaten kalmasın ok da sizde vay eşimle vakit geçirmek istiyorum diye ortalıkta anlatmayın bunu çünkü inandırıcı değil. Acınası da duruyor bir yandan.

Açık açık ben böyle tanımadığım birisiyle haftasonu iki gün geçirmek istemiyorum diyin geçin. Bir de boşanmayı söz konusu etmek fırsat bulmuşsunuz gibi görünüyor.
-14
artıküyeolmakistiyorum
(10.11.25)
@matilda, nasıl söylerseniz söyleyin, kim söylerse söylesin, bu konunun sonunda mutlaka aile arasında gerginlik, küskünlük, tartışma vb. çıkacak. iki yetişkin olarak kendi sınırlarınıza saygı duyulmasını sağlamak için bunları göze alıp bu konuşmayı yapmak zorundasınız. bunu da eşiniz yapmalı, siz değil.

bu kadar izahat vermenize de, kendinizi haklı çıkarmaya çalışmanıza da gerek yok hiç kimseye karşı zira siz her türlü haklısınız zaten. çocukla gerektikçe ilgilenmek, göz kulak olmak başka, tamamen hafta sonları sizin evinize yerleşmesi bambaşka. bütün aile üyeleri de bal gibi biliyor bu durumun ne kadar "uygunsuz" olduğunu ama herkes salağa yatıyor bir şekilde zoraki de olsa kabul ettireceklerini bildikleri için. bu da muhtemelen eşinizin bu konuda net dur(a)mamasından kaynaklanıyor. önce o resti çekecek, konuyu da eşimle film izleme, uyuma vb. şeklinde yumuşatmaya çalışmayacak. lap diye ben evli barklı adamım, karımla canım isterse salonda koltukta seks yapıcam, canım isteyecek inleye inleye boşalcam, birlikte duşa gircem, genç sağlıklı çiftiz, evde yetişkin bir erkek çocuğu hanginize mantıklı geliyor, siyeeeaahh diye masaya yumruğunu vuracak. sizi arada bırakmaması da çok çok önemli.
+4
Phoebe
(10.11.25)
öncelikle bence bu egoistlik. aile olmak böyle birşey değil. tabiki kendi konforunu düşünmek senin hakkın ama eşinin de bir ailesi var. ileride annesi babası hasta olsa sizde kalmak zorunda olsa ona da aynı arızayı çıkartacaksın demekki. ayrıca empati yapsan ve aynı durumda sen olsan eşin istemeze ne yapardın.

çocuk tarafına gelince millet haklı bir süre sonra size gelmez bile arkadaşlarıyla dışarda vakit geçiririr. yada gündüz çıkıp akşam saati dolmadan geri dönsün. evci çıkmasına gerek yok.

sen bence boşan bu evlilik sürmez bu bencillikle. ayrıca benim eşim senin gibi rest çekecek direk avukata gönderirdim.
-23
gercekdunya
(10.11.25)
Ben şunu net anlayamadım. Diyelim ki hiç evci çıkmamaya karar verdi. Yine her haftasonu belli bir saate kadar dışarı çıkma hakkı olacak mı
Mesela her cumartesi saat 6 ya kadar izni var gibi mi?

Bunun dışında diyelim hiç cikamayacak tabii ki çok iyi bir seçenek olmayabilir ama bile isteye tercih edilmiş bir şehir,.okul. sokakta kalmayacak bu çocuk nihayetinde. Belki aktarılan kadar katı kurallar yoktur ya da belki göz korkutmak için çok katı konusulmus olabilir.

Gerçi askeri okul katıdır muhtemelen ama dediğim gibi evci çıkmamak da bir seçenek, öyle kalacak bir sürü arkadaşı da olacaktır.

Gerçekten zor bir durum ama siz sonuna kadar haklısınız bence.
+1
egerbiryolcu
(10.11.25)
tabii ki evci çıkmazsa izni var.
ya evci çıkacaksınız ya da sadece askerlikteki gibi çarşı izni gibi ama 2 gün çıkabilirsiniz. birinden birini seçin gibi bi konuşma yapmışlar.
yeni oldukları için belki göz korkutma amaçlı yapılmış bir konuşma da olabilir sonuçta herkesin evci kaldığı ev kendi ailesine ait değil insanların işleri, başka misafirleri de olabilir. evci kaldıkları kişileri de düşünmeleri gerekir bence.
+1
🌸matilda
(10.11.25)
işte aslında yazdığınız cevabın içinde gizli olay: zorunda kalmak.
burada bu çocuk her hafta sonu bizde kalmak zorunda değil. zorunluluk olsa zaten bir şey diyemem. bu çocuk istanbul'da değil de konya'da bu durumu yaşasaydı kime gidecekti gidecek yer de yok. ama hastalık durumu dediğiniz zorunlu bir durum öyle bir durumda tabii ki bakılır.

"direk" avukata göndersin napayım çekmek zorunda değilim kimsenin çocuğunu. bu seçeneği de sundum ama kabul etmiyor.
+2
🌸matilda
(10.11.25)
eğer çocuğun babası eşinize, siz benim çocuğumu istemiyorsunuz diye filan hayıflanırsa eşiniz de desin ki; ben zaten çocuk sorumluğunu üstlenmek istemediğim için kendim çocuk yapmıyorum.

gereksiz ajitasyonlara gerek yok.
+3
since1907
(10.11.25)
Türkiye'de büyük aile yapısı kuralları hala geçerli. Sen mesela boşanmayı aklına getirmişsin. Boşansan normali baba evine dönmendir. O durumda küçük kardeşinin vay sen niye geldin, ben sorumluluk almamak için hatta bir haftasonum vardı deme lüksüne sahip değil.
Yine büyük aile yapısının bir özelliği olarak baba evinde ücretsiz oturulabilir. Babanın çıkın ben kiraya vereceğim, kirayı da biriktirip ahir ömrümde bir maldivler tatili planlıyorum. diyemiyor, diyemez.
Yine mesela, kardeşlerden birinin depremde evi yıkılsa, veya şizofreni teşhisiyle eşi terketse, sığınacağı yer kardeş evidir.
Anne babadan biri vefat edip, diğeri elden ayaktan düşmeye başlasa olacak olan yine aynıdır.
Yani başınıza bir durum gelmiş. Aklına da gelmiş madem, uygula. Boşa adamı. Ya da eşin gitsin Abisine, Matilda iyi kız, inan sesini çıkarmış değil ama, ben mahcubiyet duyuyorum. Biz sorumluluğundan kaçınıp çocuk yapmama kararı almışken, kendimi karıma eksikli hissediyorum. Çocuğun evciliğini iptal edelim de ayda bir falan geçici evci yapalım. Olmaz mı? cinsinden bir şeylerle vaziyeti idare etsin.
Ama ben bunun yanlış olacağını düşünüyorum. Şahsi fikrim bu.
-5
Mirket
(10.11.25)
@matilda, hastalık vb. bir durumda böyle bir reaksiyonunuz olmazdı zaten, hiç sanmıyorum. dediğiniz gibi emrivaki yapılması, sizin iradenize ve yaşam alanınıza saygı duyulmaması söz konusu.

elbette boşanmak böyle bir nedenle olmamalı ama şayet siz eşinizin böyle durumlarda hiç bir zaman sınır çizemediğini düşünüyorsanız ve bu bardağı taşıran son damla olduysa, çift terapisi düşünebilirsiniz. zira bu durumda konu o çocuk değil, eşinizin çekirdek ailenizle ilgili hiç sınır çizememesi oluyor.
0
Phoebe
(10.11.25)
Çocuk evci çıkmak zorunda değil ki. Haftasonu kalsın okulunda, gezmeye çıksın dönsün. niye dışarda yatıya kalmak zorundaymış? İlle çıkacaksa adres olarak sizi göstersinler gitsin nerde kalıyorsa kalsın. ne biçim genç erkek bu gelip sizde kalıyor çocuk gibi

Sorun eşinizde. O neden rahatsız olmuyor mesela sizinle baş başa vakit geçiremeyecek olmaktan. Çocuk geldikçe siz dışarı çıkın kafanıza göre kocanız ağırlasın madem öyle istiyor. Boşanma ya da eşinizle kötü olma meselesi yeğeninin her hafta gelip sizde kalmasından ziyade eşinizin ailesine karşı sınır koyamayan ve sizi öncelik yapmamış biri olmasıyla alakalı.
+5
dfn4
(10.11.25)
işin sarpa sarması dipnotta belirttiğiniz sebepten evin size ait olmamasından kaynaklı. kira verip vermemenizin pek önemi yok. birisi işin nereye varacağını düşünmeden laf arasında bizim istanbulda ev var orda kalır sizin oğlan demiştir, diğeri de oğlum x amcanlarda kalırsın demiştir. 3. kişilerin 1.kişiler adına plan yapması...

çocuk burada en masum olan kişi. zira ailesinin kendisine söylediğini yapıyor. kendi adına karar vermeyi öğrenene kadar da böyle olacak. ama 5 yıl boyunca her haftasonu bizde kalacak "korkunuz" endişeniz bence yersiz. belki 1 sene sonra "amca sağol ben artık okulda kalmak istiyorum" diyebilir.
bence askeri okul kurallarını bir de kendiniz gidin sorun, öğrenin. mesela ben bilmediğim için soruyorum, evci çıkmadan, yani hafta sonu da okulda kalmaya devam ederek gün içinde dışarıya çıkılamıyor mu? örneğin duş almaya, çamaşır yıkamaya, kahvaltıya/öğlen yemeğine gelip akşam saatinde de okula geri dönülemiyor mu? ya da size evci izni diye çocuğun aktardığı şey gerçekten her hafta sonu evde konaklama zorunluluğu mu, yoksa izne çıkarsam bu adreste beni bulabilirsiniz beyanı mı? mesela planlı bir şekilde her ay başında bu ay sadece 1/2/3 hafta sonu eve çıkacağım, hava soğuk hiç çıkmayacağım gibi bir tercih belirtilebiliyor mu? ya da 6 ay sonra bu beyandan cayılamıyor mu?
kısacası çocuğu kırmadan kafanızdaki soruların cevaplarını ilk ağızdan yetkili birinden öğrenip 3.kişi olan aileleri karıştırmadan çocukla oturup konuşarak beraber bir çözüm üretin. 3.kişiler dilediklerini söyleyebilirler de önemli olan 1.kişilerin ne istediği.

söylemeden duramayacağım :) "bunu kimse kabul etmez", "çık sokağa 10 kişiye sor kaçı kabul edecek" gibi söylemler bana manasız geliyor. zira herkesin aile-akraba ilişkisi bir değil. bu davranışınızı eleştirip, sizi kötüleyecek de bir sürü insan bulunur. siz belirttiğiniz sebeplerden ötürü bu duruma karşısınız. bu kadar. sorduğunuz 10 kişiden 9'u aksi yönde fikir belirtse, siz düşüncenizden/kararınızdan vazgeçecek misiniz?

son olarak sorunsalınıza çözüm önerisi: boşanmak yerine her hafta sonu evi çocuğa bırakıp otelde konaklayın :)
-1
tnz
(10.11.25)
dfn4 +1

ayda 1 bile kabul edilebilecek bir şey değil. çok can sıkıcı. eşinizin ciddi ciddi konuşması lazım. buna da alınacaklarsa alınsınlar. her hafta sonu misafirlik olur mu ya öyle? böyle saçma bir şey olabilir mi? sizin bir hafta sonunuz var. çocuğun yanında mı sevişeceksiniz? belki tatil planı yapmanız gerekecek belki bir işiniz çıkacak yapamayacaksınız. kimse kabul etmez böyle bir şeyi.

ben olsam eşim diyemiyorsa gider ben söylerim. hiç çekinmem utanmam, düşüncesiz ana babası utansın. direkt derim: "biz her hafta sonu müsait değiliz, kalabalığı sevmiyorum bu yüzden çocuk bile istemiyorum (ben de gerçekten istemiyorum bu arada) benim her hafta sonu bir çocukla ilgilenecek vaktim ve enerjim yok, tüm hata çalışıyorum, hafta sonu da evde yalnız kalmak, sessiz takılmak istiyorum. evde genç bir erkek çocuğu varken rahatça giyinemiyorum bile. lütfen başka bir çözüm bulun. ben bunu kabul edemem."

aynen bu şekilde söyleyin. küserlerse küssünler. hiçbir şekilde ayda 1 yok otel gibi bilmem ne kabul etmeyin. çünkü zaman geçtikçe ayda 1 de batacak. vallahi evliliğiniz biter. ben olsam ben de boşarım.

çocuğun durumunu, ahını vahını yazığını siz düşünmek dertlenmek zorunda değilsiniz. onu dünyaya getiren anne babası düşünsün. doğururken size mi sordular. neden ilgilenmek zorunda olasınız ki? kocanız da pısırık anneci aileci biri galiba. aile içinde saygı gören sesi çıkan sözü dinlenen biri değil gibi duruyor. bunu söylemenin bir yolunu nasıl bulamaz? katlasın 4 yıl okulda takılsın. benim lise arkadaşlarım da o şekilde okuldaki yurtta 4 yıl kaldılar, bir şey olmadı.

hem bir çocuğun sorumluluğunu almak kolay değil. o çocuğa sizin evde bir şey olsa anne babası gelir sizi suçlar. ergen deli dolu erkek çocuğunun ne yapacağı belli olmaz. ergenlik ihtiyaçlarını falan da sizdeyken evde karşılayacak olma ihtimali bile çok rahatsız edici. yok sevgilimi getirebilir miyim diyecek, yok kankasını getirecek, yok onlara gidecek gecenin köründe eve gelecek sizi uyutmayacak... ergenin derdi bitmez ki.

evde sütyensiz ve şortla, dantelli gecelikle ya da çıplak falan gezemeyeceksiniz, hafta sonu pinekliğini yapamayacaksınız. bu ne biçim bir hayata dönüşecek...

ay valla evlenmeme isteğime +1 sebep eklendi bu olayla. akrabayla uğraşmak rezilliktir.
+2
art cat chocolate
(10.11.25)
tnz adlı duyurucunun yazdıkları komedi... anne babasının sorgulaması, öğrenmesi, düşünmesi, ayarlaması gereken o şeyleri siz yapmak zorunda değilsiniz. o çocuğun adını ve yaşını bile bilmek zorunda değilsiniz. ne münasebet ya. çocuk bakmak istesek doğururuz.

çözüm önerisi de her hafta otel masrafı olmuş. :D evlenilmemesi gereken kişi modelini görmüş olduk.

gercekdunya nın yazdığı yazı ise troll olabilir veya klasik anacı erkek modeli uzak durulması gerekenlerden. ciddiye alınmaması gereken bir yazı. hatta kişiyi engelleme kararı aldım şu an çünkü baya rage bait yapan bir troll bence.
+2
art cat chocolate
(10.11.25)
Oğlum İstanbul'da yatılı lise öğrencisi, abim de İstanbul'da yaşıyor. Hatta birbirine bayağı yakınlar, otobüsle bile max 30 dk ama oğluma ilk tembihlediğim şey "amcan seni arayıp haftasonu için davet etmedikçe sakın gitme oğlum" oldu. Abimle de aramız çok iyidir ama ne kadar yeğen de olsa aile dışından biri ve sürekli, onu da geçtim zorunlu misafirlik çok hoş karşılanmaz. sizi çok iyi anlıyorum. bunu eşinizin abisi ile görüşmesi, uygun bir dille izah etmesi gerek. Fakat "iş boşanmaya kadar gider" tepkiniz biraz fazla. Boşanma lafını bu kadar kolay dillendirmemek lazım. yaydan çıkmış ok gibi birşey bu, bi kere boşanma kozunu ortaya sürdüğünüz zaman hep sizin de eşinizin de aklında boşanma opsiyonu olacak. başka konularda da olsa tüm tartışmalarınızda lafın sonu boşanmaya gidecek. evliliğinizi çok yıpratır. naçizane tavsiyemdir bu da, anlayışla karşılayacağınızı umarak..
+12
faberkastelli
(10.11.25)
hala üstten üstten konuşuyorsunuz ama. çocuk yabancı biri değil, kimsenin çocuğu hiç değil. eşinizin öz yeğeni. sizin aileye bakışınız farklı olabilir eşinizin bakışı farklı olabilir. ortak bir noktada değilseniz anlaşabilmeniz zaten mümkün değil.

ayrıca evlilik böyle bir şey değil. bana göre sevgi saygı ve özveri gerektirir. bırak çocuk 2-3 ay kalsın hemen arızaya bağlama sonra zaten kendi bir yol bulacaktır. olmadı siz bir yol bulursunuz oraya yönlendirirsiniz. sizin adresi yazdırdı diye sizde kalması gerekmiyor zaten. yada gece askerler gelip evi yoklamayacak.

yine söylüyorum boşanmak en güzel çare. çünkü sizin bu tavrınızla, şimdi yapmazsanız ilerde daha büyük sorunlar yaşayacaksınız.
0
gercekdunya
(10.11.25)
Kabul etmem. Erkeğim. Bu çocuk aç değil, açıkta değil. Okulu herhangi bir evden daha iyidir. Havuzu, spor salonu, kütüphanesi vardır. Bir de İstanbul. Köyden gelen insan her yeri öğreniyor, askerî okulda okuyan çocuk çıksın gezsin. Ben de askerlik yaptım 6 ay. Haftada 1 gün çıkarsın, alışveriş yaparsın, yemek yersin, kafa dağıtırsın. Evde oturmak neymiş saatlerce. Sıkıntı eşinde. Niye her şeye tamam diyor. Kurtulmak için şans doğmuş. Onu da kabul etmiş.
+2
arbre
(10.11.25)
Ajite etmeye gerek yok, hastalık ayrı bu durum ayrı. Kimse kimsenin konfor alanını bozmamalı. Bunu önce çocuğun ailesi düşünebilmeli. Çocuk genç daha, ailesi bile akıl edemiyorken ondan beklemek olmaz zaten. Ailesi akıl etmiyor mu? O zaman yapacak bir şey yok, eşiniz güzelce konuşacak. Ben de şahsen kabul etmezdim, benim öz yeğenim olması da durumu değiştirmezdi. Çalışıyor, yoruluyor ve dinlenmek istiyoruz. Kısa bir süre olsa diş sıkılıp idare edilebilir ancak 5 sene çok uzun bir süre. Çocuk ortam yapar demişler ama garantisi olan bir durum değil bu. Eşiniz konuşacak, başka çıkar bir yol yok. Gerekirse evliliğimde sorun yaşamak istemiyorum diyecek.
+4
huzurlarinizda huzursuzluk
(10.11.25)
daha önceki duyurunuza da yazmıştım. biraz karikatürize edeyim. 1940 larda yaşasaydık, yeğen de köyünden tahta bavulu ile büyükşehire okumaya gelseydi o dönemin sosyal gerçekliğinde normal olabilirdi ama 2025 yılında bu normal ve sağlıklı değil.

olması gereken şu; çocuğun hafta sonu sabahtan akşama kadar izinli olduğu günlerde devamlılık arz etmeyecek şekilde günübirlik ziyaretler yapması daha seyrek olmakla beraber başlarda alışma sürecinde eğer olanak var ise cumartesi gecesi sizin evinizde yatıya kalması, zamanla bunun da ayda yılda bir seviyesine inmesi.

2025 yılındayız. insanlar çalışma hayatının yoğunluğundan dolayı (hele ki 8-5 çalışan memur vs değiller ise) kendi evinde bile yeterli vakit geçiremezken, aç açıkta olmayan birinin evin 3.kişisi düzeyinde rutin olarak dahil olması hiç doğru değil.

her şeyden önce çocuğun anne babasının oğlum, amcam yengen ısrarla davet etmediği sürece yatıya kalma, ev insanların mahremidir. amcan seni ne kadar sevse de sen rahatsızlık verme demesi gerekirdi. çocuk çok gamsız bir tip değilse, başkasının evinde yatıya kalmaktan (evet, aksi yönde cevap verenlerin bilmesi gereken nokta bu, insanın ana baba evi dışındaki her yer, amcasının evi de olsa başkasının evidir.)

burada durumu çetrefilli hale getiren bir nokta çocuğun anne babasının tavrı. diğer bir nokta bence dede/babanne kaynaklı. onların evinde oturduğunuz için benin öngörüm büyükanne/büyükbaba eşinizin kardeşine aaa ne güzel işte, ''bizim'' evde kalır hafta sonları çocuk rahat eder zihniyetiyle yaklaşıyor. yani ''bizim'' kelimesini kullanmasalar dahi düşünce yapıları bu şekilde muhtemelen, bu iki durumun üstüne eşinizin de aman abimle, anamla, babamla kötü olmayayım diye düşünüp sınır çizememesi durumu işin içinden çıkılmaz hale getiriyor.

eşinizin diyeceği şu, abi, anne, baba ''yeğenim tabii ki bizim canımız her sorunu, sıkıntısı ile ilgilenmek amcası olarak yalnız olmadığını hissettirmek benim görevim, bizim de bir aile düzenimiz var, hafta sonları da gelsin ama devamlı yatıya kalırsa kendi de rahatsız olur'' gibisinden derdini anlatan ama karşı tarafı da üzmeyen minvalde konuşma yapması. ama muhtemelen bir noktadan sonra büyük bir çatışma çıkacak, küslük olacak gibi hissediyorum.
+4
wilhelmwasmuss
(10.11.25)
bunu o yaştaki bir çocuk düşünemez. toplumumuz da mahalle baskısı halen geçerli. ben kendim bu durumu yaşasam kabul etmem. siz de istemiyorsanız kabul etmeyin. kendinizi çok net açıklamışsınız ki eşinizin muhattap olacağı kişiler sizin bilinç seviyenizin altında. bizim toplumumuzda halen çocuk yapmamak, anaya babaya sınır çizmek abes görülüyor. aman toplum ne der baskısı var. ne derse desin ya sene 2025.
yatılı okula gönderen ana baba da çocuğunu hafta sonunu düşünsün.
+2
mikahakkinen
(10.11.25)
olay fazla büyümüş gibi. mantık geri plana atılıp duygusal tepkiler verilmesin.
boşanma gibi laflar çok tehlikeli. dilinizin ucunda olmasın.
5 yıl boyunca çocuk hep bizde kalacak diye düşünmeyin, bu nereden çıktı. eşinize biraz zaman tanıyın o da abisine, çocuğun ailesine der.

daha ilk senesi, belki arkadaşları yok, nereye gideceğini bilmiyor, zamanla yapacak şeyler bulur arkadaşlar bulur.

rahatsızlığınız anlaşılır. hiç yadırgamıyorum bunu. haklısınız. ama bu konuda eşinizin fazla üstüne gidip de arada bırakmayın onu.

bir iki defa geldi misafirdi, artık her hafta geliyorsa misafirden saymam ben onu.
cumartesi sabah geldi ben uyuyamam, erkek kalkmam lazım çünkü ayıp gibi şeyleri pek düşünmezdim. siz bakın keyfinize, yapın planınızı olduğu kadar.
hem böylece belki çocuk da vazgeçer evci çıkmaktan.
+1
biseysorcaktim
(10.11.25)
Bence nasılsa kötü olacaksınız en baştan kötü olayım reddedeyim mantıgı yanlış.

Eşiniz buna zaten tamam dememesi lazım ama sizin yerinizde olsam bir kaç hafta gelsin sonra olmuyor diye eşinizle konuşmak olurdu.
+1
liberal
(10.11.25)
ben ya her haftasonu bir akraba, arkadas, gun daveti yapardim ya da cocuk geldiginde toplanip giderdim.
0
Coma
(10.11.25)
yukarda akli basinda olanlar yazmis zaten, hocam normal degil. ilk basta esinizin karsi cikmasi lazimdi o gercekten cok enteresan. burada normal karsilayanlar da aileden boyle gormustur ve zaten cocukluktan itibaren buyuk aile herkes ic ice yasiyordur. bugun geldigimiz sehir yasaminda bahsettiginiz seyin normal karsilanmasi mumkun degil.
anlamadigim bir durum, esiniz neden cumartesi sabahlari cocuk geldiginde evde olmuyor? cocuk gelmezse evde mi oluyor? o kismi anlamadim.
once aileyle sonra da okulla konusacaksiniz, bunun tek mantikli oluru cocuk sizde kalmayacak, aksamlari yurduna donece, arada bir siz yemege davet edeceksiniz.
okulun 5 yil taahhut almasi mumkun degil, muhtemelen yillik hatta belki donemlik soruluyordur. kaldi ki bir kere cocuk evci cikacagim dedi diye kararin degismemesi mumkun degil, diyelim ki siz sehir disina tasindiniz, ne olacak cocuk evci cikacagim dedi diye okul kabul etmeyecek mi karardan donulmesini. dolayisiyla hala karar degistirebilirsiniz ki saglikli olan budur.

ben cocugun ilk zamanlar gelip sonra gelmeyecegine inanmiyorum. gelecek, kiyafetlerini getirecek, ev yemegi yemek isteyecek vs.

eger bu durum degismezse, esinizle bunun icin aranizi bozmanizi ve bosanma lafinizi agziniza pelesenk etmenizi tavsiye etmiyorum. siz bir takimsiniz, birbirinize karsi degil, karsilastiginiz gucluklere karsi birlikte durmak zorundasiniz. bu durum degismezse, sizin yerinizde olsam hic oyle sabah kahvalti hazirlayim, erken kalkayim, cocukla oturayim derdine dusmem.

bu arada cocugu suclamak da dogru degil, bu cocuk muhtemelen 17/18 yasinda bisi, akli basi ne olsun ki daha, ailesi ne diyorsa onu yapiyordur.

bol sans diliyorum. esiniz ailesiyle konusacak, gerekirse kotu olacak. yani o nasil bir performans bekliyor ki sizden acaba hic hayir dememis cok enteresan.
0
kassiopeia
(10.11.25)
Sorun ne ben anlamadim. Ayip olur diye erken kalkmak mi koca ile dizi izleyememek mi? Erken kalkmamak yegenine ayip oluyorsa kocana olmuyor mu, kocana ayip olmuyorsa yegenine niye ayip oluyor? Aksam kocanla niye dizi izleyemiyorsun? Durum zaten keyfi degil de zoraki degil mi? Cocuk aileden degil mi? Zaten bulundugunuz evde hakki da yok mu? Bunun icin bosanmakla tehdit etmek? Modern kadin deliligi bu.
-5
osssy
(10.11.25)
ailesinin kirasını abisi alacakmış ya, oradan aldıkları kira ile çocuğa 1+1 ev açsınlar madem çocuk rahat etsin istiyorlar, arada bir de size gelir misafirlik gibi.

kendi ikametlerini 1+1 evde gösterip evci gösterebilirler sanırım oraya
0
pislick0
(10.11.25)
bunun çözümü maalesef başka eve çıkmak. şu an kira ödemiyorsunuz ve bir bakıma çocuğun dedesinin evinde yaşıyorsunuz. eğer size karşı anlayışlı değillerse (-ki bence lise çağında çocuklar için günlük izin gayet de yeterli, bir evde kalmaya ihtiyaçları olmamalı) kendi evinize çıkarsanız böyle bir istekte bulunabileceklerini sanmıyorum.
+1
eileengray
(10.11.25)
"işgüzar" amcanın çocuğu size sormadan size kitlemesi ile, sizin annenizin babanızın evine kira ödemen çökmeniz genelde aynı sebepler aslında.

kendi bireysel alanınızı, huzurlu bir haftasonunuzu düşündüğünüz gibi mesela; bedavaya oturduğunuz evden gelecek kira ile anne babanın da hayat standartlarını arttırabileceğini hiç düşündünüz mü? ordan da para gelse belki turlara katılıp gezecekler, ya da tarzları değil derseniz belki arabayı yükseltecek, oturduğu evi daha güzel yaptıracak?

her şey malesef ekonomiktir. siz mesela tamamen ayrı gayri bağımsız, kirasını ödediğiniz bir evde otursanız bu tartışmalar belki hiç olmayacaktı.

değişen toplumumuzun sosyolojisi üzerine de aslında güzel bir konu bu. şikayetlerinizde kesinlikle haklısınız, 2025 yılında olacak iş değil bu tabii ki. ama siz sırf o evde para ödemeden oturuyrsunuz diye o amca kendisinde bunu hak görüyor. aslında anlatmak istediğim buydu.

aile içi, hele ki geniş aile için; asla para alan, bir yardım gören konumuna düşmeyin. para verin, yardım edin ama asla bu konuma düşmeyin. huzurunuzu, konforunuzu, dertsiz başınızı böyle sömürürler.
+10
makbur
(10.11.25)
Daha okurken canım sıkıldı. Çocuğun ebeveynlerine biraz empati yapabilme yeteneği zerk etmek gerekiyor bence. "Siz de İstanbul'da oturuyorsunuz haftasonları kalıversin işte" rahatlığına ayar oldum. Ebeveynleri daha baştan sizin hayatınız ne derece olumsuz etkileniri düşünüp bu teklifi yapmamalıydı. Sizin öneriniz ideal bana kalırsa. Eşiniz "Çalışma saatlerinden dolayı eşimle bir tek haftasonları baş başa kalabiliyoruz. Yeğen evci gelmese mi bize acaba?" desin mesela.
0
mungojerry
(10.11.25)
Her evliliğin dinamikleri ile aile yapısı farklı ve bekar olduğumdan fikir belirtmem doğru değil. Düşünceniz doğrudur yanlıştır bir şey diyemem ama takıldığım bir durum var. Bunu eleştirme olarak değil, anlamak için soruyorum.

Yazmışsınız ki: "... ben uyuyabileceğim 2 günden birinde kalkmak zorundayım çünkü ayıp." Neden kalmak zorundasınız ki, neden ayıp olsun?


Kendimi sizin yerinize koymaya çalışıyorum; haklılık payınız var. Özellikli yeni evlisiniz sonuna kadar haklılık payınız var.

Özellikle aile yapısı çok farklı. Bunu ikinci kez yazmanının doğru ve yanlış olmaması. Ben ailemden daha farklı gördüm. Erkek kişisiyim. Evli olsam ve hanımın yeğeni her hafta sonu kalmaya gelse, bir şey diyeceğimi sanmıyorum. Tabii büyük konuşmam doğru değil, şartlar değişebilir ama elimden geldiğince rahat rahat takılmaya çalışırım.
+1
put it in your appropriate place
(10.11.25)
ya siz neden hayır olmaz diyemiyorsunuz? tüm sorun burada.
+2
deartheodosia
(10.11.25)
cevaplari okudum, hem uzuldum hem sinirlendim yaw. her zaman soyluyorum, insanlar "default" kotu. kotu kalpliyiz, yarali ele isemeyiz, sadece kendi gotumuzu kurtarmaya calisiyoruz. istediginiz kadar eksileyin, cok da fifi.

oncelikle ev cocugun dedesinin yaw :) o evde o cocugun da hakki var. ben cocugun dedesi olsam ve boyle bir ariza ciksa, sizi o evden ivedilikle sepetlerim, madem torun kalamiyor kimse kalmasin derim, veririm kiraya. bu cepte dursun.

ailede boyle bir ihtiyac var, yaw belki cocugun da su anda sohbet falan etmek istedigini gore belki duygusal bir ihtiyaci var, yalniz hissediyor kendini vs. 1-2 sene bu sekilde idare etseniz sizin icin olumcul sonuclari olacagini sanmiyorum.
hadi cocuk dusunuyor olsaniz, odaya ihtiyaciniz falan olsa, ya da lohusa falan olsa bir nebze haklisin diyecem de oyle bir durum da yok. bu iki.

burda ayrica sizden istenen bir "entertaintment" degil, guvenilir bir kapi, bir adres olacaksiniz. siz bakin isinize, yok haftasonu erken kalkmak, yok aksam bilmem kaca kadar yatamamak, bunlara gerek yok ki. siz bakin isinize, cocuk zaten en fazla 1-2 sene gelir gider, sonra buyuk ihtimal kendini arkadas grubunu kurup gelmeyi kesecek.
bu da uc.

bu ayrica daha once denenmemis birsey de degil, benim tanidigim bir aile 4 sene boyunca her allahin gunu, istanbula okumaya gelen bir uzak akraba cocugunu misafir ettiler. kimsenin bu konuyu mevzu ettigini ne duydum ne gordum, surekli o eve girip cikardim. ve o sirada ciddi maddi sikintilari vardi.
+1
cooperr
(11.11.25)
Bence çok ümitsizliğe düşmeyin. Hallolmayacak şeyler değil. Moralinizi yüksek tutun.

-Okul her ne kadar "her hafta evci çıkacaksınız" dese de, bu "5 sene boyunca sizde kalacak" anlamına gelmiyor. Bu tarz kurumlarda mutlaka gelişmelere göre izlenen prosedürler vardır. Diyelim 2 ay sonra sizin şehir dışına taşınmanız gerekti, çocuğu okuldan mı atacaklar? Bir dilekçe verecek, artık evci olmayacak. Disiplin yönetmeliğine göre suç da değil. Başı da ağrımaz. Bu bir.

-Eğer düzenli olarak size gelecekse, "misafir" olmuyor artık. Bir nevi "ev halkı" oluyor. İlk bir iki haftasonu beraber takılırsınız. Sonra kendisi serbest takılır. Hiçbir ayıbı yok bunun. Siz eşinizle haftasonu rutinleriniz neyse bozmazsınız. Yani çocuk sizin düzeninize adapte olacak. Kendisini istenmeyen hissettirmeden, sevgiyle, serbest bırakın. Siz de kendi düzeninizi bozmayın. Erken mi kalktı, dolaptan bir şeyler atıştırsın kendine. Öyle ayda yılda bir gelen misafir değil çünkü. Hatta ev işlerinde siz ve eşinize yardımcı dahi olabilir.

-Eğer çocuğun sevmediğiniz, benimsemediğiniz huyları yahut çeşitli problemleri varsa tabii ki eve almak zorunda değilsiniz. Ama çocuk zararsızsa bence şimdiden olumsuz düşünmeyin. İlk aylarında şehre, okula, ortama alışmasında yardım etmiş olursunuz. Destek olmuş olursunuz. O zaten arkadaş edindikçe zamanla bir düzeni olur.

-Eğer ailenize olumsuz görüş bildirecwkseniz, eşiniz asla sizi bahane etmemeli. Suçlu olarak sizi öne atmamalı. Aile içinde işler çok karışabilir.

-18 yıllık evliyim. Yeri geldi benim yeğenim bir yıla yakın bizde kaldı. Yeri geldi eşimin ablası aylarca bizde kaldı. Çok müteşekkir oldular. Çok dua aldık. Dönem dönem evde ekstra birinin olması çok da kötü bir şey değil. Herkes sınırlarını biliyorsa, kimse kendini kasmıyorsa gündelik yaşamınız, düzeniniz sekteye uğramıyor.

Bence hemen peşinen olumsuz düşünmeyin. İlk bir ay (4 haftasonu) sonunda, eğer yapamayacağınıza kani olursanız kesin bir şekilde, sonra çocuk kurumuyla konuşur, evci izni iptal edilir. Çocukta bir olumsuzluk yoksa bence bir şans verin.
+1
yadigar
(11.11.25)
abi ev cocugun dedesinin, kira vermeden oturuluyor.. ortada bildigin royal flush var, kartlar acik :D
bunun ustune ne deseniz olsa olsa sinek ikili olur, bosuna analiz kasmaya gerek yok.
+2
cooperr
(12.11.25)
bir önceki duyurunu da okumuştum ve üzülmüştüm.

Öncelikle ev çocuğun dedesinin falan değil sizin eviniz. kira vermiyorsunuz diye çocuk gelip o evde istediği gibi kalabilir demek değil bu. öyle saçmalık mı olur ya evde kira vermeden oturuyosunuz diye dedenin tüm misafirleri arkadaşları akrabaları gelip kalsın o zaman djhffdjgh misafirhane mi orası kervansaray mı Allah aşkına saçmalamayın arkadaşlar.

çocuğun sürekli sizin evde kalması sizin aile ve ev düzeninizi tamamen bozar, böyle bir şeyi ancak çalışmayan ve aşırı geleneksel yaşayan ailelerin gelinleri kabul eder normal aile yaşantısına sahip olan kimse kabul etmez. bu çocuğun ailesi istanbuldaki askeri okulu yazdırırken size mi güvendiler? hayır. çocuğun yatılı bi şekilde orada kalacağını bilmiyorlar mıydı? size böyle bir yük yüklenmesi çok saçma ve haksızlık.

ben de istanbulda üniversite kazandığım zamanlar ilk dönem hafta sonları teyzemlere gidiyordum kalmaya. şimdi düşünüyorum da ne kadar saçmaymış annemin beni uyarması gerekirmiş gitme diye ama annem cahil bir insan olduğu için pek böyle şeyleri düşünebilecek biri olmadığı için gidiyordum. sonra bi baktım yurt arkadaşlarım hep kaynaşmışlar, hafta sonları hep bi yerlere gidiyolar vs. sonra ben ocak dışı kalmışım teyzemlere gittiğim için. neyse ben ikinci dönemden itibaren gitmemeye başladım yurtta takılıyordum artık. bence çocuğa bunu söyleyebilirsiniz, okul arkadaşların hep kaynaşır arkadaş olurlar hafta sonu gezdkleri takıldıkları için sen dışarda kalırsın vs diye korkutun bence.

ailesine de söyleyin çcouğun bu şekilde her hafta sonu gelmesi bizim açımızdan yorucu oluyor, kendi arkadaşlarımızı vs çağıramıyoruz, bazen makana ile veya kahvaltılık şeylerle geçiştrmek istediğimiz zamanlar oluyor, biz de çalışan insanlarız vs söyleyin çocuğun ailesine durumu. bence bu karşı tarafa bu şekilde anlatıldığı takdirde onların da anlayışla karşılaması gerekir. eşiniz ile beraber arayın hoparlöre verin durumunuzu anlatın. sizi de kırmak gücendirmek istemeyiz diyerek başlayın yumuşak bir tonda konuşun. çocuk için de ortamına alışması bakımından her hafta evci gelmesi iyi bi şey değil, arkadaşları kaynaşıyodur o dışarda kalıyodur vs ayrıca zorluklara tek başına vakit geçirmeye de alışması gerekiyor, hatta ders çalışması da ggerekiyor. böyle eve gelince ne ara ders çalışacak? bunları anlatın bence.

neyse bi de yukarıda da söylenmiş, bu bir hastalık durumu vs değil o yüzden mecbur değilsinz bakmaya.
-2
Sadece soruyorum
(12.11.25)
bir ekleme daha:
bu durumda bazı aileler çocuğunu tek bırakmaya korktukları zaman çocuğun bulunduğu ile taşınıyorlar. bizim öyle tanıdığımız aileler var mesela kızı kırıkkalede üniversite kazanmış aile de kızla birlikte o ile gitmiş ev tutmuşlar kız da evden gidip geliyor okula. böyle şeyler de var. ailesi bu kadar hassas ise gelip taşınsınlar istanbula. yine bu işin sorumluluğu size ait değil.
-5
Sadece soruyorum
(12.11.25)
makbur+1
cooper+1
put it in your...+1
osssy(soyleyis tarzi biraz fazla direkt olsa da)+1/2

istanbul' da kalacak yeri olmayan bekar olan kucuk kuzenim birkac senedir, evli olan buyuk kuzenimin evinde kaliyor. bildigim kadari ile simdiye kadar buyuk bir sorun cikmadi. yani her ailenin yapisi ve dinamikleri farkli. sizin derdinizi anliyorum ama bu durumu gayet normal olarak goren suruyle insan da cikacaktir.

siz de kisisel alandan filan bahsederken hollandali-amerikali, esinizin baba-annesinin evinde kira odemeden otururken turk gibi davranmissiniz. baska her konuda "modern" olup da is erkek tarafina milyonluk dugun merasimi kitlemeye gelince direkt geleneksele baglayan kadinlar gibi olmus biraz. kendi evinizde olsaniz bunlar yasanmaz.
+3
trixi
(12.11.25)
@sadece soruyorum :D

Öncelikle ev çocuğun dedesinin falan değil sizin eviniz - yaw duyuruyu acanin beyani ev dedenin, tapu dede adina. ne demek sizin eviniz asdasdasd. tapu kiminse ev onundur, dede hayattayken adamin evine mi cokuluyor, hayirdir?

vde kira vermeden oturuyosunuz diye dedenin tüm misafirleri arkadaşları akrabaları gelip kalsın o zaman djhffdjgh misafirhane mi orası kervansaray mı - yaw, COCUGUN OZ DEDESI, alooowww.. dedenin arkadasi falan degil mevzubahis.

biz de ayni topraklarda dogduk buyuduk. dedemin evi olacak, orada amcam yasiyacak. ben gidip kalmak isteyecem ve beni almayacak iceri oyle mi? niye, amcamin karisinin keyfi bozuluyormus.
iyiymi$, kafalara gel..
-1
cooperr
(12.11.25)
bence buradaki sorun evin dedesinin olmasi, cocugun ortama alisamamasi, ailesinin sehirdisinda yasamasi falan degil. sorun, op'nin cocuk istememesi ve baskasinin cocugunun sorumlulugunu da almak istememesi. cocuk sadece gelip gidecek, bir sorumluluk yok ki, demekle olmuyor bu. türkiye'de, türk aile yapisinda, evine gelen misafir yetiskin bile olsa ev sahibine sorumluluk düser.

bu durum benim ailemde sorun olmazdi.
bu durumu sahsen ben de sikinti etmezdim cünkü severim kalabalik aileleri.
ama kendim cocuk bile yapmak istemesem, buna ragmen 5 sene her haftasonu benim cocuga bak dense benim de ayarlarim oynardi.
düsünün ki kendinize ugrasmamak icin ve sevmediginiz icin araba almiyorsunuz. sonra bir aile büyügü size ev veriyor, evin garaji da var. diger aile büyügü de diyor ki evinde garaj var, benim arabayi her haftasonu sana vericem, icini sil süpür, arabayi yika, lastik basinciydi, suyuydu neydi kontrol et, her yil servise götür ve bu bes sene devam etsin.
buna sktr cekmem diyorsaniz ben de kibariye'yim.

soru sahibine: bosanma gibi laflar bence ortaya atilmamali. oyun degil yani bu. ne tehdit olarak ne uyari olarak bahsi gecmeli. agiz alistirilmamali. bir kere söyleyince bile iliskideki dengeler degismeye basliyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
@deranzo

uyan evlat, sabah oldu :D
0
cooperr
(13.11.25)
1- Bosanma kelimesini tehdit gibi kullanmasaymissin iyi olurmus. buyuk bir kelime bu. Ayip etmissin esine karsi. Bunun icin ozur dilemelisin.

2- Tecrubeyle sabit yaziyorum; bence seni asil yoran cocuk degil. 2 saat ise gidis, 2 saat isten gelis normal degil. Haftada 20 saatin! yolda geciyor. Sen zaten yorgunsun.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(13.11.25)
bence bu işi krizi fırsata çevirerek çözebilirsiniz. niye erken kalkmak, çocuğa kahvaltı hazırlamak, kendini çocuğa hizmet etmek zorunda hissedesin ki, anası mısın babası mısın, bu da ufacık çocuk değil.

ben erkek tarafıyım. eşimin yeğeni (kardeşinin de değil, kuzeninin çocuğu) ankara'da üniversite kazandı. kyk'ya yazıldı. daha ilk ay dolmadan koskoca herif böhühüüğğğ halaaa ben yapamıyom dayanamıyom ühühüğğğ diye çıktı geldi. ne diycen gel kal dedik. öyle sadece hafta sonu da değil, full time. ilk 2 yıl bizimle kaldı, 3. sınıfta daha yakın yurt çıktı, bu sene az geliyor, hafta sonu gelip pazartesi gidiyor.

ama bizde kalıyor diye de kendimizi çocuğa hizmet etmeye adamadık. kendi yatağını kendi seriyor, sabah kendi topluyor kaldırıyor. kahvaltısını kendi hazırlıyor. tarih öğretmenliği okuduğu için (ayrıca tarihe çok meraklı da olduğu ve bu alanda epey bilgili olduğu için) 13 yaşındaki oğluma tarih özel dersi veriyor (lgs denemelerinde inkılap tarihimiz full), çocuklarla çok güzel çocuk oluyor, oğlanın arkadaşları da çok seviyor. arkadaşlarını yanına kitleyip hadi bunları gezdir oyala diyip yolluyorsun, bir güzel oyun abisi oluyor. eve gelmeden önce arayıp "akşama misafir var bi evi süpürüver, ortalığı toparla" diyorsun evi hazırlıyor. biz mesela şu anda okul ara tatilde, çıktık tatile geldik, çocuk evde kediye bakıyor.

oğluma abi oldu, bedava özel öğretmen oldu, arkadaşlarına oyun abisi oldu, bize zor durum yardımcısı oldu. bir zorluğu, külfeti de yok, geç kalkılacaksa geç kalkıyoruz, bu yatağını toplayıp hazırlanıp gidiyor. akşam geliyor, geç geleceksek yemeğini koyup yiyor. misafir gibi ona özel ayrıcalıklı bir hizmet yok. o evde diye kendimizden esirgediğimiz bir şey yok. biz film izleyeceksek, o izlemek istemiyorsa gidiyor odasına oyun oynuyor. ya da oturup bizle izliyor. durduk yere ikinci çocuğumuz oldu.

misafir gibi davramayın. evin, ailenin üyesi olsun, zaten usanırsa "eeh bunlar beni hizmetçi gibi kullanıyorlar" diyip gelmez. kalma fikri ağır basıyorsa da aile üyesi olarak üzerine düşeni, hatta fazlasını yapsın, yaptırın.
+2
kibritsuyu
(13.11.25)
benim de anlatmak istediğim aşağı yukarı @kibritsuyu'nun dediği şeylerdi. Yani denenir, olumlu da sonuçlanabilir. Olumsuz bir durum olursa da, o zaman karar verirsiniz. Şimdiden peşinen kötü olacak diye şartlanmamak lazım. Can sıkıcı şeyler olursa aksiyon alınır. En azından peşin hükümlü davranmamış, bir olumsuzluğa binaen eyleme geçmiş olursunuz. O zaman da çocuk ister başka yerde kalır hafta sonu (kontrol edilmiyor nerede kaldığı) ister dilekçe verip daimi yatılıya geçer.

Tabii şöyle bir gerçek de var, kibritsuyu örneğinde aile çocuklu ve yaş farkı daha fazla. Evde kalan üniversiteli de olsa göze daha bir "bebe" gözüküyor. Daha rahat davranıyor evdekiler...
+1
yadigar
(13.11.25)
(10)

Hiç Yemediğiniz Yöresel Yemekler

auroraaurora
Çılbır sorusundan aklıma geldi. Çok bilinen, sizin evinizde veya yörenizde yenmediği için hiç denemediğiniz yemekler var mı?Ben keşkek ve çılbırın neye benzediğini bile bilmiyorum. Sadece adını duydum. Kuymağı da sadece bir kez, Karadeniz turunda yedim.
Çılbır sorusundan aklıma geldi.
Çok bilinen, sizin evinizde veya yörenizde yenmediği için hiç denemediğiniz yemekler var mı?

Ben keşkek ve çılbırın neye benzediğini bile bilmiyorum. Sadece adını duydum. Kuymağı da sadece bir kez, Karadeniz turunda yedim.
+1
auroraaurora
(10.11.25)
-soğanlı yumurta

-domatesli pilav

-kuru fasulyeli lahana

-kuşkonmaz

para versen yemem. memleket gastamonu.
-1
yurtsuz john
(10.11.25)
Mendek diye bir bitkiden corba yapiyorlar. Allah affetsin korkunc.
Karalahana corbasini da sevmiyorum ama mesela onun Gumushane usulu yapilani gene fena degil.
Tursu iceren yemekler,
0
mbond
(10.11.25)
Şırdan, beyin, göz

Bunlar tam anlamıyla yemek sayılmaz, ama bunları yemedim ve yemem de.
+2
VIPCH
(10.11.25)
Şu popüler Antep yemeği, etli çorba mı ne, adı aklıma gelmedi
-2
arbre
(10.11.25)
Mumbar dolması
Hangi yörenin bilmiyorum ama hiç çekici gelmiyor.

Karadeniz mutfağından kara lahanayla yapılan şeyleri yemem (dolma hariç).
0
mutekebbir
(10.11.25)
ben normalde her yörenin yemegini yerim ve severim. fasulye tursusu da severim, keskeke bayilirim, isirgan yemegini de yerim. rize, hatay, izmir fark etmez, her yörenin yemegini yemis ve cogunu sevmisimdir ama gecenlerde malatyalilarin bir yemegini gördüm, kiraz yapragi sarmasi deniyormus, aklima geldikce kusacak gibi oluyorum. kiraz yapragina sarma yapti, sonra su, un ve yogurdu karistirip kaynamaya koydu, sarmalari da onun icine atti. büyük konusmayayim ama üc gün yemek yemesem bile agzima sürmem onu. bahsettigim tarifi buldum: www.instagram.com

bir de benim annem tarafinda bir yemek yapilir. türk yemegi degil, cecen yemegi. bence o yemegi de asla yiyemez insan alisik degilse. haltmi$ adi yemegin, haslanmis bir somun hamur düsünün, baya cig hamuru hasliyorlar ve bunu kesmeden bölmeden önüne koyuyorlar. yaninda kuru et ve sarimsakli tereyagli sos. biraz hamur, biraz et catala alip sosa batiriyorsun. yemegi ben seviyorum ama alisik olmayan insan mümkün degil o hamuru yiyemez.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(10.11.25)
yozgatlıların çok sevdiği, bağımsız ülke olsalar adeta bir milli gurur nesnesi yapacakları ''arabaşı'' denen garabet. biz de iç anadoluluyuz ama bereket şehrimizde bu yiyeceği yapan da yiyen de görmedik. bir komşumuz bir kere bunu yapıp büyük bir gururla getirmişti bir tencere (ki öyle şuna buna ıyy yiyemem diyen kıl kuyruk hassas tiplerden değilim, hatta eminim çocuğunuza göre midesiz kategorisindeyimdir ama) bir kaşık bile almak içimden gelmemişti. yani benim kafamda sadece kıtlık zamanı ölmemek için yenecek şeyler diye kategorize ettiğim bir liste vardır. onun en tepesinde arabaşı var anadolu yöresel yemekleri içinde.
0
wilhelmwasmuss
(10.11.25)
Hocam bahsettiğiniz kiraz yaprağı sarması efsanevi bir lezzettir. Karamelize soğan, erik ekşisi, tereyağı, kiraz yaprağı, yoğurt gibi malzemeler bulgura öyle bir dengeli ve zengin bir lezzet veriyor ki... Vedat Milor Malatya'ya geldiğinde iki ayrı yerde yedi ve neredeyse ağlayacaktı. Sonrasında kaç farklı yerde anlattı. Görüntüsü pek albenili değil, kabul. Hatta bazı Malatyalılar "bulamaç köftesi" der o yüzden. Ama müstesna bir tadı var. Mevsimine göre dut, ayva ve fasulye yaprağıyla da yapılır ama en makbulü kiraz yaprağıyla yapılanıdır. Tahmin ettiğiniz kadar ağır bir yemek değil. Zengin ve dengeli bir lezzeti var.

Soruya cevap olarak da, duyup da yemediğim/tatmadığım yöresel yemek çok azdır. Aklıma bir tek mutancana geliyor. Onu da rastgele bir yerde yemek istemiyorum. Riskli bir tarif çünkü.
+1
yadigar
(11.11.25)
Mumbar dolmasi! Yemedim. Yemem. Ben de timsah, akrep, fermente kopekbaligi yedim. Ozellikle mumbar dolmasi icin anektodum var: Zamaninda Bilkent'te cok guzel bir kiz arkadasim vardi. Her sey harika gidiyordu, ta ki annesi memleketlerinden gelip bir tencere mumbar dolmasi getirene kadar.
Yemin ederim, ilk gordugumde bok sandim. Tencereyi actilar, ben dumur oldum. Kiz da aldi bir tane, agzina goturdu, o an midem bulandi. Kusasim geldi. Ama hicbir sey demedim, nazikce uzaklastim.
Burda itiraf ediyorum: sirf mumbar dolmasi yedigi icin ayrildim. Hayatimda daha kotu bir sey gormedim. Mumbar dolmasi benim icin travma oldu.
0
thetruenorthstrongandfree1
(11.11.25)
Soru sahibi nefret ettiğiniz yiyecekler diye bir soru mu sormuş? Denemediğiz yöresel yemekleri sormuş. Türkiye'de okuduğunu anlama oranının yerlerde olmasına güzel bir örnek olmuş bu soru:d

Keşkek benim de listemde ama nerede bulur yerim bilmiyorum ben de çok merak ediyorum.
-1
sadakatsiz
(11.11.25)
(12)

çılbır

exlibris
kahvaltıda mı yersiniz?diğer öğünlerde meze gibi ortaya mı koyarsınız?kahvaltıda yiyorsanız yoğurduna sarımsak koyar mısınız?çılbırdan nefret mi edersiniz?kahvaltıda günde bir yumurta yerim, omlet ya da haşlama şeklinde, çılbır denemek istiyorum yarın. yorumlarınızı alayım...
kahvaltıda mı yersiniz?
diğer öğünlerde meze gibi ortaya mı koyarsınız?
kahvaltıda yiyorsanız yoğurduna sarımsak koyar mısınız?
çılbırdan nefret mi edersiniz?

kahvaltıda günde bir yumurta yerim, omlet ya da haşlama şeklinde, çılbır denemek istiyorum yarın. yorumlarınızı alayım...
-1
exlibris
(10.11.25)
Kahvaltıda yenmez bence o, çayın yanında.

Sarımsağı da sonrasında dışarı çıkmayacağımdan emin olduğum akşam yemekleri dışında asla yemem.
0
Mirket
(10.11.25)
Çılbır bana göre bir ana yemek. O yüzden günün kalanında dışarı çıkmayacaksam eğer öğlen tüketiyorum haricinde hep akşam yemeklerinde tercih etmişimdir. Kahvaltı için değişik bir şey arıyorsanız ispanyol omletini tavsiye edebilirim. Patatesli yumurtanın soğanlı olan versiyonu diyebiliriz. Soğanlar piştiği için koku vs rahatsızlığınız da olmaz.

Bu arada naçizane bir tavsiye yoğurdu çok çok az benmari usulü ısıtıp yumurtaları üzerine öyle eklerseniz yemesi daha keyifli oluyor. Aksi halde yoğurdun soğukluğundan yumurtanın kıvamı çok çirkinleşiyor. En azından benim için.
0
mermaidd
(10.11.25)
Sabah erken kahvaltı yapıyorsam istemem ama öğlenden itibaren her öğün yiyebilirim.
0
mutekebbir
(10.11.25)
bana tam olarak bir yaz öğlen yemeği gibi geliyor çılbır hafif ve soğuk olmasıyla. mezelik bir şey değil kesin olarak başlı başına bir yemek bir şeylerin yanında iyi gidecek bir şey değil bence. yani şöyle yarım yemeklerin vardır az az doymak için bir de çılbır yapayım dersin o ayrı ama yemeğin yanına özellikle çılbır yapıp bir menü oluşturmazsın. kahvaltıda hiç yemedim peynir kaymak süt varken yoğurtlu bir yemek pek tüketesim gelmez ama yenmez de değil tabi özellikle kahvaltıda süt ürünleri pek tüketmeyen biriysen. çok aç değilsen akşam da yenir ama akşam genellikle en önemsediğim şey doyuruculuk oluyor.
0
semaforo de medianoche
(10.11.25)
yumurtanın yemeyi sevdiğim nadir formlarından biri olduğu için ben oldukça severim. yazılanın aksine daha çok brunch ya da kahvaltı olarak tüketirim. yaşadığım ülkede de böyle tüketiliyor, alışkanlık oldu sanırım. akşam yemeği olarak tercih etmem. çiğ sarımsak yerine de kurutulmuş kıtır sarımsak olabilir. sarımsaksız yiyorum daha çok.
0
eileengray
(10.11.25)
ben çok severim ancak bence kahvaltılık değil, sarımsaksız aynı lezzeti veremez diye düşünüyorum :)
evde yemek olmadığında akşam için kurtarıcı daha çok benim için
0
ao12
(10.11.25)
kahvaltıda yemem.
sarımsakla yemem. düz yoğurtla yerim.
öğle-akşam yemeği ok.
çok severim, hafif ve lezzetli. gayet sağlıklık bir yemek.
0
false pretension
(10.11.25)
Rahmetli dedem oglenleri yerdi bunu. Gun ortasi yemegidir.
0
warrior princess
(10.11.25)
Kahvalti disindaki zamanlarda yerim. Baska bir yemegin yaninda olmasini tercih ederim. Cilbirla ilk kez askerde karsilastim, tabii bilinen usulden cok farklidir. Yogurdun icinde yumurta olmasi basli basina garip bir konsept gibi geldi ama denedim hosuma gitti. Sonradan kendim de yaptim birkac kez iyi gidiyor.
0
mbond
(10.11.25)
kahvaltıda çok sevmem, ama haftasonu filan geç kahvaltı olacaksa olabilir. onun dışında öğlen de yediğim çok oldu akşam da :) çok severim kendilerini. sarımsaklı çok güzel olduğu için dikkat etmek gerekiyor :)
+1
sweetoffice
(10.11.25)
yumurta beyazindan nefret eden biri olarak yumurta beyazini yiyebildigim tek formu cilbirdir.
bence ana yemektir. okuldan eve geldiginde falan gömersin :)
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(10.11.25)
kahvaltı değil de biz akşam yemeğinde meze gibi yeriz
0
ihsanlı
(10.11.25)
(7)

Sözlükte bir entry sonrası küfür edilmesi

yap desem yapmazsin he
Küfür edilmeyen hiçbir yakınım kalmadı. Bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunduğumda ekşisözlük yönetimi yazar bilgilerini savcılıkla paylaşıyor mu?
Küfür edilmeyen hiçbir yakınım kalmadı. Bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunduğumda ekşisözlük yönetimi yazar bilgilerini savcılıkla paylaşıyor mu?
0
yap desem yapmazsin he
(09.11.25)
evet. sikayette bulunmaniz yeterli.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.11.25)
mahkeme de sizin bilgilerinizi paylaşacaktır.
+1
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(09.11.25)
0
🌸yap desem yapmazsin he
(09.11.25)
özel mesajlaşma hakaret sayılıyor mu? bir ara sayılmıyor diye hatırladım
0
jepa
(09.11.25)
sayılıyor niye sayılmasın, korunan değer kendi kişilik hakkınız, başkasını gerektiren bir durum yok.
0
🌸yap desem yapmazsin he
(09.11.25)
Evet
0
cemallamec
(09.11.25)
Dilekçe ile direkt savcılığa şikayet edin. Sonra tıpış tıpış gelip özür diliyorlar, ben yapmadım küçük kardeşim yazmış falan diyorlar.
Bir tanesi sözlükte alakasız bir entry'den dolayı bana yardırmıştı özelden, görsen bir konuşmalar bir özgüven.
Sonra buna şikayet dilekçesini gönderince, "hocam niye bu kadar gerginsiniz"e döndü olay. Ondan sonra da "çok özür dilerim"lerle bitmişti.
0
artci sarsinti
(10.11.25)
(5)

Semt pazarlarında kredi kartıyla alışveriş yapılıyor mu?

sekizdokuzon
SbTeşekkürler.
Sb

Teşekkürler.
+1
sekizdokuzon
(09.11.25)
Bazı tezgahlarda var. Kimisi de üzerine fiyat ekleyip yan tezgahın pos'unu kullanabiliyor.

Kart geçen tezgah sayısı da semtine bağlı biraz. Bizim buralar için 1/3-1/4 gibi oranı.
+1
yadigar
(09.11.25)
peynircilerde, yumurtaci/bakliyatcilarda, balikcilarda, tursucularda oluyor. sebze meyvecide sans isi.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.11.25)
kullanmayın. pazarcı iki kuruş para kazanıyor, onu da bankaya komisyon olarak vermesinler.
-3
co2s2
(09.11.25)
Pazarcının 2 kuruş kazandığını sananlara hayatta başarılar diliyorum.

Küçük tezgahlar hariç çoğunda geçiyor bizim muhitte.
+2
Mcfly
(09.11.25)
benim gittiğim pazarda satıcıların yarısında vardı pos cihazı.
0
biseysorcaktim
(09.11.25)
(7)

İngilizce klavye kullanılır mı?

daddy
Oyun için bir klavye almıştım, TR istemiştim ama ingilizce geldi. Kullansam mı diye düşünüyorum ama öngöremediğim bir problem yaşar mıyım?
Oyun için bir klavye almıştım, TR istemiştim ama ingilizce geldi. Kullansam mı diye düşünüyorum ama öngöremediğim bir problem yaşar mıyım?
0
daddy
(09.11.25)
İade et
0
cemallamec
(09.11.25)
Sebep?
0
🌸daddy
(09.11.25)
öngörmediğin bir problem yaşamazsın.
bazı karakterlerin yerleri değişik sadece, @ yapmak için, virgül için falan başka tuşlara basman gerekir. bazen ben ][{§½$∑ şu minvaldeki karakterlerin yerlerini unutuyorum.

bazen şu oluyor: kısayol olarak ctrl + özel karakter atanmış mesela, sen o özel karakteri yapmak için bir üçüncü tuşa daha basman gerekiyor. bu durumda o kısayolu olduğu gibi kullanamazsın. böyle problemler yaşanabilir. ciddi olup olmadığı tartışılır.

türkçe karakterler bulunmadığı için ekstra tuşlara basman lazım.
o yuzden insanlarin bir kismi boyle turkce karakter olmadan yaziyor internette.
istersen yeniden map'lersin o karakterleri.
0
biseysorcaktim
(09.11.25)
ben almanca klavye kullaniyorum. büyük bir sorun yasamadim simdiye kadar. iki güne klavyeye alisirsin. türkce karaktere cok ihtiyac hissettigin dönemde klavye ayarlarindan degistirebilirsin, ona alismak daha zor ama zamanla o da kafada yer ediyor.
türkce alma sansin varsa türkce al, ama cok fazla metin falan yazmayacaksan ingilizce de is görür.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.11.25)
hem ingilizce hem türkçe kullanmak istersen windows klavye ayarlarından Hem US klavye hem Türkçe Q klavyeyi aktifleştirebilirsin. klavye geçişleri için de bir kısayol atarsın. örneğin ctrl+shift+1, ctrl+shift+2 gibi. Hiç ingilizce klavye kullanmayacaksan etiket alıp yapıştırabilirsin. şunlar gibi www.trendyol.com
0
mungojerry
(09.11.25)
bakmadan yazan için neredeyse hiç farketmez pcde türkçe ayarlarsın ; basınca ş yazar vs. ben türkçe ayarlı ingilizce klavye kullanıyorum 10+ yıldır ve ansi layout isodan daha iyi. kısa sol shift ve büyük enter sevmiyorum. klavye alırken istediğim bir seçenek türkiyede sadece türkçe ve ingilizce uk layout olarak vardı direkt eleme sebebi oldu us layout klavye aldım.

@ yapmak için de farklı tuş basman filan gerekmiyor pcde klavye dilin türkçe ayarlıysa. yine sağ alt+q ile yapıyorsun. klavyeyi ingilizce ayarlarsan shift-2 ama ingilizce ayarlarsan türkçe klavyeyle de shift+2 oluyor zaten. dediğim gibi bakmadan kullanabilene sıkıntı çıkarmaz...
0
konetsu
(09.11.25)
Tr istemiştim dediğin için iade et dedim. Bir şekilde akılında rahatsızlık olarak kalacak.
0
cemallamec
(10.11.25)
(13)

Hastanedeki hasta ziyaretine ne göturebilirim

egerbiryolcu
Apandist ameliyatı olduKendisine sormadım gelme demesin diye ama görüş oluyordur değil mi?
Apandist ameliyatı oldu
Kendisine sormadım gelme demesin diye ama görüş oluyordur değil mi?
0
egerbiryolcu
(09.11.25)
gelme dmee ihtimali varsa niye gidip de insanlari hasta yataginda rahatsiz ediyorsunuz yaw. cicek yolla
-5
ala09
(09.11.25)
@ala09

Tabii ki nezaketen yine soracağım önceden. gelme deme ihtimali de evim hastaneye üç dört saat uzak mesafede diye öyle tahminde bulundum. E gitmesem de bu defa destek olmamisim gibi olmaz mı?
0
🌸egerbiryolcu
(09.11.25)
Mandalina, armut, muz
-1
arbre
(09.11.25)
Git git çok mutlu olunuyor. Bize baklava gelmişti tüm çalışanlara ve diğer hasta yakınlarına dağıtmıştık.

Sağlıklı atıştırmalıklar olabilir.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(09.11.25)
Ziyaret saatleri için hastanenin web sitesine bakın, kafanıza göre gitmeyin. Çiçek göndermeyin/götürmeyin, hasta odalarına almama ihtimalleri çok yüksek. Bir şişe kolonya, özellikle refakatçisi varsa meyve suyu/meyve vs yeter.

Edit: 3-4 saat mesafeden gitmenize gerek yok bence ya. "Geçmiş olsun, bir ihtiyacın var mı getirebilirim" diye mesaj atın, sonra evine gidersiniz. Ben ameliyat olduğumda kimse gelmese de rahat rahat uyusam istiyordum, anestezi sersemliğiyle uyku çok tatlı oluyor :)
+1
kobuzchu kiz
(09.11.25)
havlu, pijama, terlik, meyve, süt götürebilirsiniz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.11.25)
hocam normal şartlarda apandisit ameliyatı olduysa ameliyattan sonraki gün zaten taburcu olur. apandisti patladıysa uzun süre yatabilir.


buna istinaden göütereceğiniz şeylerin hasta eve dönerken yanında taşırken zorlanmaması ve hastane odasında bırakmamasını gerektiren şeyler almanızı öneririm.

mesela bi tane 5 litrelik su. bi kolonya, bir adet kağıt havlu hani varya tek top büyük olanlar ve bir meyve suyu, süt bu standart pakettir. belki biraz meyve alabilirsiniz. muz mandalina vb.
0
Fodera
(09.11.25)
@fodera
Patlamış maalesef
0
🌸egerbiryolcu
(09.11.25)
çok geçmiş olsun dediğim şeyler halen geçerlidir. ihtiyaçları olacaktır.
0
Fodera
(09.11.25)
1- bazı pastanelerde ekler, tartolet gibi tek atımlık pastalar oluyor, küçük bir kutu götürebilirsiniz, diğer gelen ziyaretçilere de ekram ederler
2- kolonya, ıslak mendil, kutu selpak mendil gibi küçük bir hijyen paketi de olur.
3- kolay yenilebilen muz, mandalina, meyve suyu, karton bardak eşliğinde :)

geçmiş olsun
0
exlibris
(09.11.25)
pasta kuru pasta kesinlikle olmaz. çok fazla pasta, pastahane mutfağı gördüm.lütfen bana güvenin. günümüzdeki pastahanelerin yüzde 90ının ürettiği ürünler hasta insanı boşverin sağlam adamı sakat eder vallaha.

kuru pastanın raf ömrü ortalama 3 ay, ekler gibi sütlü tatlılar üç günde tüketilmesi gerekirken on güne yakın vitrinde bekliyor.
0
Fodera
(09.11.25)
peçete, muz, meyve suyu.
0
elorelia
(10.11.25)
gardaş şöyle köşkeroğlundan 2 kg baklava al götür. ameliyat oldu enerjisi düşmüştür yesin. görüşe gittiğinde baktın kapıdan sokmuyorlar güvenliğe veya oradakilere verirsin baklavayı onlar içeri alırlar seni.
-2
joooper
(10.11.25)
(8)

Melatonin uykuya dalmada etkili mi sizce?

runaway
2 gündür kullanıyorum ve pek bir etki hissedemedim. Ürün sahte mi acaba diyorum. 6mg alıyorum. Bu dozda alıp etki görememek normal mi sizce?
2 gündür kullanıyorum ve pek bir etki hissedemedim. Ürün sahte mi acaba diyorum. 6mg alıyorum. Bu dozda alıp etki görememek normal mi sizce?
0
runaway
(09.11.25)
melatonin yerine 5htp kullan.
0
gabe h coud
(09.11.25)
solgar kullanıyordum ve gayet iyiydi. şu an artık farklı markalar piyada bulunuyor. açıkcası haftada 2 tane attığım oluyor ve faydasını görüyorum. gene de melisa çayı da öneririm. o da çok çok etkili.
0
hsmbnl
(09.11.25)
ağızda eriyen ya da sprey formaları daha çabuk etkili. ama günlük kullanmak çok sıkıntı. uyku dengesini bozuyor.
0
iwillsee
(09.11.25)
nasil kullaniyorsunuz? dogru kullaniyorsaniz üstünüze alinmayin. öncelikle melatonin sadece gece yatmadan alinir, baska zamanda alirsaniz elbette uyku düzenini bozar.
ben melatoninli papatya cayi iciyorum. 1 bardak cay 1 mg melatonin ediyor. gece yatmadan 1 saat önce cayimi yaptigimda televizyon, bilgisayar kapanmis, sicak dusumu almis oluyorum. yani beynimi yavas yavas "gün bitti, simdi yavasla ve uykuya hazirlan" diye alistiriyorum. kitap okuyorum, nakis yapiyorum vs. cok da ise yariyor. yataga girene kadar reels kaydirayim, ama melatonin aldim diye hop diye uykum gelsin diye bir dünya yok. öyle olsun istiyorsaniz uyku hapi alacaksiniz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.11.25)
Gece alıyorum. Uyumam gereken saatten 2 saat önce. Biraz sersemletiyor ama uyku ilacı gibi uykuda daldırmıyor
0
🌸runaway
(09.11.25)
anlattiginiz kadariyla isini yapiyor o halde melatonin.
aldiktan sonra hayati yavaslayin, sicak dus alin ve yataga girin. hemen uyuyamasaniz bile yatakta kitap okuyun. bir süre sonra vücudunuz aliskanlik gelistirecektir.
iki saat belki biraz uzun olabilir? ben genelde 1 saat önce aliyorum. gece yattigim saat hep ayni zaten. düzensiz mi uyku vakitleriniz? ic saatinizi bozmus olabilirsiniz belki.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.11.25)
Bildiğim kadarıyla:
Melatonin bir hormon.
Bünye hormonlarını kendisi üretir. Kişi duruma müdahale edip dışarıdan hormon almaya başlarsa, bünye artık dışarıdan alınan hormonu üretmeyi kesip fabrikayı geridönüşümsüz olarak kapatır. Yani bu hormonu sonsuza kadar dışarıdan almak ya da yoksunluğuna katlanmak gerekir.
Bu arkadaşların asla tek bir işlevi yoktur. Azının da fazlasının da bünyeye yıkıcı etkileri vardır.
Bu sebeple hormonlarımıza besmelesiz ilişmemek yüzdeyüz mecbur kalırsak da güvenilir bir tabipin ellerine kendimizi bırakmak uygun olacaktır diye düşünüyorum.
Söylediklerim kendi yorumumdur. Yanlış bilgiye dayanıyor olabilir. Ama konuyu bu bağlamda bir araştırmanızda gerçekten fayda var.
0
Mirket
(09.11.25)
5htp avrupa'da bazi ulkelerde yasak, bu nedenle kullanmadan bi tik arastirmanizi oneririm, tam nedenini ben bilmiyorum. Melatonin normalde uykuya daldirmali hele de 6mg ise, ama uykuya dalmadan 1-2saat once ekrani birakiyor musunuz, sakinlesmek icin bir seyler yapiyor musunuz bunlar da onemli. Melatonin ile birlikte lavanta cayi mesela iyi gelebilir
0
kassiopeia
(09.11.25)
(5)

Yeni dogacak bebege isim

tars gibi komik
Selamlar;Aklimda “roman” ismi var. Soyadimizla da pek uyumlu ne dersiniz? Muhafazakar anadolumuzda sorun yasanir mi:)
Selamlar;

Aklimda “roman” ismi var. Soyadimizla da pek uyumlu ne dersiniz?

Muhafazakar anadolumuzda sorun yasanir mi:)
-4
tars gibi komik
(09.11.25)
Ömrü boyunca çingene muamelesi görmesini göze alıyorsan yapıştır gitsin.
+12
kizil karga
(09.11.25)
Herhangi bir “dalga geçme” konusunda zaten çocuk dediğin her şeyle dalga geçer buna göre yol alamayız.
“Ömrü boyunca farklı muamele görür” biraz abartılı sanki. Sorun yaşanmaz merak etmeyin.

Bence gayet güzel, cool, enternasyonel bir isim. Sevdim.
-11
mutekebbir
(09.11.25)
yurtdisinda yasiyorum, esim yabanci, bebegime roman adini koymam. türkiye'de yasasam asla koymam. hem, bu ne bicim isim ya yabanci dilde bile cirkin, diye düsündügümden hem de türkiye'de karsilasacagi sorundan. türkcede roman kelimesinin anlami bellidir. cocuga cingen diye isim koymuyorsaniz, roman da koymayin.
muhafazakar anadolu'ya göre düsünmek bile yersiz bu isimde, direkt koc kolejinde bile tsk malzemesi ismi. güzel diyen yalan söylüyordur.
soyisimle uyak yakaladiysa erman koyun, yaman koyun, süleyman koyun ama roman nedir?
arman benim türkcede en sevdigim isim, burada her isim duyurusuna da yazmisimdir. fikir olmasi icin yazayim.
+7
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.11.25)
tik vermemişsiniz ama kızıl karga +1
+1
elorelia
(10.11.25)
Yapma
0
sadakatsiz
(10.11.25)
(8)

bulaşık makinesi su taşma sorunu

egerbiryolcu
Bulaşik makinemizde bir süre önce şöyle bir sorun oluşmaya başladı. Genelde gün içinde bir problem yok sabah bir uyanıyoruz mutfak halısı sırılsıklam olmuş makinenin alt haznesinde berrak temiz bir su birikmis.Tamirci teknik servis cağırdık conta mi neydi net hatrlamiyorum bir şey değiştiler fakat k
Bulaşik makinemizde bir süre önce şöyle bir sorun oluşmaya başladı. Genelde gün içinde bir problem yok sabah bir uyanıyoruz mutfak halısı sırılsıklam olmuş makinenin alt haznesinde berrak temiz bir su birikmis.

Tamirci teknik servis cağırdık conta mi neydi net hatrlamiyorum bir şey değiştiler fakat kisa süre sonra aynı şey tekrar oldu.
Bu sorunu yaşayınca makineyi çalıştırdığınızda biriken su yok olup bir kaç gün hatta bazen bir kaç ay sorunsuz çalışmaya devam ediyor ama ara ara bu problem hortluyor hortlayinca da üst üste birkaç gün sürüyor.

Mesela dün sabah yine aynı şey yaşandı. Makineyi çalıştırdik su gitti falan. Az önce makineye bulaşık atarken fark ettim o su havuzu altta yine birikmiş. Muhtemelen sabaha mutfak yine batacakti. Ben de yine çalıştırdım makineyi.


Şimdi biz tamirci cagirsak nokta atışı çözüm için neleri vurgulayalim?
Bazi zamanlar bu problemin hortlayip bazı zamanlar sorunsuz devam etmesi neyle ilgili olabilir, kendi çapımda kontrol edebileceğim bir şey var mı? Filtreleri temizliyoruz, pervanelerde bir sorun da yok gibi.
YouTube da araştırdığımda ventil diye bir şeyin durumumuza en benzer sorun olduğunu düşündüm. Sorun buysa bunun ücreti çok pahalı mıdır?
Bir de tezgah altındaki musluk kapatılınca su birikmiyorsa sorun kesin ventil diye okumuştum ama denemedim bunu henüz.
0
egerbiryolcu
(08.11.25)
Dediğiniz gibi muhtemelen ventil - su giriş valfı ile ilgili bir sorun var.

Geçici çözüm için, bulaşık makinesine su giden vanayı makineyi kullanmiyorken kapatabilirseniz en azından şimdilik sıkıntı olmaz.

(Tabi vana kolay ulaşılabilir bir yerdeyse)
0
makbur
(09.11.25)
ayni sorunu yasadik. sonra bir gün mutfagi komple su basti. ventil patlamis.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.11.25)
Babamlarda aynı sorunu olan bir makine var. Geçenlerde yüksek ısılı uzun programda (düdüklü resmi olan) su akıtırken, normal programda akıtmadığını keşfettik. Tamir ettirmeyip, normal programda kullanmaya başladık. Böyle kötü bir çözüm bulduk. Belki sizin de işinize yarar.
0
yadigar
(09.11.25)
ventil basit bir parça alıp kendiniz de değiştirebilirsiniz. youtube bakın, videoları var.
0
adivar
(09.11.25)
başladığı programı bitirememiş makina da benzer tepki verir gibi geliyor. kontrol etmek için sudan geçirmeden makinaya yerleştirdiğiniz bulaşıkları 24 saatten fazla beklemeden yoğun programda yıkayın. program bitince bulaşıkların durumunu kontrol edin. temiz mi, kirli mi, iyi durulanmamış gibi mi vs.
0
tnz
(09.11.25)
çağırdığınız tamirci işin ehli değil. yetkili servis çağırın fiyat yüksek çıkar ama fatura ve kayıt olduğu için sıkıntı çıktığında firmaya bildirirsiniz.
ayrıca kendiniz yapmaya kalkmayın ben denedim daha da ayarı kaçırdım.
0
mikahakkinen
(09.11.25)
@mikahakkinen
Bekonun sitesinden cagiriyorduk yani yetkili servisi aslında ama tabi orda da demek işin ehli olmayan çıkabiliyordur ya da detaylıca bakmamış olabilirler o yüzden bu defa ben de sorunu en doğru şekilde anlatmaya caliscam.
0
🌸egerbiryolcu
(09.11.25)
Direk bekoya şikayet edin. Geldi servisiniz yapamadı, para vermiyeceğim diyin. Sonuçta servis baktıktan sonra çözülmesi gereken bir sıkıntı bu sonuçta.
0
mikahakkinen
(09.11.25)
(1)

Zamanı geçtiği için anlaşılmayan fıkralar

yadigar
Atıfta bulınduğu şey artık olmadığı/bilinmediği için günümüzde anlaşılmayan fıkra paylaşabilir misiniz?Örneğin, içinde "şekerbank, pamukbank, demirbank" geçen bir fıkra vardı. Günümüzde sadece şekerbank var. Otobüse binerken maymunu gösterip şebek'e=şebeke espirisi yapan bir fıkra vardı. "Kurşunsuz
Atıfta bulınduğu şey artık olmadığı/bilinmediği için günümüzde anlaşılmayan fıkra paylaşabilir misiniz?

Örneğin, içinde "şekerbank, pamukbank, demirbank" geçen bir fıkra vardı. Günümüzde sadece şekerbank var. Otobüse binerken maymunu gösterip şebek'e=şebeke espirisi yapan bir fıkra vardı. "Kurşunsuz benzin" fıkrası vardı. "Sana ve Ona" yağları ile alakalı vardı. (Sana ve Ona markaları halen varmış ama halen o kadar bilindik mi, bilmiyorum).

Yani, insanların espiri anlayışı değiştiği için artık komik gelmeyen fıkraları sormuyorum. Fıkrada bahsedilen eşya, ürün, kişi, kurum vs. artık bilinmediği için anlaşılmayacak, zamana yenik düşen fıkraları soruyorum.

Evrim geçirebilen fıkraları da sormuyorum. Mesela Levis 501 fıkrası vardı. Kahramanı Burhan Çaçan iken zamanla İzzet Yıldızhan, Nihat Doğan falan olarak anlatılmaya devam etmişti. Zamanının "Yıldırım Akbulut" fıkraları günümüzde farklı siyasetçiler kullanılarak anlatılmaya devam ediyıor.

Not: +18 ise mesajla da gönderebilirsiniz.
+3
yadigar
(08.11.25)
fikra mi istiyorsunuz sadece yoksa zamanin skeclerinden de bir seyler olur mu?
on sekkiz, on sekkiz gibi ya da kesimi sözme, kesimi sözme gibi?
-1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(08.11.25)
(11)

Bazı mesleklere çok mu anlam yükleniyor?

kizil karga
Mesela son zamanlarda yine Nuri Bilge Ceylan'ın kamera arkası görüntülerinde Bennu Yıldırımlar'ın 2 saat kafasını açtığı kayıt yayınlandı, yani baktığında en nihayetinde film çekiyorsun dünyayı kurtarmıyorsun ama Cem Yılmaz'ın kendi değerini sen belirlersin kafasıyla anlattığı tuvaletçi hikayesi gib
Mesela son zamanlarda yine Nuri Bilge Ceylan'ın kamera arkası görüntülerinde Bennu Yıldırımlar'ın 2 saat kafasını açtığı kayıt yayınlandı, yani baktığında en nihayetinde film çekiyorsun dünyayı kurtarmıyorsun ama Cem Yılmaz'ın kendi değerini sen belirlersin kafasıyla anlattığı tuvaletçi hikayesi gibi bu tip insanlar kendilerini ve yaptıkları işi "çok önemli bir şey yapıyoruz" seviyesine çekip gereğinden fazla bir anlam yüklenmesine mi neden oluyorlar, bana göre Nuri Bilge Ceylan'ın işleriyle gece 2'de Atv'de yayınlanan 3 kafalı köpekbalığı filmlerinin yönetmeni arasında çok fark yok ama baktığın zaman yaptıkları işi kanser ilacını bulmuşlar gibi pazarlıyorlar, böyle bir şey gerçekten var mı bana mı öyle geliyor?
-4
kizil karga
(08.11.25)
bunlar pazarlama değil doğal süreçler, nbc'nin o görüntüsü sanırım 8saatlik bir kamera arkasından bir kesit. diğer tüm filmlerinde de benzer kamera arkası görüntüler var. kış uykusunda mesela Nejat İşler'e sahne veriyor. yine kış uykusunda haluk bilginer'e demet akbağ'a neyi nasıl yapması gerektiğini söylüyor. adamın normali bu yani.

nbc iyidir. filmleri ile kendi sinemasını oluşturmuştur. bu bir yönetmen için yeterlidir.
0
duyurukullanıcısı
(08.11.25)
Bence NBC ödül odaklı film çekiyor ve biraz kasıntı bir tavrı var. Tamam, Bennu Yıldırımlar ile sohbet ettin, güzel. Ama neden bunu kameraya alıyorsun? Kameraya aldıysan neden paylaşıyorsun? Türk sinemasına ciddi katkıları var, orası ayrı, ama bu yaptığı yine de nahoş duruyor.
-1
cemallamec
(08.11.25)
Tıpkı sorduğun gibi; sana öyle geliyor.
+1
Bruce
(08.11.25)
Kibirli bir adam ama işini de iyi yapıyor gibi bir durumu var.
0
sekizdokuzon
(08.11.25)
Adam film cekiyor diye neden yaptigi isi kötü yapsin ki? Köpekbaligi yönetmeninden farki var, farkinin olmasinin sebebi isini iyi yapmasi, isine saygi göstermesi. Biri onun isini tip hekimligi kadar önemli bulmuyor diye neden gidip kendi isini kötü yapmaya, kalitesiz icerik üretmeye baslasin ki?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(08.11.25)
Köpekbalığı yönetmeni de işini iyi yapıyor, aralarındaki tek fark Nuri Bilge Ceylan gibi yaptıkları işleri ölüme çare bulmuşlar gibi vakur bir tavırla pazarlamıyorlar, yoksa bozkırın ortasında uzaklara bakmalı 3 saat film çekince 2 başlı köpekbalığı filmini çeken yönetmenden daha kaliteli iş yapmış olmuyorsun bence, köpekbalığı filmi çeken adam sadece film çektiğinin farkında yaptığı işe ekstra bir anlam yüklemiyor.
-3
🌸kizil karga
(08.11.25)
Köpekbalığı filmi ile Ceylanın filmlerini kıyas etmek yanlış bence ya. İkisinin ortaya çıkış amacı tam olarak aynı değil. Birinin başarısı daha çok eğlence sektörünün konusu, diğerinin başarısı sanat dalı olarak sinemanın konusu.

Köpekbalığı filmini kafa boşaltmak için, vakit geçirmek için, aksiyon arayışıyla izlersiniz. N.b.c. filmini kafa patlatmak, kamera açısını tartışmak, yanında puro falan içip varsa ilgisi olan çevrenizle kritiğini yapmak hayatı sorgulamak, kasvetlenmek için falan izlersiniz. Bu ikinci senaryoyu bir köpekbalığı filmi için yaptığınızı düşünebiliyor musunuz?

Haliyle bu iki farklı kitleye yönelik film çıkaran iki yönetmenin yaklaşımı, önemsedikleri ve karakterleri aynı bu iki kitle kadar farklı olacak zaten. Bunlardan biri diğeri gibi film yapamaz. Her şey olması gerektiği gibi.
0
akhenaten
(08.11.25)
nbc filmi çekersen full kamera arkasını da bir kameraman çekiyor 3ayda çekiliyorsa film 3aylık kamera arkası görüntü var zaten adamda. oyuncular vs de bilmiyor değil sanki gizli kamera koymuş gibi yorumlamayın.
0
duyurukullanıcısı
(08.11.25)
Sanırım anlatmak istediğinizi anladım ama nbc örneği biraz yanlış olmuş.

İnstagram'da bir yoğurtçu dükkanı var. Tepsiden kürekle yoğurt alıp kutuya koyuyor. Yok yoğurt doldurmak bir sanat işidir, biz çocukluktan ustamızdan öğrendik, küreği bilekten çevirmel ustalık ister. Lan altı üstü tepsiden kürekle alıp kutuya koyuyorsun. Yanlış koysan ne olacak, en fazla ne olabilir yani?

Gerçekten yetenek ve tecrübenin fark yarattığı işlerde öyle olduğunu düşünmüyorum. Bence yönetmenlik böyle bir iş, böbürlenmeyi hak ediyor.
0
kibritsuyu
(08.11.25)
0
🌸kizil karga
(08.11.25)
meslege degil de insanlara cok fazla anlam yukleniyor. bilge hoca da bunlardan biri. fazlasiyla hirsli ve ozenti oldugu icin bu halde oldugunu dusunuyorum.

meslek icin sanatcinin oykusu - mazhar alanson harika anlatir mevzuyu.
0
klassno
(08.11.25)
(2)

Bazen burada oneri almak kotu ama almanya yerine Isvec'e vize almak?

musicka
daha onceden burada bir kac gonul isi icin soru yazmistim. cevaplar cogunlukla "yapma seni de aldatir" seklindeydi :) Kimse birbirini aldatmadi, cunku oyle insanlar degiliz :)biz sadece en kisa zamanda beraber yasamak istiyoruz. ama gorunen o ki almanya'ya gitmek istiyorsam evlilik dokumanlarini te
daha onceden burada bir kac gonul isi icin soru yazmistim. cevaplar cogunlukla "yapma seni de aldatir" seklindeydi :)

Kimse birbirini aldatmadi, cunku oyle insanlar degiliz :)

biz sadece en kisa zamanda beraber yasamak istiyoruz.

ama gorunen o ki almanya'ya gitmek istiyorsam evlilik dokumanlarini teslim etmek ve vize onayi icin alman konsoloslugu 12 ila 16 ay beklemeli randevu veriyor.

Bu bilinen bir sorun alman konsolusluklarinda.

biz de soyle bir sey yapsak olur mu acaba diye dusunuyoruz.

Kiz arkadasim 1-2 aylik (gerekirse daha fazla) gecici olarak isvecte calismaya baslayacak ve aile birlesimi vizesi basvurusu yapacagiz beraber Isvec icin.

biz dusunduk ve gayet yasal gibi gorunuyor bunu engelleyen bir sorun olabilir mi?

Alman konsolusluklarinin en az 14 aylik bekleme suresinden daha hizli bir araya gelebiliriz gibi geldi ama illa aranizda "yapamazsiniz" diyenler olacaktir.


Nedenleri ile cevap yazarsaniz degerlendirmek isterim.
-6
musicka
(08.11.25)
musicka'dan gene bir "biz yasalari bükeriz cünkü yasalardan akilliyiz" sorusu ve cevap gene "hayir akilli degilsiniz".
Kiz arkadasin (bu da kocaman evli barkli, coluk cocuga karismis kadin ya neyse) 1-2 ay isvec'te calisirsa sen isvec'ten aile birlesimi vizesine basvuramazsin cünkü isvec önce kadinin orada kurdugu hayatin ne kadar yerlesik olduguna bakar. Senin icin izne basvurmadan önce ikametgahi, kira kontratinin süresi, en az üc aylik (bazi durumlarda 6 aylik) maas bordrosu, is yerindeki kontrati (süreli kontrat olup olmadigi) önemli. 2 ay gecici kontratla garsonluk yapip yasalari bükmenize izin vermiyorlar yani.
Hadi bunu hallettiniz, kadin almanya'ya dönecegi anda sen oturum icin tekrar almanya'ya basvurmak zorunda kalirsin cünkü isvec aile birlesimi vizesi sana baska ülkede ikamet hakki tanimaz. burada da almanya birlikteligin ne kadar yerlesik olduguna bakar. Ülkeye giris yaptigin tarihten itibaren en az 6 ay isvec'te kalmis olmanizi ister. Bu esnada yeterli gelir bekler.

Bu da demek oluyor ki evrak isleri öncesi kadin iyi ihtimalle isvec'te en az üc ay, rabdevu bulana kadar birkac ay, evrak islemi tamamlanip sen isvec'e gidene kadar kadin İsvec'te en az 12 ay yasamali (aile birlesim vizesi genelde 12-18 ay sürer). Bunun üstüne de en az 6 ay beraber isvec'te kalmalisiniz.
Kadin hayatini ve kizini en az 2 sene birakabiliyorsa gitsin tabii isvec'e. cok mantikli.
+5
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(08.11.25)
cevabin icin tesekkurler bunu da degerlendirecegim ama yanlis bilgi icerdigini de soylemem lazim.

artik beklemek istemedigimizi anlamissindir o yuzden yasalari bukmeden en yasal yoldan ve en kisa sekilde beraber olmak istiyoruz.

ne gerekirse onu yapmak icin elimizden geleni yapmaya calisiyoruz.
evli barkli olmasi sadece senin icin fark ediyorsa o tarafi beni ilgilendirmiyor, biz bu sekil gayet iyiyiz:)
0
🌸musicka
(16.11.25)
(13)

Yaş aldıkça ayak numarası büyür mü?

mikahakkinen
burnumuz yaş aldıkça büyüyor mu? eskiden nike ayakkabıyı 43 alırken şimdi 44,5 anca oluyor. adidasın da kalıpları farklı. adidas nike aynı numara mı alayım? kullanıcı görüşleri önemli.
burnumuz yaş aldıkça büyüyor mu? eskiden nike ayakkabıyı 43 alırken şimdi 44,5 anca oluyor. adidasın da kalıpları farklı.
adidas nike aynı numara mı alayım? kullanıcı görüşleri önemli.
0
mikahakkinen
(07.11.25)
Bende bir değişiklik yok.
0
Mirket
(07.11.25)
kilo alınca büyüyor da yaşlanınca büyüdüğünü duymadım.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(07.11.25)
ayağınızda taban çökmesi olursa evet, ayağını büyümez ama yayıldığı için büyük numara ayakkabı almak zorunda kalırsınız
0
malheiros
(07.11.25)
kilo alıp verince değişiyor +1
0
Sadece soruyorum
(07.11.25)
20 senedir hiç değişmedi. kilo farkım 75 ila 105 arasında değişti bu 20 senede.
0
Fodera
(07.11.25)
aynı.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(07.11.25)
bence nike daha dar. bana adidas daha rahat oluyor. hamilelikte kemiklerde bağdokularda değişiklik olduğu için sonrasında ayak büyümüş ouyor.
0
mavicorap
(07.11.25)
adidasın kalıplarında sorun var. tüm markalarda 44-44,5 giyerim adidasta 45,5 hatta 46 oluyor.
numaradan önce ayağın santimetre olarak ölçüsünü bilmek lazım. cm olarak almak lazım
kilo verince-alınca değişti demekte doğru değil. santim olarak değişmez sadece ödemden şişlik olur o yüzden dar gelir ayakkabılar.
0
my fault
(07.11.25)
burun büyüyebiliyor da ayagı bilmiyorum :)
+1
koela
(07.11.25)
10 kg verdim ayağım 43 tü. @malheiros ayak yayılmış olabilir. 15 senede 3 diz ameliyatı oldum. şu an 44.5 45 arası giyiyorum.
0
🌸mikahakkinen
(07.11.25)
kadınlarda sanki hamilelik sürecinde ayak büyümesi diye bir olay oluyordu vücut dengesi için.

bunun harici bilmiyorum açıkcası.
0
makbur
(07.11.25)
Aşırı yürüyorsan ve yanlış ayakkabı seçimi yapıp burnu dar olanlardan kullandıysan taraklanma yapıyor. O da numarada fark ettiriyor.
+1
truf
(07.11.25)
Kikirdak doku büyüyor. Kulaklar, burun büyür ve sarkar.
Ayaklar genelde kilo ile büyür. Mesela kadinlarda gebelikte büyür.
Sizde olmamis olmasi baska insanlarda olmadigi anlamina gelmiyor bu arada pesinen diyeyim. ben gebeydim ama ayaklarim büyümedi, diyorsaniz tebrik ederim ama sizin durumunuz genele yayilmiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(08.11.25)
(5)

Nereden tarhana

yuvarlanantencereninkapagi
Nereden alicaz tarhanayi, Deneyip memnun kaldığınız var mı?
Nereden alicaz tarhanayi, Deneyip memnun kaldığınız var mı?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(07.11.25)
www.instagram.com
ben buradan yarım acılı yarım normal alıp karıştırarak pişiriyorum.
0
neira
(07.11.25)
www.instagram.com

Buranın da ürünleri genel olarak başarılı
0
lüzumsuz adam
(07.11.25)
hocam tarhana her yörede farklı yapılıyor. ilk önce hangi yörenin tarhanasından istediğinden emin ol da. başka yörenin çok güzel olan tarhanasını bile bu neymiş lan böyle deyip çöpe atabilirsin.


mesela içinde buğday olan akşamdan suya yatırılan pişirilirken içine yoğurt falan konan çeşitleri bile var.

benim bildiğim tarhana nedir. abi yarım saat önceden ıslatırsın bi karıştırırsın erir kısık ateşte pişirir yersin. hafif ekşi olur zehir gibi ekşi olmaz vb. trakya tarhanası
0
Fodera
(07.11.25)
Kendiniz yapmayi ögrenin, zor degil sadece biraz takip süreci gerektiriyor. Tövbe estagfurullah ama tanimadigim kimsenin salcasini, tarhanasini yemem.
Köyde yapani gördüm, camasir legenine basmislar salcayi üstünde ne bir cibinlik ne baska sey gündüz atsinegi gece fare geziyor üstünde. Farenin gezdigini gözümle gördüm, sabah kadin kasikla ayak izlerini düzeltti.
Müge Anli'da öldürdügü adami kiyma makinesinden gecirip, sonra o aletle yaptigi salcalari millete sattiklari hikayesi cikali daha cok olmadi.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(07.11.25)
tarhana dedin mi usak tarhanasini tek cekerim. uzun zamandir aliyorum. arkadaslara tavsiye ettim onlar da aliyor.

www.instagram.com
0
buenosdias
(07.11.25)
(5)

çanakkale'de bu arsa ucuz mu, neden ucuz

biseysorcaktim
köye sınır, çanakkale merkeze yaklaşık 40 km. öyle çok dağ başı değil gördüğüm kadarıyla.metrekare fiyatı 1800civarı, toplam 130metrekare. hobi bahçesi diye belirtilmiş.açıklamaya demişler ki;Tek parsel tapu - devir işlemi aynı gün tamamlanırYerleşim merkezine 100m uzaklık, imar sınırındaAltyapı: el
köye sınır, çanakkale merkeze yaklaşık 40 km. öyle çok dağ başı değil gördüğüm kadarıyla.
metrekare fiyatı 1800civarı, toplam 130metrekare. hobi bahçesi diye belirtilmiş.

açıklamaya demişler ki;
Tek parsel tapu - devir işlemi aynı gün tamamlanır
Yerleşim merkezine 100m uzaklık, imar sınırında
Altyapı: elektrik ve su şebekeden alınabilr
Küçük ev (tiny house) veya ruhsatlı karavan yerleştirilebilir (konut yapılamaz diye anlıyorum)
Yol bağlantısı kadastral kayıtlarda mevcut
Tüm alan verimli, kullanılamayan bölüm yok
Bölge ortalamasının altında fiyat
Değer artışı potansiyeli taşıyor

130metrekare olması mı?
yapı ruhsatı olmaması mı
hobi bahçesi diye belirtilmesi mi?

bu bahçe ne amaçla kullanılır, 200bin civarına satılıyor.
tüm yıl yaşamak için değilse de, şehirden kaçıp ayda bir kaç gün geçirmek için kullanılabilir mi
0
biseysorcaktim
(06.11.25)
Link yok haberiniz olsun. Bu tarz arsalar pek para etmiyor nedense, basinda durulmazsa bir sorun olur mu bilmiyorum ama bence almak mantikli, genel anlamda soyluyorum. Bilecik'de falan da arsa paylasimlari goruyorum, para degil. Bir ara guney marmarada bazi yerler icin arsa bedavaydi falan diyorlardi, simdi uctu falan, buralarda da ayni sey olabilir uzun vadede.
0
mbond
(06.11.25)
cok emin olmamakla birlikte hobi bahceleri su an tehlikede diye biliyorum.

(bkz: hobi bahçelerinin yıkılması kanun teklifi)
0
Sour
(06.11.25)
Çanakkale’de arsa mı arıyorsunuz?
0
suicides underground
(06.11.25)
çanakkale merkeze 5km uzaklıktan sonrası dağ başıdır. 40 km dediğiniz çanakkale şartlarında başka bir gezegen demek.

imar olmayan yerde elektrik ve suyu şebekeden alabilirsiniz demek, aradaki 100 metrede henüz bir altyapı olmadığını ifade eder. kadastroda yol bağlantısı var demek, şu anda yol yok demek. tiny House / karavan konulabilir demek, yarın belediyenin gelip birader sen yapıyorsun al bu tiny house'u buradan deme riski var demektir. (bazı belediyeler kendi arazin bile olsa tiny House / karavan meselesine gıcık oluyorlar)

zaten 130 metrekare tarla. kaç para olmasını istiyorsunuz?
+2
co2s2
(06.11.25)
Bizim oralarda (Trakya taraflari) arsanin basinda durmazsan bir bakmissin bir konargöcer barakasini dikmis, senin arsani sürüyor, üstünde yasiyor, sen mahkeme mahkeme gezip tahliye ve arsanin temizlenmesi icin ugrasiyorsun. Istanbullu'ya genelde Trakya cok cazip gözükür, sonra kacmanin bin türlü yolunu ararlar. 130 m2 arsa olmaz ayrica. Cok ufak degil mi?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(07.11.25)
(9)

Araba fren tutmaması

lrdrylgh
Merhabalar. 2024 kia xceed aracım var. Dün evin yanındaki yokuştan aşağı doğru inerken frene bastığımda direksiyon titremeye ve araba kaymaya başladı. Abs devreye girdi diye düşünüyorum. Bu şekilde araba kayıp öndeki araca arkada hafifçe çarptım. İki araçta da hasar yoktu. Bu olay gerçekleştiğinde h
Merhabalar. 2024 kia xceed aracım var. Dün evin yanındaki yokuştan aşağı doğru inerken frene bastığımda direksiyon titremeye ve araba kaymaya başladı. Abs devreye girdi diye düşünüyorum. Bu şekilde araba kayıp öndeki araca arkada hafifçe çarptım. İki araçta da hasar yoktu. Bu olay gerçekleştiğinde hızlıda değildim. Yolda hafif ıslaklık vardı ondan olabilir diye düşündüm fakat 1 hafta kadar önce aynı durum eşimin de başına gelmişti. Bana anlattığından çok önemsememiştim. Şimdi bu yol her zaman geçtiğimiz bir yer. Üst üste olunca araçtan kaynaklı bir problem olabilir mi diye şüphelendim. Araba yeni ve bakımı 2 ay kadar önce yapıldı. Lastikler de sıfır gibi. Sizce bu durum neyden kaynaklı olabilir? Servise gitmeye gerek var mı?
0
lrdrylgh
(06.11.25)
hafif ıslaklık ve dik yokuş tehlikeli bir combo. yolun en kaygan olduğu zaman yağmurun ilk yağmaya başladığı zamandır.
+1
bobinhoo
(06.11.25)
balataya ve fren hidroliğine baktırmak iyi olabilir.
0
jelly bear
(06.11.25)
lastik basınçları farklı olduğunda da abs gereksiz yerlerde devreye giriyor.
0
Sir Anthony Hopkins
(06.11.25)
bu aralar mevsimsel kaynaklı yerler hafif ıslak olduğu zamanlar çok oluyor ve yerler inanılmaz kaygan olabiliyor.
Aynı yerlerde olduysa yol kaynaklı olabilir.
Boş bir yolda benzer hızlarda frene basın ve bakın çalışıyor mu diye.
Fren sisteminin bir çalışıp bir çalışmaması daha az bir ihtimal.
0
burfak
(06.11.25)
tarifinin kayma gibi arabada bunu engelleyici sistem varsa bir ışıkta yanması lazım, yanmadıysa ufak kayma olabilir. yağmur yeni yağıp yer çok az ıslandığında hafif bi çamurlaşıyor bir etken ama en çok arabanın balataları yıpranıdğında durma sorunu yaşadım, servise bir sorun olmadı raporlarını atsınlar size balatanın frenlerin illaki vardır, götürmeyeceksenizde yavaş kullanın takip mesafesi bırakın
0
eja
(06.11.25)
lastiklerinizin yağmur performansı düşük olabilir. abs esp arıza olsa ekranda görünür.
0
mikahakkinen
(06.11.25)
ağustos ayında yağan bir ilk yağmurda şehirlerarası yolda saçma bir kaza yaptım ben de. araç 40 km hızla durmadı kaydı, abs devreye girdi daha çok kaydırdı sanki. daha sonra frenleri defalarca denedim bir sorun yoktu. lastikler de kaliteli ve iyi durumdaydı.
0
adivar
(06.11.25)
yer kaygan diye abs çalışmaz. Abs’nin Çalışması için tekerin dönmeyi durdurması/kitlenmesi lazım. abs, bu durumda, yaptığınız freni engelliyor. Freni kaldırıyor.

Yol kaygan + patinaj çekiyor => abs çalışmaz.

Günümüz arabaları teknoloji açısından çok değişti tabii ama abs’nin tek yaptığı şey; siz çok fren yapınca freni bozması. Yani frene köküne kadar basmadıysanız abs çalışmamıştır. Düşük hızlarda köküne kadar bassanız bile abs’ye çok gerek kalacağını düşünmüyorum ayrıca.

Abs devreye girerse hissedersiniz zaten. Göstergede ışığı yanıyor. Zaten pedal kısmından tak tak tak diye ses geliyor abs çalışınca.
0
substituent
(06.11.25)
abs'nin amaci freni köklediginizde direksiyon hakimiyetini korumak degil mi? tekerler kitlenmesin, direksiyon manevrasi yapabilelim diye abs var. bu durumda araba kaysa bile direksiyonu döndürebiliyor olmaliydiniz, bu da kazayi engeller.
uzun süre yagis olmadigi dönemde yol üstünde biriken tortular yagmurun ilk döneminde asiri kayganlik yaratir ama bu kayganlik abs'nin calismasi icin sebep degil. üstelik hizli da degilmissiniz. fren sistemine bence bir baktirin.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(06.11.25)
(9)

Bangladeşli komşum

iwillsee
geçici olarak yurtdışında yaşıyorum ve bir apartmanda kalıyorum. bi kaç hafta önce bangladeşli bir aile taşındı müslüman. ben de gördükçe selam verdim kibarca sohbet ettik. Hanımı sağ olsun bana yakınlık göstermek için ikidir sofralar kurup beni yemeğe çağırıyor. ben de kırmamak için 2 kere davetine
geçici olarak yurtdışında yaşıyorum ve bir apartmanda kalıyorum. bi kaç hafta önce bangladeşli bir aile taşındı müslüman. ben de gördükçe selam verdim kibarca sohbet ettik. Hanımı sağ olsun bana yakınlık göstermek için ikidir sofralar kurup beni yemeğe çağırıyor. ben de kırmamak için 2 kere davetine icabet ettim. bakın farklı kültürlere damak tadlarına saygım sonsuz. lakin pişirdikleri yemekleri tadına dahi bakamıyorum. görüntü ve koku olarak bana kesinlikle hitap etmiyor. bir de maalie sulu yemeği ve pilavı önce parmakları ile iyice mıncıklayıp hatta avuçlarının içine alıp mıncık mıncık yapıp geri tabağa koyup öyle yiyorlar. evet kültür farkı biliyorum ama bu ortamda tek bir lokma bile yiyemiyorum. başka bir şey olsa nezaketen dayanırım ki dayanıyorum mesela evleri çok kokmasına rağmen nezaketen bir saat oturup sohbet ediyorum ama bu yemek meselesi olunca zorla tek lokma dahi yiyemiyorum biliyorum ki zorla yersem kusarım. neyse bu kibar ve nazik evin hanımı ikidir benim bu yememe olayıma çok bozuldu. kırıldı. sen bangladeş yemeği sevmedin dedi. ben de karnım aç değil ondan falan dedim. ama yine de kırıldı. yazık uğraşmış bir de. belli ki bu yemeğe çağırma muhabbetleri devam edecek ve ben bir kez daha gitmek istemiyorum çünkü çok geriliyorum gözüme bakıyorlar yiyecek miyim diye. yazık bi sürü de çeşit yemek yapıyor. sofrayı donatıyor ama tek bir şey bile bana hitap etmiyor. hani böyle margarita pizza kurabiye vs. gibi herkese hitap eden bir şey olsa karnım tok olsa bile yerim. ama has bol baharatlı görüntüsü bile oldukça garip gelen yemekler. ve bu son ziyaretten sonra ben yine hiç bir şey yemediğim için kadın bana inanılmaz kırıldı. ben de o üzüldüğü için üzüldüm. sizce bu durumu nasıl düzeltebilirim. kadın çok iyi niyetli. bruada kendini yalnız hissediyor ve arkadaş edinmeye çalışıyor. (ben de kadınım)
+1
iwillsee
(06.11.25)
'Bir sağlık sorunum var. Diyetisyen özel bir menü hazırlıyor. Onun dışında su içmem bile yasak. Anlayışınız için çok mersi.' de geç.
+6
Mirket
(06.11.25)
Söyliceksin. Biz yemegi böyle yemeyiz, diyeceksin.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(06.11.25)
"Yetiştiğim evde asla soğanlı, sarımsaklı, baharatlı yemek yapılmaz, yenmezdi. Bana çok ağır geliyor. Bakamıyorum bile. N'olur zahmet etmeyin, keşke yiyebilsem, hiç seni kırmazdım. Yabancı tatlara açık da değilim, alışmadığım tatlarda midem bulanıyor." gibi kırmayan nazik bir üslupla söyleyin bence. "Ben gelince hiçbir şeye zahmet etme. Çok mecbur hissedersen, bi kahve yaparsın, ben de bi paket kurabiye alırım, otururuz beraber." gibi...

Baktın olmuyor, sen eve çağır. Çiğ sütün içinde ketçaplı çiğ brokoli, reçelli et gibi iki üç uydurduğun yemeği ikram et. Bir daha ısrar etmezler sanırım.
+2
yadigar
(06.11.25)
Acid reflux var de.
0
thetruenorthstrongandfree1
(06.11.25)
açık açık konuşup "çok farklı bir kültür alışamadım" diyemiyorsan sen de onu çağır, çeşit çeşit yemek yap, ama yine de çok az ye. gündüz falan boş vaktinde de yanına uğra yemek amacıyla olmadan. atıyorum alışverişe, parka falan çağır. yemek yiyemeseniz bile beraber arkadaşlık yapmaya devam edeceğini hissettir. zamanla alışır arkadaşlığınızın yemek yemeyi kapsamayan cinsten olacağına.

bir de böyle "yapamam, kesin kusarım, deneyemem" dedikçe şartlandırırsan kendini zaten kusarsın. hiç mi yok denemeye yakın safe bir şeyler? sade pirincimsi bir şeyler? ucundan denemelik, "elle yiyemem ama bi çatal varsa şunu denemek istiyorum" demelik bir şeyler olmuyor mu?
+1
nolmus yani
(06.11.25)
pirinç yemeye çalıştım ama bizdeki pilav gibi değildi. buz gibi lapa şeklinde. patates kızartmasını bile bi tuhaf yapmışlardı. hamur kızartmışlar ama onu da şekere ve tuza aynı anda bulayıp kızartmışlar falan ne bileyim işte hitap etmiyor. zorla yiyince kusma oluyor bende. bir de hep karnım tokken çağırıyor tabi onun da etkisi var. ya insan yemek yerken ortamdan kokudan yemeğin görüntüsü ve şeklinden çok etkileniyor bilmiyorum en azından bende öyle.
0
🌸iwillsee
(06.11.25)
sen de onları davet et türk yemeği görsünler.
+1
duyuruuser
(06.11.25)
Gastritim var, reflüm var, diyetteyim, detoksdayım vs diyebilirsinşz ya da direkt doğruyu söylesenşz ne olur ki..
0
suicides underground
(06.11.25)
bunda kırılacak darılacak bir şey olmamalı. yemek kültürlerimiz çok farklı diyebilirsin. ki tr içinde bile bazı mutfaklar diğer bölgelere hitap etmiyor. misal bizim oralara gelip de ısırgan yiyene daha denk gelmedim. :D
+2
lazpalle
(06.11.25)
(18)

Hitler'i kiskaniyo musunuz

lapaz
Yani sizin adiniz tarihten silincekken onunki belki yuzlerce yil kitaplarda gecicek?
Yani sizin adiniz tarihten silincekken onunki belki yuzlerce yil kitaplarda gecicek?
-11
lapaz
(05.11.25)
Tarihte şöyle yazıyor ama stalin tarafından tokatlandıktan sonra hitler kendi ülkesinde berlindeki bir sığınakta korkudan sıçan gibi saklanırken kafasına sıkarak intihar etmiştir :D
0
grimavi
(05.11.25)
Kıskanmak fazla ama lider ruhlu ve zeki olması ayrı bir parantez, diğer liderler de öyle. Kendi döneminin en zekilerinden biri olmak ( bir siyasi figür olmaya gerek yok) içten içe herkesin isteyebileceği bir şey. Mesela Muhammed, İsa bunlar da döneminin en zekileri. Şimdilerde beni büyüleyenler Bill Gates, Mark, Steve jobs, Elon musk gibi adamlar
0
olaylar olaylar
(05.11.25)
İyi de neden hitler ? Yüzlerce binlerce insan böyle oldu ve olmaya devam edecek. Ayrıca kıskanacak olsam hitleri de kıskanmazdım onca isim varken.
+3
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(05.11.25)
Adının yüzlerce yıl kitaplarda geçmesi öldükten sonra bir işe yaramadığından dolayı....
+1
hububrad
(05.11.25)
kıskanmam için bir sebep yok. ülkesini savaşa sürükledi, bir sürü masum insanı öldürdü, kendi askerlerinden çok kayıp verdi. ülkesinde taş üstünde taş kalmadı.


ben şimdi bunun neyini kıskanayım ki? ateşi bol olsun.
+1
Fodera
(05.11.25)
Abi ne yaparsa yapsın neticede yeri geliyor tek taşşak Hitler olarak da anılıyor çok kıskanılacak bir durum yok.
+1
kizil karga
(05.11.25)
bir katili neden kiskanalim abi deli miyiz?
+3
cooperr
(05.11.25)
yani ayni soruyu atatürk'ü, jeanne d'arc'i, marie curie'yi kiskaniyor musunuz diye de sorabilirdiniz. neden bir soykirimci sectiniz anlamiyorum.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.11.25)
ortalama bir ülkenin ortalama hayatını yaşayan insanlarız. hitleri ne kıskanacam hitler beni kıskansın.
0
mikahakkinen
(05.11.25)
Hitleri kıskanma değil de biraz anlamak lazım. Alman ulusunu yapılandırması ve şekil vermesiyle birlikte karanlık tarafı çok olan biri.
Öldürdüğü yahudiler konusunda yakın zamanda araştırma yapan Batılı bir tarihçi öyle sanıldığı gibi bunun 5-6 milyon olmadığını belirtiyor. Çünkü o tarihlerde bu kadar yahudinin Avrupa'da olmadığını kaynak taraması sonuçlarına göre belirtmiş.
Öldürülenlerin çoğu da fakir veya alt kesimden yahudiler.

Diğer ilaç veya silah üretimi konusunda söz sahibi olan yahudilere ise karışmıyor ve kendisinin yakın çevresinde yer alıyorlar.
Hatta bu katliamlarının temelinde vaad edilen topraklar fikrini gerçekleştirmek için yahudileri Avrupa'dan Filistin topraklarına sürme amacı güttüğü söyleniyor
-5
diyecevaplandı
(05.11.25)
Bu ne saçma bir çıkarım? Ben öleceğim, adım kalmayacak. Adımın kalması değil yaptıklarım önemli. Ben öldükten sonra adımın kalıp kalmaması zerre de umurumda değil. Ben yaşarken nasıl biriyim, ona bakarım. Milyonlarca insanı öldüren bir katili kıskanıyorsanız…

@diyecevaplandı, kendi yazdığına umarım kendin de inanmıyorsundur.
+1
cemallamec
(06.11.25)
Beğenmeyenler olmuş ama ,
Araştırın bakın aşırı uclarda ideolojiye sahip olanların ya kendileri yahudi kökenli oluyor ya da yakınlarında yahudiler yine oluyor.
Hitleri söyledik yukarıda. Yahudiliği de tartışma konusu.
Mao'nun da yakın çevresi öyle.
Stalin ve Lenin de dahil buna .

Eksileyenlere diyeceğim , sadece düşüncemi değil öğrendiklerimi yazdım.
Siz de sadece beğenmemezlik etmek yerine hiç değilse biraz araştırın.

Bu arada araştırırken Che guavera nın "dayısını " da unutmayın . Küba nere.. Ortadoğu nere ...

@cemallamec evet inanıyorum.
-3
diyecevaplandı
(06.11.25)
tarihte kıskanılacak başarılar elde etmiş bir sürü insan varken hitler’i neden kıskanayım. benim için bir güç figürü değil.
0
deartheodosia
(06.11.25)
Eksilemeyle olmuyor araştırmayla oluyor .
Sırada Karl Marks var . Onun da kökenine bakın. Zor değil . biraz araştırmak gerek sadece .

Masonluk veya yahudilikte bağlantılı tanınmış bilim adamları konusuna şuan hiç girmiyorum bile .
-2
diyecevaplandı
(06.11.25)
kendimi liberal birisi olarak tanimliyorum ama soyle bir duyuru gorunce aklima gelen ilk sey bu kadar malca bir sey soran birinin sitede barindirilmamasi gerek diye dusunuyorum.

milyonlarca insana soykirim yapip, dunya tarihinin akisini olumsuz bir sekilde ve buyuk olcude degistiren birini kiskanmak cok mantikli, evet.

yani banlanmayi falan takmadan kufur edilecek sey yazmissin. neyse.
+1
kiyiya vuran dildolar
(06.11.25)
öldükten sonra adımın tarihte yazması neyi değiştirir?
üstelik hitler'i saygı ve sevgiyle anan bir avuç insan var, kötü anansa milyonlar belki milyarlar. hakkında spekülasyonlara gerek yok, 6 milyon değil 2milyon kişi öldürmüşse de bir şey değişmez. mao 10milyon, stalin şu kadar milyon öldürmüşse biri diğerini daha az ya da daha çok şeytan yapar diye kıyasa girmeye de gerek yok. şeytan şeytandır. iyi anmıyorum bu insanların hiç birini.

unutulmaktan neden bu kadar korkuyorsunuz ki?
öldüğünüzde, sizi tanıyanlar ömürleri boyunca iyi ansınlar yeter. dahasına gerek yok.
0
biseysorcaktim
(06.11.25)
maradona veya charlie sheen olmak isterdim
0
Hallegadola
(06.11.25)
Sehir cöplügünü de kiskaniyor muyuz, onun kokusunu da metrelerce uzaktan aliyoruz mesela.
0
buf-e kür
(06.11.25)
(19)

Şu konu hakkında düşünceniz nedir?

Kahvedesu
Ev sahibi evde yatılı misafir istemiyor. Kontratta da yazıyor. Benim çok gelen gidenim yok ama en azından herkes ayda iki gün bir arkadaşını getirebilir.Evdeki kızlardan biri bu sorunu grup içinde konuştuğumuzda sesini çıkarmamıştı. Üstelik sadece kendisinin erkek arkadaşı geliyor. Şimdi diyor ki, e
Ev sahibi evde yatılı misafir istemiyor. Kontratta da yazıyor. Benim çok gelen gidenim yok ama en azından herkes ayda iki gün bir arkadaşını getirebilir.

Evdeki kızlardan biri bu sorunu grup içinde konuştuğumuzda sesini çıkarmamıştı. Üstelik sadece kendisinin erkek arkadaşı geliyor. Şimdi diyor ki, ev sahibine demeyelim. Aramızda anlaşalım. Kadını sevmem ama bu da aptal yerine koymak. Hoş değil. Sizce?
-5
Kahvedesu
(05.11.25)
Erkek arkadaş istemiyorsa eve erkek arkadaş giremez yazsaymış ev sahibi. Ben şahsen kiracının yatılı misafirine karışmayı anlayamam, belki Allah korusun bir depremzede oldu veya ciddi bir durum oldu bir yakınını veya birini misafir etme mecburiyeti oldu. Ne münasebet bunun yasaklamak??

Bence arkadaşın haklı, fakat bunu kontrattaki yazıdan dolayı yapmamak gerekir. Kontrattaki maddeyi değiştirtin. Öyle madde olmaz, emsal karar bulursanız hukuki yollara başvuracaz diyerek ev sahibine göz dağı verin bence.
+2
muhayyer divan
(05.11.25)
Herhangi yatılı birini istemiyor.
-2
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
ev sahibi kiralarken bu kurali koymus ve bu sekilde kabul edildiyse, ustune pek denecek bir sey yok. tutmayin kardesim bastan begenmiyorsaniz, bunun tek adi cakallik
0
gule gule
(05.11.25)
Ya ev sahibi aslında bunu hak ediyor da, ben yapmam. Eve yerleşirken bunu söylemedi. Kontratta bu madde çıktı.
-1
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
ya ne olacak biz devlet yurduna bile sokardık misafir. arkadaşlarının yanında ol. onlarla geçinmen daha önemli.
+4
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(05.11.25)
@bir sıcak el, vaktinde bana destek olmayan kişiye ne desteği vereyim?
-5
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
sakin olun ben yaşlı ve şişmanım. ilk önce konuyu çat diye ikiye böleceğim.

1 ev sahibinin bence çok gereksiz olan yatılı misafir yasaklaması.
2 sizin ev arkadaşınızla aranızda olan çekişme ve anlaşamama.


1 yasal olarak dayanağı var mıdır bilmiyorum. Duyurunun hukukçuları bu konuya açıklık kazandırır. Zamanında üç gün içinde ev tutmam gerekiyordu. kirası bana uygun ilk evi tuttum. ev sahibi de aynısını demişti o zaman 24 yaşındaydım. gel zaman git zaman Annem geldi. apartman içinde karşılaştık benim annem geldi kalıyor sizin için sakıncası var mı deyince yerin dibine girmişti çünkü hiç tahmin ettiği gibi bir fırlamalığım yoktu. sabahtan akşama ders çalışıyordum.


2 arladaşınızla olan çekişmeniz onun omurgasızlık yapması evet kötü. hem öyle susup hem de söylemeylim demesi daha da kötü ama ben sizin yerinizde olsam bunu kafaya takmam. suratına çat çat biz böyle derken sen susmuştun, getirme kardeşim kimseyi ben istemiyorum rahatsız oluyorum diyin!


ha ben öyle çat çat söyleyebilen bir insan mıyım? hayır. hiç bi zaman o kadar cesur ve dobra olamadım. sinirden içim içimi yedi. burası anonim yer olunca insan kendi yapamadıklarını başkasından yapmasını bekleyebiliyor. hehe
+2
Fodera
(05.11.25)
@fodera, kendin yapamıyorsan bana nasıl akıl verebiliyorsun?
-11
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
internet ve anonim olmak bana bu yetkiyi veriyor.

ayrıca en alta bakmanızı öneririm;

'buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. '
+4
Fodera
(05.11.25)
Temel patoloji, ev sanibinin haddini aşmasına rağmen sizin bunu kabullenmiş olmanız.
+4
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(05.11.25)
Ben yapabiliyorum, fodera nin verdiği aklı aynen veriyorum diye say.

Oynayaman teknik direktör de konuşmasin o zaman
+4
kisa
(05.11.25)
@abbabaabbaababbabaababbaabbabaab, ev sahibiyle bu konuyu konuştuğumu doğru bulmadığımı söylemiştim. Aynı şey kendi başlarına gelene kadar seslerini çıkarmadılar. Şimdi de çözün arıyorlar.

@kisa, oynayamayan teknik direktör hayatının bir döneminde oynamıştır. Şuradaki soruya biraz empati yaparak cevap verin.
-4
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
"Ev sahibi evde yatılı misafir istemiyor" diye bisey olmaz.
2-3 yetiskin insan, onlerine kontrat konuyor ve boyle bir madde var.
Buna herkesin akli yattiysa, burda zaten ne desek bo$ yaw.
Bunun altina imza attiysaniz zaten olay bitmis, buyuk ihtimal bunu hazirlayan "deli" sizin kapida nobet de tutuyordur o yuzden ben gizli kapakli birini sokup cikartabileceginizi sanmiyorum.

bonne chance..
0
cooperr
(05.11.25)
@cooperr, "2-3 yetiskin insan, onlerine kontrat konuyor ve boyle bir madde var.
Buna herkesin akli yattiysa, burda zaten ne desek bo$ yaw."

Eve yerleştikten sonra kontrat imzalsndı bu bir. Konut krizi var 2.
-1
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
imzalamasaydiniz, zaten yerlesmissin.
"boyle bir madde mi olur sen dalga mi geciyorsun" ya da "bize ne demek istiyorsun burasi randevu evi mi yav$ak" diyeceksin (ya da diyecektiniz ama cok gec)
+2
cooperr
(05.11.25)
O zaman tutma diyor. Dedi yani. Çünkü biz hepimiz aynı anda çıksak sırada 17 kişi vardı.
0
🌸Kahvedesu
(05.11.25)
Ev sahibi kiraladigi evde yasayacak kisiye kimi misafir ediyorsun, kac paket sigara iciyorsun, hangi günler yikaniyorsun gibi kurallar koyamaz. Kontratta yazmasinin hicbir anlami yok. Özel hayati düzenleyemez. Misafiri cagir keyfine bak.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(06.11.25)
Sorun ettiğin şey ev sahibinin size attığı madik değil de ev arkadaşının bu konuyu ilk kez keşfettiğinizde konuşmaması.

Ben anlamıyorum bu yanlış hassasiyetleri. Ev sahibine karşı birlik olup bir hamle edeceksiniz de o mu bozuyor işinizi? Demeyin evet, ev sahibi size nasıl demediyse sizin de ona dememe hakkınız var. Hukuki değil tabii. Ama etki tepki yasası bunu gerektirir. Kusura bakma ama yanlış şeylere fazla geriliyorsun.
0
muhayyer divan
(06.11.25)
"Ev sahibine karşı birlik olup bir hamle edeceksiniz de o mu bozuyor işinizi? "

Bazı şeylere tüm ev halkı olarak sesini çıkarmazsan, o da canının istediğini yapar. Ben açıkça söyledim, kabul etmedi. Mesela kız arkadaşını getirmiş, 1 haftadır evde. Getireceğini de söylemedi.

Kadına da hak verdiğim konu şu; bir sınır koymazsan evde 4 kişi yerine 6 kişi yaşar.
0
🌸Kahvedesu
(06.11.25)
(27)

düdüklü tencere kullanıyor musunuz? yoksa korkuyor musunuz?

Gradient_tabanlı_mor
ben korkuyorum. 5 sene önce almıştım geçen hafta kullanmaya cesaret ettim ama hep eşime yaptırdım. tek başıma basıncı filan boşaltamadım korktum. siz ne düşünüyorsunuz? kullanıyor musunuz? patlar diye korkuyor musunuz?
ben korkuyorum. 5 sene önce almıştım geçen hafta kullanmaya cesaret ettim ama hep eşime yaptırdım. tek başıma basıncı filan boşaltamadım korktum.

siz ne düşünüyorsunuz? kullanıyor musunuz? patlar diye korkuyor musunuz?
+1
Gradient_tabanlı_mor
(05.11.25)
Kullanıyorum ve her seferinde korkuyorum.
+1
sadakatsiz
(05.11.25)
Kullanıyorum ama korku oluyor bende de. Basıncı boşaltma sırasında mümkün olduğunca tencereden uzak duruyorum ve düğmeyi çevirir çevirmez mutfaktan son hız koşarak çıkıyorum ve kapıyı kapatıyorum :)
Eskinin düdüklü tencereleri biraz daha riskliymiş simdikiler daha güvenli yapılıyor herhalde.
0
rock n roll
(05.11.25)
korkmuyorum.
korkuya bir şey denmez tabi de gayet güvenli araçlardır.
o düdük denilen şey aslında bir güvenlik valfi, içindeki basınç aşırı artınca havayı boşaltır. o ses korkutuyr olabilir ama güvenlikle ilgili bir derdi yok. hep annelerin korkutması bunlar.
aynı valf kombide de var. kombiye fazla su basarsanız bir den foşşşşaarttşsşşss diye aşağıdan sfazla suyu fışkırtarak atar, etraf batar ama hiç bir yer patlamaz.
mantığını fiziğini anlayarak korkuyu yenebilirsin belki
edit: eskiler daha ügvensizdi, yenilerde bu ihtimal gerçekten çok çok çok küçük.
+1
kisa
(05.11.25)
kullanıyorum, korkmuyorum. basıncının göstergesi var.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(05.11.25)
öğrencilik zamanımdan beri kullanırım.
kullanırım dediysem, senede bir iki ihtiyaç duyarım.
açarken bir yandan kapağa sıkıca basıyorum ve yavaşça kaldırıyorum kolunu. gereksiz ama gayri ihtiyari yapıyorum bunu.

içindeki havasını iyice aldıktan sonra bir de çeşme altında yıkayın tencereyi, her yerine su değsin, o zaman güvenle açabilirsiniz.
0
biseysorcaktim
(05.11.25)
Korkuyorum. Düdüklü tencere şart olan bir tarifim de yok. En fazla bakliyat yemekleri için kullanabilirim. Onun yerine fasulyeyi nohutu akşamdan suya koymayı tercih ediyorum
0
grimavi
(05.11.25)
Korkuyorum ve kullanmıyorum.
+1
mutekebbir
(05.11.25)
kullandım defalarca korku olmadı. ama şu an evimde yok. ihtiyaç olmuyor. kemik suyu vs yapmadığım için. diğer bütün yemekler düdüklü olmadan da yapılıyor nasılsa
0
jelly bear
(05.11.25)
fissler tarzı güvenli modellere bak. daha güvenli duruyor. kendi kendine ve zorlama ile açılacak bir alet değil.
0
mikahakkinen
(05.11.25)
Kullanıyoruz ama tehlikeli mi evet
0
basond
(05.11.25)
fissler kullanıyorum patlamama garantisinden dolayı herhangi bir korkum yok. ama başka model de kullansam çok korkmazdım sanırım. patlama çok düşük bir ihtimal gibi geliyor
0
dfn4
(05.11.25)
kullanıyorum ve korkmuyorum.
0
inheritance
(05.11.25)
Korkutmak gibi olmasın iki defa patladı benimki. Kapağı iyi kapatmamışım. Mutfakta değilken patlayıp içindekiler tavana yapışmıştı. :( Kullanmaya devam ettim sonrasında; travmatik bir tecrübe değildi. Yeni nesilller daha güvenlidir, benimki eski epeyce.
0
auroraaurora
(05.11.25)
kullanıyorum ve korkmuyorum. eski tipte duduklu.
0
lemmiwinks
(05.11.25)
Çalışıyorum zamanım kısıtlı ağır ağır pişirme imkanım yok.
Kullanmak ne kelime :) Wmf set aldım büyük ve küçük her gün illa kullanıyorum.
0
cilekli pasta
(05.11.25)
10 senedir kullanıyorum bir kez bile sorun yaşamadım. Fissler
0
kullanicadi
(05.11.25)
yıllardır kullanıyorum, hiç de korkmuyorum, eskiden de korkmazdım.

eski tip düdüklü tencereler, içinde basınç varken açılabiliyordu. belki orada yanlışlıkla açma riski vardı. yeni düdüklü tencerelerin açma mandalı, içinde basınç varken kilitleniyor, isteseniz de açamıyorsunuz.

doğru kullandıktan sonra bir tehlikesi yok. ama mesela @kisa demiş ki düdük dediğin şey emniyet valfi, fazla basıncı oradan çıkarıyor. şimdi içini fazla doldurursun, içerideki bir mercimek parçası gelir içeriden o valfi tıkar, içerideki fazla basınç çıkamayınca ne olur? iyice sıkışır, sonra güm.

ama tepesine kadar doldurmak yerine yarısını doldurup içinde fokurdamaya yer bırakırsan hiçbir şey olmaz. ya da ne bileyim olmaz ya, fıslaması gerekirken fıslamıyor, fıslaması kesildi, ya da tuhaf sesler çıkarıyor, her zamankinden değişik bir şeyler oluyor. sakince ocağı kapat ve tencerenin durulmasını bekle. alttan ateşi kapattıktan sonra patlayacaksa bile patlamaz artık.
0
kibritsuyu
(05.11.25)
evimde düdüklü tencerem var ancak nasıl kullanılacağını bilmiyorum. içine ne koyup da pişireceğimi bilmiyorum.
0
co2s2
(05.11.25)
korkuyorum, kullanmıyorum annem kullanıncada girmiyorum mutfağa, korkan bir arkadaşım elektriklisini aldı %100 güvenilirmiş o şekilde kullanıyor.
0
eja
(05.11.25)
Kullaniyorum ve korkmuyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.11.25)
Düdüklüde pişecek bir şey varsa eşim pişiriyor. Öğrenci evimde bir düdüklü tencere kazası sonrası saatlerce tavandan/duvarlardan salça ve fasulye silmem gerekmişti, gerçi o zaman da yemeği annem yapıyordu. Ben her türlü uzak duruyorum, gerek yok :)
0
kobuzchu kiz
(05.11.25)
Şimdi auroraaurora nin dediği şeyi ben patlama olarak almam, kapağı doğru kapatmamis, emniyet valfi ise yaramamış. Bu emniyet kemeri takmadan kaza yapınca emniyet kemeri ise yaramıyor gibi bir durum.
düdüklüyu savunayım (rakamlar uydurmadır)
Kapak kapalıyken 50 Bar iç basınca dayanır, düdük ise 6 barda açılır ve havayı boşaltir. Kapak tam. Kapanmazsa 4 barda kendini bırakır diyelim.
kapak kapalı olsa fazla. Basınç dudukten çıkacaktı, ama yarım kapalı olduğu içi. 6 bara gelmeden 4 5 varda kapak açıldı ve etrafı dağıttı. Mubtemelen bomba gibi. İr sarapnel parçası yoktur sadece ortalık batmıştır (kapak da bir tarafa gitmiştir)
0
kisa
(05.11.25)
korkuyorum kullanmıyorum onun yerine arçelik gurme şef kullanıyorum, instant pot olarak geçen ürünler kullanılabilir kısaca
0
barisa
(05.11.25)
@kisa
Evet, kullanıcı hatasıydı benimki. Hala kullanıyorum aynı tencereyi, bir sıkıntısı yok. Yine de dikkatli olmakta fayda var.
+1
auroraaurora
(05.11.25)
surekli kullaniyoruz, elimizdeki tencere 15 yasini gecti.
sifir korku.
cunku (bkz: guvenlik katsayisi)
+1
cooperr
(05.11.25)
korkuyorum. evde bomba gibi duruyodu yıllardır. anneme verdim o da kullanamıyor çünkü o da korkuyor. niye istedi bilmiyorum sdkfsfg
0
matilda
(05.11.25)
Neredeyse tüm yemekleri düdüklüyle yapıyorum, korkmuyorum.
0
mirty
(05.11.25)
(10)

Bu saat sizce nasıl?

huçi kuçi
Söz konusu saat --> https://img.ersacloud.com/product/l/AQ-230A-1DMQ_5.jpgCasio'nun AQ 230 modeli. Nostaljik bir saat. Çok da uygun, 2 bin kaymeye aldım. Geçenlerde Terminator'ün ilk filmini izlerken Lance Henriksen'in kolunda tıpkı bunun gibi hem analog hem de dijital göstergesi olan bir saat gördü
Söz konusu saat --> img.ersacloud.com

Casio'nun AQ 230 modeli. Nostaljik bir saat. Çok da uygun, 2 bin kaymeye aldım. Geçenlerde Terminator'ün ilk filmini izlerken Lance Henriksen'in kolunda tıpkı bunun gibi hem analog hem de dijital göstergesi olan bir saat gördüm ve çok hoşuma gitti. Aynısından bir tane de bende olmalı diye aklımdan geçirdim hemen. Azıcık araştırdım internette. Bu tarzda olup üretimi devam eden modeller arasında bunu buldum. Fiyatı da cüzi gelince anlık bir galeyanla bastım siparişi. İyi mi ettim, kötü mü, vallahi bilmiyorum. Saat elime geçti. Kasası ve camı plastik veya ona benzer hafif bir materyalden yapılmış herhalde, dokununca biraz adi hissettiriyor. Ama duruşu fena değil. Küçük, ince, zarif, eski havalı bir saat. Ben aksesuardan, takıdan, saatten filan anlamam. İş yerinde taktığım bir Seiko Presage var. Bu saati de daha serbest ortamlarda gündelik kıyafetlerle takarım diye düşünmüştüm. Doğru bir seçim yapmış mıyım sizce?
0
huçi kuçi
(04.11.25)
Güzel saat. Zarif ve klasik. Tek kusuru su geçirmezliği iyi değil.
+1
runaway
(04.11.25)
Güzel saat, dediğin gibi dokununca malzeme kalitesi biraz düşük fakat uzaktan görüntü olarak fiyatından daha pahalı duran şık bir saat.
www.instagram.com

Ben de beyazını almayı düşünüyorum. Özellikle bilekte büyük saat sevmeyenler için vintage bir havası var, hem dress watch hem de günlük saat olmaya uygun, giydiğin her kıyafete uyar güle güle kullan.

Çelik kordonla rahat edemezsen siyah kordon da yakışıyor saate
www.instagram.com
+1
grimavi
(04.11.25)
Eczanelerdeki duvar saatleri gibi. Cok cirkin.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
@runaway Musluktan gelen suyu geçirmesin kafi benim için.

@grimavi Siyah kordon-beyaz kadran kontrastı güzel olmuş hakikaten ama bendeki saat siyah kadranlı. Siyah kadranın üstüne siyah kordon ekleyince videodaki gibi güzel durmaz muhtemelen. Bu içime sinerse ileride bir tane de beyaz kadranlı olanından alırım, o da hoşmuş.

@konusma ben asdasdasd
0
🌸huçi kuçi
(05.11.25)
www.reddit.com
Siyah siyah da fena durmuyor

Hatta casio da deri kordonlu versiyonlarını çıkardı bu sene, önceden yoktu
www.ersasaat.com.tr
www.instagram.com
0
grimavi
(05.11.25)
@grimavi

img.lazcdn.com

Şu parlak beyaz kadranın üstüne siyah deri kordon çok şık durur bence abi. Siyaha siyah da fena değilmiş ama siyah deri kordon takacak olsam beyaz kadrana takardım galiba.
0
🌸huçi kuçi
(05.11.25)
Aksesuarın kötüsü olmaz bence, değişiklik olsun diye arada takarsın işte; çok para da vermemişsin zaten güle güle kullan.
0
Bruce
(05.11.25)
kötü ya
yaşlı işi.
0
OgutucuRecep
(05.11.25)
akıllı saat kullanmasan alacağım modelden biri bu olurdu sanırım. hem sade, hem şık, hem de casio.
0
duyuruuser
(05.11.25)
cok iyi saat ve model. güzel günlerde kullan.
0
koela
(05.11.25)
(6)

Yurtdışından getirebileceklerim

mermaidd
Gideceğim yerde çok güzel kore marketlerinin olduğunu gördüm. Zaten çikolata şeker gibi ürünleri getireceğim ama koreye özgü noodle ve alkolsüz içeceklerden de getirmek istiyorum. Gümrük limitlerini aşacağım gibi duruyor. Herhangi bir problem olur mu? Aranızda daha önce verilen gümrük limitini aşanl
Gideceğim yerde çok güzel kore marketlerinin olduğunu gördüm. Zaten çikolata şeker gibi ürünleri getireceğim ama koreye özgü noodle ve alkolsüz içeceklerden de getirmek istiyorum. Gümrük limitlerini aşacağım gibi duruyor. Herhangi bir problem olur mu? Aranızda daha önce verilen gümrük limitini aşanlar oldu mu?
0
mermaidd
(04.11.25)
Gümrüğe girmediğin sürece bişi olmaz. Kafana göre takıl. Japon curry küplerinden al. İyi gidiyor kışın.
0
glamdr1ng
(04.11.25)
ben 3 sise sarap alip sarip bavuluma koyuyorum, onu baggage drop yapip pass kontrolden gectikten sonra tekrar sarap alip elimde getiriyorum. kimse bavulunda da alkol varmis demedi simdiye kadar :D bavuluna koyduktan sonra sorun olmasi riski cok düsük. bavulundan 500 tane noodle cikarsa sorun olur (bavul ticareti zannedilir) ama 5 noodle, 3 kutu matcha, 6 kutu x falan gibi karisik bir sepetse sorun yok.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
@konusma ben konusuyorum alkol limitini aşacağımı sanmıyorum ama abur cubur, şeker çikolata limitini aşarım diye düşünüyorum. Annemle birlikte seyahat edeceğiz onun valizine de tıkıştırırım artık bir şeyler :D
0
🌸mermaidd
(04.11.25)
kore kozmetik ve ıvır zıvır cenneti, napacaksınız alkolü.
0
kveldulv
(04.11.25)
@kveldulv koreye gitmiyorum yanlış anlaşılmışım sanırım. Gideceğim ülkede kore marketlerinin olduğunu gördüm çok denemek istediğim şeyler vardı onları alacağım. Kozmetiklerini bulursam onu da kaçırmam elbette
0
🌸mermaidd
(04.11.25)
her avrupdadan dönüşümde bavulumda en az 5 şişe şarap çikolatalar makarnalar şekerler vs. olur. marketlerde dolaşıp ilginç gördüğüm her şeyden 3-5 alırım. şimdiye kadar hiç bir sıkıntı yaşamadım, birçok arkadaşım da benim gibi yapıyor sıkıntı yaşayan da duymadım
0
wendyangelamoiradarling
(04.11.25)
(24)

Arada kalmak

camlicagazoz
Merhabalar,15 kasımda aile dostumuzun oglunun dügünü varmis. Annem aradı söyledi. Dügün de oturdugumuz yere 1.5 saat mesafede. Annem de şey dedi. Öglen gideriz, dügünden sonra da geliriz dedi. Dügün saat 19:00' da.Eşim 15 kasimda 38 haftalik hamile olacak. Yani ben gitmeyecegim dedi ve haklı da. Ama
Merhabalar,

15 kasımda aile dostumuzun oglunun dügünü varmis. Annem aradı söyledi. Dügün de oturdugumuz yere 1.5 saat mesafede. Annem de şey dedi. Öglen gideriz, dügünden sonra da geliriz dedi. Dügün saat 19:00' da.

Eşim 15 kasimda 38 haftalik hamile olacak. Yani ben gitmeyecegim dedi ve haklı da. Ama ben anneme söyleseme annem beni bastiracak. Bir sey olmaz gibisinden. Çekiniyorum da annemden. Ama eşim de hakli. Ne yapacagim ben?
-2
camlicagazoz
(03.11.25)
Öncelikle annenizden çekinmeniz yanlış çünkü sizin bir aileniz var.
Kaldı ki eşiniz o dönem 38 haftalık hamile olcakmış ve düğün de oturduğunuz yere 1.5 saat mesafedeymiş allah muhafaza doğum gerçekleşse yada olmamasını temenni ederim ama aksi bir durum olsa eşinizin yanına gitmeniz 1.5 saatinizi alacak. O dönemde olmanız gereken yer düğün değil eşinizin yanı bence. Bu şekilde açıklama yapabilirsiniz annenize.
+4
mermaidd
(04.11.25)
ben aileye bir butun olarak bakiyorum, kendi annem/babam/kardesler ve hanimin annesi/babasi/kardesleri..

annem beni al bu dugune gotur getir derse, yaparim. bu iki kez yaptim, hanim gicirdadi, cok da fifi dedim gectim. yine gotur derse yine gotururum.

senin hanim 38 haftalik hamile olabilir ama bu cocugun o gun dogacagi anlamina gelmiyor, bunun onceden bazi belirtileri var. Tavsiyem birkac gun onceden doktora gotur, dogumla ilgili bir gelirme var mi baktir. Eger hersey sakin ise o zaman 1.5 saat cok bir yol degil, acil bir durumda erken cikar donersin. Yok eger doktor eli kulaginda heran gelmeniz gerekir derse ayri mesele. Biz mesela son kontrolden sonra ayni gun hastaneye gittik dogumu baslattilar, 48 saat sonra dogum gerceklesti.
-19
cooperr
(04.11.25)
Bence bu tip soruları burada sormayın.
Burada 'Bir ilişki sorusu sorulsa da kadını haklı görsem.' diye bekleşen büyük bir güruh var. Anne kutsaldır, ne derse yapılır.
cooperr +1 diyorum.
-14
Mirket
(04.11.25)
Ben anlamadim anneniz istiyor diye 38 haftalik hamile esiniz dugune mi gitmek zorunda? Yoksa siz mi gitmek zorundasiniz? Ikisi de yetiskin olmus kendi ailesini kurmus (ya da olamamis/kuramamis) bir insan icin fazlasiyla absurt de, esiniz gitmeyecegini soyleyemiyorsaniz bir tik daha enteresan geldi. Yani ne yapacagim ben diye sormaniz da enteresan, esimi yalniz birakmayacagim demek yeterli olmali. Siz annenizin kocasi degilsiniz.
+7
kassiopeia
(04.11.25)
18 yıllık evliyim. Ailem de klasik anadolu (hatta doğu) ailesi. Anneme de inanılmaz düşkünüm. Tüm kardeşler arasında anne-babamla en çok ilgilenen, rızalarını alan da benim. Bunları belirtmiş olayım önce.

Eşiniz hamile olmasa ve düğüne gitmek istemese yine haklı. Zorlamamak lazım. Annenizin de böyle bir hakkı yok. Ama 38 haftalık hamile bir insanın değil 100 km, yan mahalledeki düğüne dahi katılmaması anlayışla karşılanmalı normalde. Kaldı ki, aileden birinin düğünü bile değil… (Yazdığınız tam net anlaşılmıyor. Bunları “eşimin gelmek istememesini anneme nasıl söyleyeceğim” demiş olma ihtimaliniz üzerine yazdım.

Yok eğer mevzu sizin eşinizi bırakıp gitmek istememeniz ise, haklısınız. En iyisi, annenizden rica edip, 17:30-18:00 gibi çıkarsınız. Düğünde yarım-bir saat görünür, hediyenizi verir, dönersiniz. Eşinizin doğumunun yakın olduğunu bilen herkes de anlayış göstermek zorunda. Göstermezlerse onların ayıbı. Sizin yanlışınız olmaz.

Yahut annenizi götürme ihtimali olan akraba vs. varsa ve anneniz uzun kalmak istiyorsa onlarla gider, siz bir görünür, tebrik eder dönersiniz.

Bu tarz konularda mutlak tavsiyem, eşinizi üzmemeniz. Anneler daha affedici oluyor, eşler olumsuzlukları yıllar içinde daha da büyütebiliyor. Üstelik doğum yakın, lohusa depresyonu kapıda. Ailenizden önemlisi olmamalı hayatınızda. Elalem umurunuzda olmasın. Anne-Baba da anlayış göstermeli. Göstermiyorlarsa da, saygı çerçevesinde tatlıya bağlanacak şekilde dik durulabilmeli. Evliliğin sağlığı için bağımsızlık şart. Zamanla öğreniliyor bu…
+2
yadigar
(04.11.25)
Ya bu erkekler bir konu hakkında da fikir sahibi olmazsa çatlayacaklar herhalde. Bak neymiş doğum öyle hemen başlamazmış belirtisi olurmuş. Beyefendi kaçıncı doğumunu gerçekleştirdi de konuşuyor çok merak ettim.

Doğum öyle belirti melirti demeden şak diye başlayabilen bir şey. 38.haftada şak diye doğurmuş bir birey olarak konuşuyorum.

Anne kutsaldır filan saçma sapan kendinizi şartlamayın. Ben de anneyim gelinimi karnı burnunda düğüne çağırmam bile en başta zaten. Anneyse bunu düşünmeli. Ayrıca annenden korkarak hiç bir zaman sağlıklı ve mutlu bir aile hayatı yaşayamacaksın gerçek sağlıklı ebeveyn-çocuk ilişkisi böyle bir şey değil.
+7
yenibirgüzelnick
(04.11.25)
Cevaplara gözlerim kanadı. Annenizin doğurdu doğuracak karınızı uzak bir yerdeki düğüne götürme düşüncesi, sizin annenizden çekinip bu durumu açıklayamamamız falan sizce de çok garip değil mi? Anneniz istiyorsa kendisi gitsin. Annenize ne karınız ne de siz eşlik etmek zorunda değilsiniz. Çoluk çocuk sahibi olmak üzeresiniz annenizden çekindiğiniz konuya bakar mısınız? Allah kocanın da hayırlısını versin diyorum :d
+12
sadakatsiz
(04.11.25)
38 hafta demek full term demek. yani dogum artık her saniye gerceklesebilir demek. ilk dogumuysa öyle hemen yirmi dakikada dogurma ihtimali az olsa da yok degil. o haftalarda beni en cok korkutan sey abruptio placentae olmasi ki bu durumda 1 dk fark bile hayat kurtarir. sahsen yanimda hep biri olsun isterim o haftalarda.

anneniz dügüne gitmek istiyorsa götürün. esinizin kendi annesi, kardesi, kuzeni, arkadasi kimi ayarlayabilirseniz o gün sizin evde esinizle olsun. gebelik hastalik degil, esasen her yere gidebilir ama full term gebelikle bir dügünde esiniz cok rahatsiz olacaktir cünkü yüksek sesli müzik sebebiyle anne karninda bebek korkudan sürekli takla atar. anneyi cok tekmeler. kendini kordona dolandirma riski yükselir. ayrica rahatsiz sandalyelerde saatlerce oturmak o haftalarda sahiden korkunc.

bence buradaki sorun anneden bu kadar cekinmeniz. annenize, ben seni götüremem, deseniz bile bu kadar anlayissiz ve kötü bir insan mi sizi ve esinizi anlamayacagini düsünüyorsunuz? o haftalarda esinizin rahat edemeyecegini anneniz de biliyor, kendisi de dogurmus. ayrica biraz simariklik yapmiyor mu anneniz? 38 haftalik hamile kadini dügünün 19'da basladigi yere taa ögle vaktinden sürüklemeye calisiyor? hani dügüne 19'da gidelim iki saat sonra kalkariz da demiyor. öglen gidelim dügünden sonra döneriz diyor; yani yolu da hesaba katarsaniz gece birde falan anca dönmüs oluyorsunuz. anneniz dügün sahibi mi, ne sacmalik! bebek de gelecegi icin sizin öncelik siranizin degismesinden rahatsiz, gelini ile güc savasina girmis gibi. bence asil üstüne egilmeniz sorun ve dengeyi bulmaniz gereken sey annenizin bu tavri olmali.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
Şöyle bir şey ekleyeyim. Annemi ben götürmeyecegim. Yani babamla gidecekler. Beni düsündüren şeylerden birisi de şu. Dügünü olan cocuk benim düğüne gelmişti.
-9
🌸camlicagazoz
(04.11.25)
ya bu kadinlarin kayinvalide ile ilgili olan takintisini anlamasi guc..guc savasi vs. garip ya, sanki her ailede micro taht kavgalari yasaniyor :)

sunu idrak etmeniz lazim, erkeklerin anneleri ile arasinda farkli bir bag var, o bizim hayatimizdaki ilk kadin. erkegin annesiyle olan iliskisinin sizinle olan iliskisi ile alakasi yok.

birisi sak diye dogurdum demis, ikinci ucuncu cocuk degilse o biraz zor kardesim. benim de cocugum var, cevrede de birden fazla cocuk sahibi olan insan sayisi oldukca fazla, ilk dogumlarin hic sak diye oldugunu duymadim.

ayrica doguma da girdim, yaw normal bir dogumda ters gidebilecek o kadar cok sey var ki, olay zaten bir mucize, hastaneye yetisememe olasiligi tersliklerin icinde ilk 5'de bile degildir. en kotu cagirirsin bir ambulans gotururler. zaten erkek eger doktor degilse ne yapacak hatunu kuvete sokup dogum yaptirtacak degiliz, arabaya atip hastaneye goturuyoruz sonra da doktor ne derse o yapiliyor zaten. olay bir hastalik degil ve dogal kendi halinde bir sureci var bu ve surec oyle 1-2 saatlik bir mevzu da degil.

adam zaten zorla esini goturmeye calismiyor ki ben de olsam zaten goturmem 38 haftalik hamile esimi. gerekli onlemleri alirsin, a/b/c plani yaparsin, saat basi kontrol edersin, binbir turlu cozumu var.

annesi istiyorsa kendi gitsin falan, bunlari kadinlar gitsin kendi anasina soylesin, beni baglamaz. ama bana 5 tane cocuk dogursa da, bana cikip anana soyle kendi gitsin falan gibi bisey soylese esim, kotu bozarim. erkek cocugu olan hanimlar, yarin oburgun oglunuz gidip sizin gibi birini bulursa, o hatun da size "gitsin kendi isini kendi halletsin" diye mesaj yollarsa, ne dedigimi daha iyi anlayacaksiniz. umarim boyle bisey basiniza gelmez.
-17
cooperr
(04.11.25)
Evet anneniz düğüne gitmek istiyorsa a b c planları yapar eşinizi birilerine bırakırsınız, onlar da arar ambulansı doğuma götürürler nedir yani. Anne önemli. Anne düğüne gitmek istiyorsa iki eliniz kanda da olsa düğüne gideceksiniz. Karınız bir şekilde doğurur önemli olan anacığınızla ilişkiniz.... :d
+8
sadakatsiz
(04.11.25)
anneler biz kadinlarin da hayatlarindaki ilk kadin ama annelerimiz biz kizlarina annelik yaparken, sizin anneleriniz ogullarina annelik yapiyorlar, gelinlerine degil. annemin önceligi benim, benim sagligim, benim mutlulugum, benim evliligimin iyi gitmesi... kaynanamin önceligi önce oglunun rahati, sonra kendisi, sonra kocasi falan. kendi kizi olsaydi bu durumda, kocasinin 38. haftada tüm gün kendi annesi pesinde kosup kizini birakmasina agzini birakip kiciyla laf ederdi.

gazoz, dedigim gibi, annenle dügüne gideceksen karinin yaninda biri olmali. kendi annesi, kardesi, kuzeni, arkadasi ama yalniz kalmayacak.
sen gitmeyeceksen sayet annenle altinini yollayacaksin, soran olunca da annen, gelinin dogumu eli kulaginda, yalniz birakamadi, diyecek. zor bir sey degil. bu duruma anlayis göstermeyen de ne bileyim...
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
kadın doğum doktoru bile her doğum kendine özeldir derken bazıları çevresindeki doğumlardan örnek vererek senin karın da şak diye doğurmazz yhaaaa diye güvence veriyor. adamın gördüğü doğum sayısı benim kadın doktorumun gördüğü doğum sayısından fazla heralde.

ben 8 haftalık doğum iznine çıktığımda evde tek iken kafada kurup duruyordum acaba şu an suyum mu geliyor, acaba bu hissettiğim sancı mı vs diye. mesela su gelmesi öyle dizilerde olduğu gibi bardaktan su boşalması gibi de olmuyormuş vs vs.

yani ayrıca illa kadının o an doğurma ihtimalinin olmasına gerek yok. işin biraz psikolojik tarafı var.

zaten anneniz yolda kalmış değil, babanızla gidecek. sizin de bu durumda heidyeyi göndermeniz yeterli. yani hangisi önemli. karnı burnunda eşiniz mi yoksa diğerleri mi? evet bazı durumlarda bu kadar nettir her şey.

ha bu arada eşiniz yüzde doksan dokuz ihtimalle o gün doğum yapmayacak. ama siz onun isteğini geri çevirip düğüne giderseniz doğurmamış olmasının bi önemi yok, size kırılmış olacak.
+6
elorelia
(04.11.25)
düğün günü sabahtan anne hanımın ağrısı var de. gelemiyecek de, erkenden ananı uyarma.
+2
mikahakkinen
(04.11.25)
doğuma bir ay kala rutin doktor kontrolüne gittik. doktor akşama doğuracaksın, dedi. biz eşimle birbirimize bakıp şaka yapıyor dedik. ama şaka değilmiş. yani çokta öyle önceden belirti veren bişey değil.

38 haftalık eşini evde bırakıp düğüne anneni götürme. saçmalama. annende saçmalamasın.
+2
scudman1
(04.11.25)
hocam öncelikle umarım tüm süreciniz sağlık sıhhat içinde gerçekleşir. yengeye de hürmetler :)

sizin de gönlünüz gitmek istemiyor besbelli. tabi ki eşinizin yanında kalacaksınız. annenize 'gece çok ağrısı oldu gelemiyorum' dersin olur biter. hatta düğünde dedikodunuz bile yapılır..
+2
galahad reloaded
(04.11.25)
Merhaba, eşinizi yalnız bırakmayın, bunu 2 kız çocuğu babası olarak yazıyorum.
+6
devorgilla the gunslinger
(04.11.25)
yani bunu buraya soracak kadar sıkışmış olmanız bile çok enteresan. gitmemek zaten çok makul ama en uçta yapılacak şey şu: o gün gelsin bakıcam anne siz planınızı yapın, ben öğlen gelip akşam dönemem ama bir şekilde sizden sonra gelip yarım saatliğine görünmeye çalışırım tabi eşim iyiyse. söylenecek şey bu. o gün de illaki gitmek istiyorsanız, yani evlenen arkadaşınız sizinkine gelidiği için orda olmak gibi bir derdiniz varsa ve eşiniz de o gün rahatsa 6-7 gibi çıkar, 15 dak-30dak görünür, 9:30-10 gibi dönersiniz.

edit: çocuğunuzu sağlıkla kucağınıza almanızı dilerim
+5
awlmi
(04.11.25)
her şeyi geçtim, insan kendi doğacak çocuğu için sorumluluk hissetmeli, doğumla ilgili farkındalığa sahip olmalı. hiç mi heyecan duymuyorsunuz bebeğinizin gelecek olmasıyla ilgili? hiç mi endişeniz yok eşinizin sağlığıyla ilgili? başka hangi hissiyat bunların önüne geçebilir? yemişim tanıdığın düğününü, sizi böyle bir durumda arada bırakan ebeveyni vesaire. bebeğiniz ve eşiniz hariç her şey "şu aşamada" fasa fiso, fındık fıstık. gündelik rutin bir süreçten bahsetmiyoruz ki.
+8
Phoebe
(04.11.25)
hocam onceki duyurulariniza soyle bir baktim, yardim alin, ciddi olarak soyluyorum, cok icten sekilde. gobek bagi kesilmemis insanlari ciddiye almayin, yetiskin ve saglikli bir birey olmak boyle bir sey degil.

Baba olacaksiniz, aile kurmussunuz, ayri bir yasam kurmussunuz ve su anda yasaminizin merkezine bir bebek geliyor, tum yasami size bagli bir can, ebeveyn olmak demek insanin kalbinin disarda atmasi demek, kadin olarak hamilelik sureci zaman zaman 'lan bi tik fazla yemek yedim bebise bir sey olur mu' diye manyaklik derecesinde endise duyma, baba olmak da 'ailemin nasil guvenligini saglarim, nasil bakim veririm' gibi bir delilik hali, bunu hissetmiyorsunuz ve hala 'insanlar ne der' diyorsunuz, 'anama 38 haftalik hamile esimi ve bebegimi birakamam diyemiyorum' diyorsunuz. Phobe cok guzel yazmis, icinizde bir yerde cekirdek ailenize duydugunuz sorumluluktan fazla bir sorumluluk duyuyorsunuz. Esime, bebegime ne olursa olsun, didinin didisinin dugunune gitmem gerek diyorsunuz. Ha hicbir sey de olmayabilir evet, ama yani bir baba olarak yerim kocasiyla dugune giden anamin yani degil de kendi esimin ve bebegimin yani demiyor musunuz? evet tarlada da doguruyor millet evet, bebek dogumu 48 saat da surebilir ama bi tik evrilmedik mi yahu, bi tik insanlik ogrenmedik mi, bi tik gelismedik mi.
Ve isin daha da manyakcasi annenizin kocasi olan kisi yani babaniz annenizi goturecekmis, ve ne anneniz ne babaniz olum manyak misin esinle birlikte kal, senin bir ailen var demiyor ve siz de manyak mi bu insanlar benim su donemde yerim esimin yani, demiyorsunuz. Altininizi gonderirsiniz olur biter. Bana cok cok garip geldi acikcasi.

Ayrica hormon eksikligine bakmanizi da tavsiye ederim. Yani bu sordugunuz sorudan bagimsiz olarak bu konuda calismanizi tavsiye ederim, elalem ne der diye diye cekirdek ailenizi kaybederseniz bir gun buradaki kimse ne yaninizda ne de sizin yerinizde olacak.
+8
kassiopeia
(04.11.25)
Hocam, verdiğiniz ek bilgiye binanen şöyle diyorum: hediyenizi babanız ile gönderin. Damadı da arayıp, durumunuzu (doğum her an olabilir) samimi bir şekilde anlatın. Mutluluk dileyin. Anlayış göstermek zorundalar. Göstermezlerse de kendi problemleri. Çocuk bir aylık, 40 günlük falan olunca da eşiniz ve çocukla beraber hayırlı olsuna gidebilirsiniz isterseniz.

Çekirdek aileniz sizin birinci sorumluluğunuz. Elalemi takmayın. Ailenizi asla arka plana atmayın.

Çok önemliyse gitmek sizin için (ki olmamalı), atlar gider 10 dk görünür dönersiniz.
+1
yadigar
(04.11.25)
sorun bence sizin bir isteginizin olmamasi. yani once buna odaklanin, siz hangisini istiyorsunuz, esinizle kalmak mi yoksa annenizi goturmek mi?
+1
Sour
(04.11.25)
Anne kutsaldır, ne isterse yapılır diye bir şey yok.
Düşüncesiz annelerin her istediği yapılmaz. Ya da bencil ve narsist annelerin...
+5
pro9it9is9
(04.11.25)
1,5 saatlik mesafe pek uzak değil, bence siz anneniz ve babanızla beraber katılın düğüne, sanki karısı 38 haftalık hamile olanlar sürekli evde mi oturuyor, örneğin istanbulda insanların evi ile işin arası ortalama 1 saat mesafede. trafiğe göre artıyor bile. bu hesapta karısı hamile olan kimsenin işe bile gitmemesi lazım.

karın gelmek istememekte haklı oldukça ağırlaşmış olmalı, ödem vs. kaldı ki kocaman karnıyla giyecek kıyafet bulması bile zor.
-5
Sadece soruyorum
(04.11.25)
(19)

Türkiye'de nereye yerleşirdiniz?

osssy
Bu başlıkta İstanbul'dan ayrılma hayali kuruyoruz arkadaşlar.Çocukların eğitimi, nitelikli çevre kurabilme, güvenlik, yemek ve hava gibi yaşam kalitesini belirleyen unsurları dikkate aldığınızda İstanbul'dan ayrılıp Türkiye'de (Ankara'nın batısında) nereye yerleşirdiniz? Bu aşamada iş imkanlarını di
Bu başlıkta İstanbul'dan ayrılma hayali kuruyoruz arkadaşlar.
Çocukların eğitimi, nitelikli çevre kurabilme, güvenlik, yemek ve hava gibi yaşam kalitesini belirleyen unsurları dikkate aldığınızda İstanbul'dan ayrılıp Türkiye'de (Ankara'nın batısında) nereye yerleşirdiniz? Bu aşamada iş imkanlarını dikkate almıyoruz. Teşekkürler.
+1
osssy
(03.11.25)
antalya
0
asap raki
(03.11.25)
Çanakkale'de okurken hayatımın bir döneminde oraya yaşayacağıma inancım vardı çok istiyordum çok güzel bir şehir gerçekten.
Çok yer gezdim gördüm diyemem ama gezip gördüklerim içinde şu an yaşanılacak yerler listemde bir numara olan şehir Sinop.
Çok güzel, çok sakin, kafanı nereye çevirsen deniz, insanları çok iyi, orada bir hafta kalınca neden ülkenin en mutlu şehri olduğunu anlıyorsunuz gerçekten.
0
mutekebbir
(03.11.25)
nitelikli çevre çok değişken bir seçenek. muğla merkez, izmir bostanlı, eskişehir.
0
mikahakkinen
(03.11.25)
tabii ki Çanakkale

- evinize 5-10 dk mesafede çok güzel okullar olacak. (hem devlet, hem özel)
- yerlisi zaten hoşgörülü ve kalitelidir. dışarıdan gelen insanlar da, çok yüksek oranda eğitimli insanlar. nitelikli bir çevre kurmanız mümkün.
- güvenli bir şehir.
- havası çok temiz.
0
co2s2
(03.11.25)
Antalya ve Çanakkale'nin nereleri olabilir mesela? Bir de şehirden kaçıp şehre değil de daha kırsal bir yere yerleşsek, insanıydı, eğitim sağlık vs. derken ideal bir yer bulabilir miyiz acaba?
0
🌸osssy
(03.11.25)
çanakkale merkez - Cevatpaşa mahallesinin denize maksimum 100-200 metre mesafedeki bölümleri.

ya da çınarlı köyü'nün Dardanos mevki
0
co2s2
(03.11.25)
Edremit, Balıkesir
Burhaniye, Balıkesir
0
cemallamec
(03.11.25)
hani ben doğma büyüme izmir bostanlı'lıyım son bir kaç senedir iş sebepli istanbulda yaşıyorum.
İzmir bostanlı'nın eski haliyle bir alakası kalmadı belki hafta içi gündüz saatleri bir sakinliği var fakat güneş battıktan sonra hele ki yaz geceleri iğrenç bir yere dönüyor artık. İşletmeler eskiden de kaldırımı işgal ederdi ama bu işgal ara sokaklara bu kadar yayılmamıştı şu an ise ara sokaklarda bile kaldırımlar işgal altında bu yetmiyormuş gibi yollara da masa konmaya başlanmış yayaya yürüyecek bir yer bırakmamışlar.
her yerden tas kafa esmer tipler geçiyor iğrenç bir yere dönmüş ben artık canım bostanlıma dönmek bile istemiyorum.
Türkiye'de genel olarak bir kalitesizleşme var bir yer beğenildiğinde hemen tas kafa esmer o gırtlaktan konuşmayı seven tayfa dadanmaya başlıyor. ben bu ülkede huzurlu bir yer olacağına dair inancımı yitirdim ondan kırsalda sessiz sakin bir yer bulmak gibi umudum var.
çanakkale diyenlere de çanakkalenin de nüfusunun arttığını ve şehrin yapısı itibari ile genişleyecek bir alanı olmadığını, şehre girişlerin çıkışların zor olduğunu ve herhalde 10 seneye çanakkalenin de sıkıntılı bir yere döneceğini düşünüyorum.
+1
denizgonen
(03.11.25)
Gökceada
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.11.25)
Fethiye, Marmaris, Bodrum, Didim.
0
gabe h coud
(03.11.25)
İstanbul’dan Çanakkale Kepez’e taşınma kararımız hayatımızda verdiğimiz en iyi karardı. İkinci en iyi kararımız ise trden taşınmak. Trye geri dönsek Çanakkale Kepez’den vazgeçmem
0
suicides underground
(03.11.25)
kuzey ege - insan kalitesi fena degil, suya yakin, ne cok sicak ne soguk
trakya- insan kalitesi fena degil, sinira yakin, istenirse yeni kopru ile ege'ye inmek kolay
+1
cooperr
(03.11.25)
Karlıova/Bingöl. Şaka değil.

Sebep İstanbul’un tam zıddı olması.
Et ucuz, kaliteli ve lezzetli. Balı şahane. Yerel ürünler de hakeza.
Bingöl’e 70, Erzurum’a 110km. Hiçliğin ortası sayılır.
Yeşili ve suyu var. Havası tertemiz. İnsanı güzel. Hayat pahalılığı yok. Curcuna, keşmekeş yok.
Deprem bölgesi olması biraz kafamı karıştırıyor ama buradaki apartman dairesi fiyatına orada sağlam mustakil ev yapılabilir.
Benim hayalim ama eşimi ikna edemiyorum.

Sizin içinse, sıcağı sorun etmezseniz Manavgat güzel yer, tavsiye edebilirim. Özellikle iç tarafları. Hastane/sağlık imkanları var. Antalya yakın. Side/sorgun gibi sahilde olmadığı için sezonda çok kalabalık olmuyor. Alanya gibi bunaltıcı değil. Doğası şahane. Yeterince gelişmiş. Daha fazla sosyal ihtiyaçlar için Antalya’ya kaçılabilir. İnsanı da iyidir.
0
yadigar
(04.11.25)
Sinop değil. Gezmesi güzel ama asla yaşanmaz. Bir yer yaşanacak yer olarak nitelenecekse sağlık hizmetleri benim için çok önemli. Sinop'ta özel hastane, özel muayenehane diye bir şey yok. Devlette sıra bekler durursunuz, aldığınız hizmet de evlere şenlik olur her zamanki gibi. Çoğu branş da yok zaten. Onun için 3 saat mesafedeki Samsun'a gitmeniz lazım.

Ayrıca her ihtiyacımı hızlı şekilde çözeyim dediğimiz AVM lerden maalesef Sinop'ta bulunmuyor. Sineması da yok. Aklınıza gelebilecek hiçbir şey yok kısaca.
0
sadakatsiz
(04.11.25)
Ben dört ay önce İstanbul'dan Antalya/Finike'ye taşındım. Antalya'ya kendi aracınla 1.30 saat sürüyor, her yarım saatte bir Antalya merkeze otobüs var. Otobüsle 2.5 saat sürüyor. Olimpos, Adrasan gibi yerler sadece 30 dakika mesafede. Kaş'a 70 dk. 20 km kesintisiz sahili var. Çok güzel koylara sahip. Dağ havası aldığından merkeze göre yazları daha serin oluyor, özellikle akşamları. Yeni çok bina yapılıyor, sıfır ev alıp oturabilirsiniz. Dağ kenarında da yeni evler var, sahile yürüme mesafesinde de.

Ve herhangi bir ilçeye göre çok aktif bir hastanesi var. Yazın yeğenlerim rahatsızlandığında çok ilgililerdi. Parkta düştü, on dakika içinde tomografi dahi çektiler. Gözünden de rahatsızlandı, çözdüler.

Elbette, çok sakin bir yer. Çok sulu bir yer olduğundan sinekler rahatsız edici olabiliyor bir de. Kaş gibi fancy bir yer değil. Ama bence kaş'a göre daha lokasyon avantajları var.
+1
the man with no name
(04.11.25)
çanakkale için biraz yazlık havası da olsun derseniz güzelyalı ve dardanos tarafı da güzel yaşanabilir. istanbuldayız ama ailemiz kaynaklı güzelyalı'da bir düzenimiz de var, çok iyi geliyor, onlar full orda yaşıyorlar. ancak araba lazım mutlaka merkeze gitmek toplu taşıma ile biraz zor. denize de girebildiğiniz güzel bir lokasyon.
0
awlmi
(04.11.25)
Güzelyalı artık güzel değil ki yangından sonra bitti dardanos ve güzelyalı:((
0
suicides underground
(06.11.25)
Antalya
-1
arbre
(06.11.25)
@suicides geçen hafta ordaydım, toparlamış bir miktar, seneye daha da toparlamış olur. güzelyalının merkezinde zaten çok problem oluşmadı, çevre giriş çıkış tarafı çok üzücü oldu tabi.
0
awlmi
(06.11.25)
(15)

Türk insanı neden böyle

messina123
insanların ahlaksızlığını aklım almıyor artık. Hep mi böylelerdi?Olay şu, dün az sayıda kahve makinesi 20 bin liradan 9900’e düştü. Alıp ürün gelmeden sahibindene 2 katına yüklemişler.https://x.com/neonatalog/status/1985057198381121598?s=46
insanların ahlaksızlığını aklım almıyor artık. Hep mi böylelerdi?

Olay şu, dün az sayıda kahve makinesi 20 bin liradan 9900’e düştü. Alıp ürün gelmeden sahibindene 2 katına yüklemişler.

x.com
0
messina123
(03.11.25)
Türk insanı hep böyleydi. Böyle olmasa başımızdakiler kafalarına göre vergi alamazlardı, Türk insanı kimliğiyle bütünleşen bir halk değil maalesef, bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda, inanır mısınız bu hep böyleymiş ben de fark edince şaşırmıştım.
+4
olaylar olaylar
(03.11.25)
yapilani onaylamasam da burada bir ahlaksizlik goremedim ben, kimseye ozel kontenjan acilip hak yenmemis. insanlar da kendi capinda firsat degerlendiriyor. turk insani diye genellemek asil ahlaksizlik.
-2
gule gule
(03.11.25)
Serbest piyasa. Almak zorunda değilsin, kimse değil.
-5
michael harddd
(03.11.25)
fırsat görmüşler para kazanıyorlar. dünyada tüm milletler bunu yapıyor. evet, hoş değil ama ahlaksızlık demek de istemem. en azından yalan söylemiyorlar.

bence asıl ahlaksızlık her yeri çarık çürük kazalı boyalı arabayı "nokta hata yok, her yeri oporijinal" diye satmak.
0
co2s2
(03.11.25)
burada bir ahlaksızlık göremedim ben, ahlaksızlık havaalanı saldırısından sonra taksi ücretlerini katlamaktır, pandemide dezenfektan/maske fiyatlarını katlamaktır, depremden sonra çadır satmaktır.
+6
mutekebbir
(03.11.25)
bu tarz durumlarin serbest piyasa arkasina saklanmasina da bayiliyorum. bu bir aklama mi ki? sokakta yasayan bir evsiz de, is bulamayip intihar eden genc de, hastane veya ilac masraflarini karsilayamayip olen kisi de serbest piyasa kurbani. ne diyelim? serbest piyasa abi, cok da takma, normaldir falan mi diyelim? biraz ne soylediklerinizi anlamya calisin yahu, oturun bir uzun uzun dusunun fikir beyan etmeden once. yapilan ahlaksizlara, icler acisi durumlara kendi capinizda "entelektuel" bir kilif bulmaya calismayin. cok sey gozukuyorsunuz...

edit:
(bkz: ahi evran)
(bkz: ahilik)
+6
Sour
(03.11.25)
Değerlendirme yaparken bu arkadaşların bu işlemi yaparken risk aldığını fark ediyoruz değil mi? Örneğin satamayabilir de. Ya da yeni bir ürün piyasaya çıkabilir. Ya da ürünün fiyatı düşebilir...
0
osssy
(03.11.25)
Yapılan serbest piyasa koşullarında normalleştirilse de etik değil. Bu bağlamda Alev Alatlı’nın bir konuşması tam da bu tür (ufak ya da büyük) olaylara çok güzel bir örnek. Kendisinin verdiği tüm örnekler buradaki arkadaşlara göre de hiç sorun teşkil etmiyor o zaman. Ne de olsa özgür irade, serbest piyasa, ekonomik şartlar vs vs diye her şeyi aklayabiliriz.

youtu.be
-1
m e b
(03.11.25)
türk insanının ahlaksızlıgı normalleştirdiği verilen cevaplardan belli.

bu yapılan ahlaksızlıktır, serbest piyasa ile ilişkilendirilemez. bu yapılan karaborsacılıktır. karaborsacılık suçtur. serbest piyasada yeri yoktur. karaborsacının risk alması bu ahlaksızlığı ve suçu ortadan kaldırmaz. duyuruya verilen bu cevaplar akıl tutulması ve insanımızın ahlaksızlığı normalleştirdiğinin apaçık kanıtı
0
abelardo
(03.11.25)
ben ahlaksızlık olarak değerlendirmedim. ucuza almış, istediği fiyata satabilir, alan kişiyi bağlar, satamazsa elinde patlar.

şu ahlaksızlık olabilir, devrilen bir tırdaki domatesleri sahibinin rızası olmadan alıp satmak ya da kullanmak ahlaksızlık. birinin zor durumundan fayda çıkartmak büyük ahlaksızlık.

philips latte go yüklü tır devriliyor, sen şoföre yardım etmeyi bırakıp, 112 yı aramayı es geçip üç beş kahve makinesi alıp çok ucuz bir fiyata satarsan bu ahlakızlık...
0
exlibris
(03.11.25)
bunun etik olup olmadigi o anlik duruma ve urunun ne olduguna gore degisir.

pandeminin en cilgin attigi donemlerde islak mendil kalmamisti piyasada, bir komsu nerden bulduysa bir kamyon dolusu alip stoklamis, internet uzerinden sacma sapan fiyatlara satti. bu bence etik degildi, zira insanlarin ihtiyaci olan bir seyi alip stoklayip karaborsaya sokuyorsun.

obur taraftan bu adamlar hayati onem tasimayan bir urunu ucuza denk getirmis, 2 tane almis, birini kendi kullanacak oburunu satacak, kendi makinasinin parasini cikartacak diyelim. buna ben en fazla "uyaniklik" derim gecerim. cunku ne kahve makinasina kiran girdi, ne kahve icmese olecek durumdayiz, ne de kahve makinalari karaborsaya dustu.

son olarak, karaborsa her ulkede ve millette var. her dandik seyi donup dolasip kendi irkina baglamak da herhalde sadece bizde olan garip bir hastalik.
+1
cooperr
(04.11.25)
Bu karaborsa değil arkadaşlar. İçinde bulunduğumuz sistemi iyi tanıyalım. Yasadışı piyasalar karaborsa oluyor.
0
osssy
(04.11.25)
bunun adi stokculuk ve ahlaksizligin dik alasi. adam ister bir tane alir, ister 300 tane ama amaci belli: indirimdeki ürünü zamani gelince yüksek fiyata satmak.
bu esnada indirimdeki ürün stogunu azalttigi icin insanlar indirimden faydalanamiyorlar.
adam ticaret yapiyor ve risk ticarette hep vardir. riskinin olmasi yapilanin ahlaksizca oldugu gercegini degistirmiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
bunların hepsi yoksulluktan. normalde 8-10 tane kahve makinası alacak sermayeyi toparlamak bizim ülkemizdeki kadar uzun sürmemeliydi. insanlar 10 bin liraya 10 gün çalıştıkları için buradaki fırsatı gole çevirmek zorunda hissediyor olabilirler.

1 seansı minimum 3-4 bin TL olan , 1 günde en az 10-15 bin TL kazanan bir psikolog , bir hukuk müşaviri, yada işletmesi saniye başı para basan bir tacir bu işlere tenezzül etmez zaten. yada bu kadar survival modda yaşanmayan bir sosyal devlete tabi olsaydık, bu kadar çok "maddi garanti" yaratma çabamız da olmazdı diye düşünüyorum.

ticari şirketler bu hareketlerin çok daha büyüklerini kapı arkasından yapıyor zaten, yani binlerce kahve makinasını belki de perakende satış fiyatının 3'te 1'ine kadar düşürüp toptan bir şirkete satabiliyor. Onlar da ilk perakende fiyatın takribi yarısına düşürüp satışa icap ediyor. vatandaş da bunu toplayıp %20 fiyat kırarak satmaya çalışıyor. Belki de yıl başında makinanın yenisi tanıtılacak ve mağazalardan kaldırılacak ürünler bile olabilir. 20.000 TL'ye yepyeni özelliklerle donatılmış bir kahve makinası tanıtıldığında zaten diğerleri 18 bin TL'den satılabilirliğini kaybedektir.
0
loch ness
(04.11.25)
aç gözlülük başka bir şey değil.
0
Başka
(04.11.25)
(12)

Boyun agrisi ve elde uyusma

kaputt
Selamlar, benim bir aydir süren ara ara artan boyun agrim vardi. Masa basi calisma filan iyice sertlesmisti boynum. Sariyordum, kas acici, arada egzersiz filan devam ederken dün sabah bir anda sag el bas parmagim tamamen uyusmus sekilde uyandim, hala da öyle. Bilegime kadar uyusma var. Agri ya da gü
Selamlar, benim bir aydir süren ara ara artan boyun agrim vardi. Masa basi calisma filan iyice sertlesmisti boynum. Sariyordum, kas acici, arada egzersiz filan devam ederken dün sabah bir anda sag el bas parmagim tamamen uyusmus sekilde uyandim, hala da öyle. Bilegime kadar uyusma var. Agri ya da güc kaybi yok. Karincalanip kalmis gibi parmak. Chatgpt boyunda sinir sikismasi dedi. Su an doktora gitme sansim yok, daha kötüsü bir hafta sonraya planlanmis alakasiz bir ameliyatim var.
Dün hemen egzersiz yapmaya basladim, boynu dik tutmaya calisiyorum filan ama bu gecer mi? Kendi kendine mi gecer, ameliyat yüzünden gecikirsem ilerleme olur mu? Fitik midir, ben ne yapayim?
Simdiden tesekkürler
0
kaputt
(03.11.25)
Ne olduğunu bilmeden egzersiz yapma. Sorunu daha da büyütebilirsin. Sinire hasar verirsen tedavisi, çaresi olmaz. Bir uzmana görünmenin bir yolunu bul. Öbür ameliyata engel bir durum olacağını sanmıyorum.
+2
Mirket
(03.11.25)
boyun fıtığı muhtelemen. bende de oldu iki hafta önce ama sizinki kadar şiddetli değildi. kendi kendine geçmez, doktora gitmeye çalışın. mr çekip, ağrı kesici, fizik tedavi, egzersiz verecektir muhtelemen. bu şekilde benim şikayetlerim iki haftada oldukça azaldı.
+2
inheritance
(03.11.25)
geçmiş olsun. ameliyatınızın içeriğini bilmemekle birlikte, böyle bir gelişme ameliyatın ertelenmesine bile sebep olabilir. bence ihmal etmeyin ve ne olduğunu bilmeden kafanıza göre egzersiz yapmayın. doktora gitmeniz bence şart.
+2
co2s2
(03.11.25)
Doktor olarak nörolog mu ortopedi mi olmali?
Nörologlara baktim bir aydan önce randevu yok, Türkiye‘de degilim.
Ameliyatim da ayagimdan ve 6 hafta gibi yürüyemeyecegim. Yani en azindan ikinci haftamda belki koltuk degnegi ile ayaga kalkarim. Haftaya ayagim icin ortopedi kontrolüm olacakti, o doktora sorsam olur mu? Yoksa nörolog mu sart?
0
🌸kaputt
(03.11.25)
Beyin cerrahi daha iyi bence ama randevu durumuna göre fizik tedavi de olabilir
+1
Mirket
(03.11.25)
benimde ellerim uyusuyurdo mouse tutmaktan spor hocam o yumusak sıkılan toplardan onermişti gercekten cok faydası var.
+1
koela
(03.11.25)
beyin cerrahiye gitmiştim ben. beyin cerrahiye bulamazsanız, nörolog, fizik tedavi, ortopedi de olur. onlar da muhtemelen fizik tedaviye yönlendirir zaten.
+2
inheritance
(03.11.25)
devlette randevu bulamazsanız özelde bile olsa ameliyattan önce mutlaka doktora görünün ve ameliyatınızı yapacak cerrahınıza da bu durumu bildirin.

boyun fıtığı da sinir sıkışması da olabilir. ters bir hareket sakat kalmanıza bile sebep olabilir. kafanıza göre bir şey yapmayın.

hemen bugüne bile randevu bulabilirsiniz, acilen gidin bence.

şöyle söyleyeyim; benim sağ dirseğimde sinir sıkışması var ve hiç öyle parmağım tamamen uyuşmuş hale gelmedi yıllardır. ağrı ve çok hafif uyuşmalar yaşıyorum ara ara.
+1
art cat chocolate
(03.11.25)
ayrıca aklıma kalp krizini de getirdi bu belirtiler ama ben doktor değilim tabii.
+1
art cat chocolate
(03.11.25)
mirket ve inheritance +1
muhtemelen sinir sikismasi ya da boyun fitigi. ne oldugunu bilmeden spor yapmayin, dah akötü olabilir.
ben olsam önce ortopediye giderdim.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.11.25)
yüzme + pilates (aletli olursa daha iyi, ama diğer türlü de olur)

bir de evde yapabileceğiniz egzersizler.

boyundaki ödemi de bir şekilde aşmak gerekiyor.

doktor olarak beyin sinir cerrahi ya da fizik tedavi rehabilitasyon.

tek başına fizik tedavi yeterli olmayabilir, mutlaka sporla destekleyin. sonuç alamazsanız farklı metodlar var, cerrahisi zor olduğu için çok tercih edilmiyor.
+1
kveldulv
(03.11.25)
Tamam kendi bildigime yapmak istemedim. Sansima ameliyat görüsmem icin gittigim klinigin yaninda omurga klinigi varmis, gittim biraz yalvardim, ameliyatim var parmagim uyustu diye yarina randevu alabildim. muhtemelen röntgen mr isteyecek ama en azindan ameliyatta sorun olup olmayacagini söyler de icim rahat eder.
Biraz toparlayinca da muhtemelen ztn fizik tedaviye baslarim, umarim daha ciddi bir durum degildir tabii.

Cok tesekkürler
+1
🌸kaputt
(03.11.25)
(17)

Sporda kullanılan matın evde kullanılması hk

screwedup2
Merhabalar,Eşim ile bir konuda diğer insanların fikrini merak ediyoruz sizlere danışmak istedik.Ben spor salonuna gidiyorum. Spor salonunda ayakkabımı değiştiriyorum ve yoga dersine giriyorum. Diğer insanlar da yoga dersine katılırken ayakkabılarını değiştiriyorlar. Yoga dersinde kullandığım matımı
Merhabalar,

Eşim ile bir konuda diğer insanların fikrini merak ediyoruz sizlere danışmak istedik.

Ben spor salonuna gidiyorum. Spor salonunda ayakkabımı değiştiriyorum ve yoga dersine giriyorum. Diğer insanlar da yoga dersine katılırken ayakkabılarını değiştiriyorlar.

Yoga dersinde kullandığım matımı evde kullanıp spor yapmak istiyorum. Eşim bunum hijyenik olmadığını düşündüğü için rahatsızlık duyuyor. Siz bu konuda ne düşünürsünüz?

Ekstra not: 2.yi almayı düşündük fakat kendime paraya kıyıp güzel bir mat almıştım. Onu kullanmak istiyorum. İki tane pahalı mat almak da mantıksız geliyor.
0
screwedup2
(02.11.25)
Herkesin ayakkabısının ne kadar temiz olduğuna emin olamazsın.
Kaldı ki tuvalete, duşların olduğu yere giriliyor o ayakkabılarla, sadece salonda giyse bile temiz kalması mümkün değil.

Pahalı bişey de değil mat bi de yani.
+3
Bruce
(02.11.25)
Spor salonu zemini nasıl? Yeterince hijyenik mi? Diğer insanların orda giydiği spor ayakkabıları sadece orası için mi başka yerlerde de giyiyorlar mı? Bunların cevabına göre değişir.
0
Amaranta ursula
(02.11.25)
Eşiniz kesinlikle haklı.

Ben dışarda giydiğim şeyleri bile evde gitmiyorum kaldı ki mat dediğiniz şey artık paspasa dönüyor :)
+1
makbur
(02.11.25)
Eşiniz haklı.
+1
Mirket
(02.11.25)
eşiniz haklı.
+1
black holes in the sky
(02.11.25)
Evet spor salonunda insanlar ayakkabı degiştiriyor fakat ayakkabılarını degiştirilecegi soyunma odasına gidene kadar dışarı ayakkabısıyla giriyor. Sonra çantasından çıkarıp salon ayakkabısını giyiyor. Fakat o salon ayakkabısıyla biraz önceki ayakkabı ile bastıgı yerlere basıyor. Hatta insanlar wcye gidecegi zaman hiç biri salon ayakkabısını degiştirip öyle girmiyor. Wcde bastıgı salon ayakkabıyla yine içeri giriyor. Kesinlikle hijyenik degil. Asla önermem
0
limonlu eksi
(02.11.25)
Ben bu kadar titiz bir insan degilim, dolayisiyla kimin hakli oldugu ile ilgili fikir veremem ama yeni mat almak istemiyorsaniz, matin altina serecek ucuz yollu bir cozum bulmayi deneyebilirsiniz demeye geldim. Yani acikcasi tam olarak titizlik nedenini de anlayamadim, matin altinin pis olmasi galiba degil mi esinizin sorun ettigi sey?
+1
kassiopeia
(02.11.25)
Hijyenik olmayabilir ama o kadar da hijyene ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. Kullanılabilir.
Sonuçta evde yatağın çarşafın üzerine koymayacaksiniz yerde olacak.
+1
kisa
(02.11.25)
kullanılır. madem bu konuda bir hassasiyet var, o halde ikinci mat almak yerine var olanın altını üstünü silmek daha kolay olmaz mı?
+2
tnz
(02.11.25)
Yoga yapılan yere niye ayakkabıyla giriliyor ki? Yasak olması lazım.
0
auroraaurora
(02.11.25)
eğer evde kullanmadan önce temizlemiyorsanız hijyenik değil.
0
false pretension
(02.11.25)
Spor salonu ne kadar hijyenik nereden biliyorsunuz ki. İlla içinize sinmiyorsa bir mat daha almanda sıkıntı olmaz bence, almalısın.
0
muhayyer divan
(02.11.25)
Dışarıda kullandığım bir şeyi evde kullanmam. Dışarıdan gelir gelmez üzerimi değiştiririm eğer birinin evine gittiysem çorabımo mutlaka değiştiririm.
Spor salonu temiz görünüyor olabilir ama herkesin matlarını temizleyip temizlemediğini bilemezsiniz. Özetle bence hijyenik değil.
(Eskiden gittiğim yoga stüdyosu derse başlamadan önce matları dezenfektan ile sildiriyordu.)
0
suicides underground
(03.11.25)
Bu kadar “hijyenik” insanlar bence çok yorucu. Ama anlamadığım bir nokta var, neden ayakkabıyla yoga yapılıyor ki?

Gelince matınızın altını bi bezle silin, herkesin gönlü olur bence.
+1
kuehles blondes
(03.11.25)
imkanım varsa ve mat benim için çok önemliyse kesinlikle ikincisini alırdım.
0
a7x
(03.11.25)
eşinize hak verdim, spor salonları inanılmaz pis yerler hatta bununla ilgili reelsler vardı pislik ölçen aletlerle ölçüyorlardı tuvalet daha temiz çıkmıştı.
eve ayakkabı ile giriyorsanız mat kullanılabilir. girmiyorsanız kullandığınız yeri falan temizlemek sonrasında güzel olur.

mesela montunu falan temiz eşyaları ile aynı yere asanlarıda anlamam.
+1
eja
(03.11.25)
ben bundan sizin gibi asla rahatsiz olmazdim. esim olurdu :)
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.11.25)
(17)

Pencerenizin manzarası

a perfect lie
Evde (varsa böyle bir pencere) en çok dışarıyı izlediğiniz pencerenizin manzarası nasıl? Bakınca ne görüyorsunuz? Uzun uzun bakıyor musunuz? Sizi mutlu ediyor mu? Ne düşündürüyor?
Evde (varsa böyle bir pencere) en çok dışarıyı izlediğiniz pencerenizin manzarası nasıl? Bakınca ne görüyorsunuz? Uzun uzun bakıyor musunuz? Sizi mutlu ediyor mu? Ne düşündürüyor?
0
a perfect lie
(02.11.25)
İstanbul'da yaşadığım evde betondan başka bişi görünmüyor ne yazık ki.
Ama köy evimde salon manzarası şu, sık gidiyorum her seferinde uzun uzun izliyorum.
ibb.co
+1
Bruce
(02.11.25)
Karsi sitenin havuzu, bi de bayagi blokluk site yapmalik, neden bos oldugunu anlamadigim kocaman bir yesillik alan.
0
matilda
(02.11.25)
İstanbul şartlarına göre fena sayılmaz. 7. Kat. Evimin önünde bir cadde, onun diğer tarafında da bir çukur/vadi var. O yüzden önü kapanmıyor. Vadinin karşı tarafı birkaç sıra müstakil ev. Ancak arkaları komple toplu konut ufka kadar…

Güneydoğuya baktığı için güneşin ve ayın doğuşunu izlemek çok hoş. Panaromik bir gökyüzü manzarası var yani. Ama o beton binalar yerine yar yer ağaç ve çiçeklerle bezeli bir çayır olsaydı diye iç geçiriyor insan…

Şu şekil:
eksisozluk.com
0
yadigar
(02.11.25)
denize bakıyor. balıkçı teknelerini görüyorum. bazen uzun uzun dalıyorum. mutlu da ediyor ama bazen düşüncelere dalıyorum manzaradan dolayı.
+2
false pretension
(02.11.25)
Deniz manzarasi var şu an
0
artıküyeolmakistiyorum
(02.11.25)
salonda dışa bakan duvar enine boyuna komple fransız balkon. en çok buradan bakıyorum dışarıya.

aşağıya doğru yeşillikler ve havuz.
solda otoban. ortada tek katlı bir avm. avm'nin arkasında ve sağda solda alçağıyla yükseğiyle binalar ama genel olarak çok açık.
denize kuş uçuşu yaklaşık 3-4 km mesafede olmama rağmen bir dolu deniz. (ev tepede gibi)
uzaklarda da yalova sahil.

uzun uzun bakıyorum. içim daraldığı zaman ferahlatıyor.
+1
co2s2
(02.11.25)
soz.lk

evet uzun bakiyorum arada. geleni geceni izliyorum, kuslari izliyorum. mutlu ediyor, huzur veriyor ama bazen de ozlem duygumu tetikliyor, guzel ama keske sevdiklerime yakin olsam diye de dusunebiliyorum.
+1
lemmiwinks
(02.11.25)
hizliresim.com
Tam önünde dalları uzanan kavuşan ağaçlar var. Yaprakların yeşilden sararmasına şimdilerde dökülmesine tanık olmak buruk ama tatlı bir his veriyor. Arada uzun uzun bakıyorum bilhassa gece yarıları ya da gün doğarken.
+1
Amaranta ursula
(02.11.25)
millette ne pencereler manzaralar var.
www.window-swap.com

bizim manzara bağcılar!
0
exlibris
(02.11.25)
bir pencere doğrudan karşı binaya bakıyor çoğu zaman perdeyi açmıyorum bile.
diğeri binanın önündeki küçük yeşillik alana ve parka bakıyor. güneybatı cephe olduğu için ara ara gün batımına bakıyorum ama nadiren.
0
black holes in the sky
(02.11.25)
Karlı dağ, orman.
+1
logisticsmanager
(02.11.25)
sazlık ve uzun zeytin ağaçları. ileride dağlar var. beni mutlu ediyor.
0
mikahakkinen
(02.11.25)
Benim balkonum sokağa bakıyor karşıda apartmanlar var balkonda otururken karşı binadaki insanlarla denk gelme durumunu hiç sevmiyorum bu yüzden oturduğum tarafın camını açmam.

Salondaki küçük balkonun önü açık parka bakıyor arkasında avm olduğu için açıklık devam ediyor orada oturmak daha keyifli bu yüzden, parkta biraz ağaç olsa daha da keyifli olabilirdi.
+1
mutekebbir
(02.11.25)
<a href="hizliresim.com"><img src="i.hizliresim.com " alt="ff"></a>
hizliresim.com
Trdeki evimizin manzarası baya iyiydi her sabah uzun uzun boğazı izlerdim ve güneşin batışları çok güzel olurdu izlemek çok mutlu ederdi. şimdi ise sovyet bloklarına bakıyor hayatı sorguluyorum.
0
suicides underground
(02.11.25)
pencere değil de balkonda oturmayı severim arka bahçemde avokado ağacı var 4. kata kadar boyu var her yer yemyeşil(di) inşaatlar da olmasa
0
neira
(03.11.25)
telefonumda, icinde insan olmadan sadece düzgün bir sekilde evimin manzarasi fotosu olmadigini fark ettim.
camdan bakinca klasik köy manzarasi görüyorum. iki hafta önce bahceyi kisa hazirlarken esimi cekmistim. onun fotosu var en güncel. bir de gecen kistan ön kapi fotosu. imgur.com
pencere pervazlarini zimparalatmaliyiz. bir sürü is. su an onu tekrar aci sekilde fark ettim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.11.25)
(5)

Doğu yakışıklısı denince akla gelen ilk isim

sekizdokuzon
Özcan Deniz bence. Perfecto magnificito.Kürt demek istemedim duyuruyu silerler diye.Sizin aklınıza ilk kim geldi?Teşekkürler.
Özcan Deniz bence. Perfecto magnificito.

Kürt demek istemedim duyuruyu silerler diye.

Sizin aklınıza ilk kim geldi?

Teşekkürler.
-8
sekizdokuzon
(01.11.25)
ibo
-1
hold the door
(01.11.25)
Fırat Çelik- gayet Tuncelili. Şakiro değilse de kesin bir ocak dedesi filan vardır onun da emmisi dayısı.

ama yok böyle esmer esmer olsun kaşlı gözlü döşü kıllı olsun erkeği ise "doğu yakışıklısı" o zaman Cihangir Ceyhan, genç de sayılır, Adana'nın yarısı gibi daha güneydoğudan bir yerlerden göçme ailesi diye biliyorum. Hiç bir işini izlemedim ama ekrana yakışıyor
0
subcomponent
(02.11.25)
Eşim:) %100 gold premium kürt kendisi
0
suicides underground
(02.11.25)
apocalipy
(02.11.25)
kenan pars
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(02.11.25)
(4)

Boya İçermeyen Kıyafetler

rock n roll
Selam herkese Boya ve ağartıcı içermeyen, kimyasaldan uzak kıyafet var mıdır? Hayvansal içermeyecek ve mümkünse bitki liflerinden örülüp tamamlanmış kıyafet giymek istiyorum. Çok mu hayalcilik olur acaba?
Selam herkese
Boya ve ağartıcı içermeyen, kimyasaldan uzak kıyafet var mıdır? Hayvansal içermeyecek ve mümkünse bitki liflerinden örülüp tamamlanmış kıyafet giymek istiyorum. Çok mu hayalcilik olur acaba?
0
rock n roll
(01.11.25)
var tabii ancak ucuk fiyatlara satiliyorlar. avrupa üstünden alisveris yapabiliyorsaniz organic olan tüm brandlere bakabilirsiniz. özellikle yünlü giysilere de bakmanizi öneririm.
0
alice in potatoland
(01.11.25)
Cevap için teşekkürler ama yün kullanmıyorum hayvansal olduğu için :)
0
🌸rock n roll
(01.11.25)
benim sevdigim bir iki marka var ama cogu merino. hessnatur, engel, dilling gibi markalar, bunlar genelde yün üstüne calisiyor ama bazen az sayida pamuklu kiyafetleri de oluyor. kesinlikle tavsiye ederim. harvest and mill organik pamuk ve boya kullanmiyor. organication boya kullaniyor ama dogal boya. olive clothing cok severdim ama boya konusunda emin degilim, sadece fair trade olduklarini ve organik pamuk kullandiklarini biliyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(01.11.25)
Re-clo
0
suicides underground
(02.11.25)
(13)

Bugün benim doğum günüm

gabe h coud
41 yaşındayım. Bir maşallahınızı alırım.
41 yaşındayım. Bir maşallahınızı alırım.
+4
gabe h coud
(01.11.25)
Maşallah abime :)) doğum günün kutlu olsun...
0
loch ness
(01.11.25)
11 kere maşallah

x.com
+1
exlibris
(01.11.25)
41 kere maşallah
0
Kahvedesu
(01.11.25)
maşmaşallah gabe duyurucuya. beraber kocadik burada.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(01.11.25)
🧿
0
co2s2
(01.11.25)
cadilar bayramin kutlu olsun
0
cooperr
(01.11.25)
Maşallah gabe 🫶 aperol ün bol olsun yeni yaşında da🍹
0
kullanicadi
(01.11.25)
mutlu yaşların olsun.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(01.11.25)
nice yıllara
0
black holes in the sky
(01.11.25)
y kuşağı yaşlanıyoruz. 40lara merdiven dayadık.
0
mikahakkinen
(01.11.25)
Aynı yaştayız nice sağlıklı mutlu yaşlar diliyorum. Doğum gününüz kutlu olsun :)
0
hepimizkediyiz
(01.11.25)
Doğum gününüz kutlu olsun :)
40'tan selamlar!
0
rakicandir
(01.11.25)
40'ı devirdin ha gabe, daha nice yeni yaşların olsun!
0
Phoebe
(01.11.25)
(4)

Borderline mı?

loch ness
Uzun süredir birlikte olan bir çift hayal edelim. Kadın da erkek de çalışıyor. Kadın hafta içi çok iyi uyuyamadığından cuma gecesi geç yatıp cumartesi bazen 11.00 bazen 15.00'a kadar uyuyabiliyor. Erkeğin evinde kalıyorlar. Erkek , saat 11:00 gibi uyanıyor, panjurlar kapalı, zifiri karanlık. biraz y
Uzun süredir birlikte olan bir çift hayal edelim. Kadın da erkek de çalışıyor. Kadın hafta içi çok iyi uyuyamadığından cuma gecesi geç yatıp cumartesi bazen 11.00 bazen 15.00'a kadar uyuyabiliyor.

Erkeğin evinde kalıyorlar. Erkek , saat 11:00 gibi uyanıyor, panjurlar kapalı, zifiri karanlık. biraz yatakta keyif yapıyor. ama kadın uyanmıyor. erkek bir süre sonra su içmek için çıkıp, sonra yatağa geri dönüyor, sonra kadın gözlerini açamaz vaziyette sesi zor çıkarak "boğazım çok kötü ya" diyip dönüp uyumaya devam ediyor. erkek bir süre daha yatakta kalıp 12 gibi artık acıkıyor, bir sandviç bir şey hazırlamaya gidiyor. yaklaşık yarım saat kadar sonra kadın montunu giymiş ve ağlamış vaziyette hızlıca evden çıkıp gidiyor.

oğlan , kızın peşine. yahu ne oldu, nereye gidiyorsun, neden böyle yapıyorsun vs. vs.
kadının verdiği cevap şöyle; "ben boğazlarım kötü dedim, sen bir çorba alıp geleyim sana bile demedin" , oğlan da diyor ki; "yahu gözlerini bile açamaz vaziyettesin, ortalık zifiri karanlık, uyumaya devam ediyorsun, ne çorbası içeceksin uyurken? uyanıp dikelsen öyle konuşsak tamam, ama uykunda sayıkladığın şeyi nasıl emir telakki edeceğiz, normal mi bu beklentin şimdi?" ama yok. kızımız göz yaşları içinde annesinin evine gidiyor.

nedir bu kadın arkadaşa teşhisiniz? borderline mı? duygusal mı? yada tamamen normal mi?
+1
loch ness
(31.10.25)
Borderline ıda bir örnekten teşhis etcek duyuru kullanıcısını büyük tebrik etmek lazım.
bazı kızlar böyle kabullen geç.
+2
eja
(31.10.25)
Borderline olsa gitmeden önce gözleri kapatmanın aksine yılışırdı bence.
Pms olabilir mi ilgiye ihtiyacı olan bir dönemde belli ki.
0
cilekli pasta
(31.10.25)
Bir kadın olarak söylüyorum ki kesin pms:)
0
suicides underground
(31.10.25)
Her sakillige bir bahane bulmaya gerek yok. Direkt simarik.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(01.11.25)
(11)

Kumarhanelerden para kazanılıyor mu

pembediken
Hiç duydunuz mu Kıbrıs'ta ya da başka bir ülkede kumardan yükü miktarda para kazanan?
Hiç duydunuz mu Kıbrıs'ta ya da başka bir ülkede kumardan yükü miktarda para kazanan?
0
pembediken
(30.10.25)
Yüklü olmasa da
Ben 3 gecede slottan 800 dolar karla ayrılmıştım. 1200 doları görmüştüm.

Bir spor yorumcusu poker turnuvasında 110k dolar kazandı geçen sene.

Kıbrıs değil ama online'dan 800k çeken tanıdığım var, hyundai bayon almıştı 2-3 sene önce. Tabii o zamana kadar ne kadar kaybetti bilemem.
Şu anki durumu araba da gitti, üstüne evini satmak zorunda kaldı.
0
Bruce
(30.10.25)
slot da $10 parami $450 olarak almistim.
0
oscar
(30.10.25)
annemlerin karsi komsusu kibris müdavimlerinden.
kumarhane bunlara ucak bileti falan aliyor, o derece oynuyorlar.
kumardan kazandigi parayla kendine bostanci'da 5 tane dükkan aldi adam.
kazanan da var ama kaybeden daha cok. benim girmek isteyecegim bir dünya degil.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(31.10.25)
@bruce : spor yorumcusu dediğim, emre özcan mı?
0
co2s2
(31.10.25)
Kumardan yüklü para kazanan, çok daha fazlasını kaybetmiştir. Aksi olacak olsa kumarhaneler batardı.

Uzun uzun anlatmaya gerek yok, Ali Nesin gayet iyi anlatmış. İzlemenizi tavsiye ederim: www.youtube.com
+3
10551037
(31.10.25)
bir abimiz şöyle demişti "kumar sayesinde 1 ev aldım ama 2 ev parası da kaybettim"
+2
elektr10
(31.10.25)
Nadir olur. Oyunlardaki sistem uzun vadede oynayanın kaybetmesi üstüne kuruludur.
Hem matematik hem işin içinde olanlar öyle diyor.

Telefonda oynanan oyunlar da büyük tehlike. Büyük para yatırıldığında sistemi yönetenler onu neden geri versin? Değil mi ama ..
...bet oynayanların bir süre sonra beti benzi atıyor.
0
diyecevaplandı
(31.10.25)
kumarhanede kazanmanın tek yolu, kumar oynamamaktır.
+1
duyuruuser
(31.10.25)
kumarhane kazanmana müsade etmez ki şansa ilk girdiği gibi ufakça bir para kazanan bir tanıdığıma hemen parasını verip çıkartmışlar içerden adsasd
0
eja
(31.10.25)
kıbrıs'ta akrabam yaşıyor ve her gün casinolarda oynuyor ben de ara sıra yanına gidiyorum . bazen kazanıyoruz bazen kaybediyoruz , hiçbir genelleme doğru değil . 15 yıldır her gün orada olduğu için çok gözlemledi çok araştırdı , casino çalışanları ile konuştu uğraştı ama mantığı ve denklemi yok bu işin . kazanınca hemen kaçmak en doğrusu bunu öğrendik .
0
devilone
(31.10.25)
merhaba annem 2022 yılbası zamanı 35 bin tl kazandı slot machine den. anlattığına göre o makina o günkü hasılatı boşaltmış sanırım. makina cayır ışıklarını yakmış polis sireni gibi, sesler çıkartmış şıkır şıkır falan 2024, 2025 yıllarında da tekrar gitti ama kazanamadı, yine de toplamda 35 bin kaybetmemiştir. yine de böyle hikayelerde aklıma bu gelir.

www.google.com
0
libertine
(01.11.25)
(9)

Mekanik Saat

sezai karesort
Öncelikle herkese selamlar.Mevcut olarak şu an sadece 1 tane kol saatim var. 2 senedir de kullanıyorum ve memnunum kendisinden de;Seiko 5 SRPG41 (git:https://www.seikowatches.com/tr-tr/products/5sports/srpg41 )Deri kayış olduğu için yazlar kullanmaktan imtina ediyorum bu sebeple bir tane de çelik ko
Öncelikle herkese selamlar.

Mevcut olarak şu an sadece 1 tane kol saatim var. 2 senedir de kullanıyorum ve memnunum kendisinden de;

Seiko 5 SRPG41 (git:www.seikowatches.com )

Deri kayış olduğu için yazlar kullanmaktan imtina ediyorum bu sebeple bir tane de çelik kordonlu bir saat arayışına girdim ve gönlümü şu canavara kaptırdım;

Hamilton Khaki Field H70455133 (git:www.konyalisaat.com.tr )

Şimdi sorunda burada başlıyor. Fikrine danıştığım bir kaç arkadaşım aynı tip olduğunu bence almanın gereksiz olduğunu belirtti. 38 mm kasa çapı ve görüntüsü "ben buradayım" diye bağırmadığı için böyle düşünüyorlar diye düşünüyorum.

Acaba yanılıyor muyum ? almalı mıyım ? yoksa farklı modellere mi yöneleyim ?

Şimdiden teşekkürler.
+1
sezai karesort
(30.10.25)
Seiko'ya farkli kordon takmayi da dusunebilirsiniz. Seiko da zaten ayni saati farkli kordonlarla satiyor, bende mesela mavi kumas kordonlusu var: m.media-amazon.com

Siz isterseniz metal kordon takin, hatta belki Seiko'dan orijinal metal kordonunu da alip takabilirsiniz.
0
sertac akin
(30.10.25)
Hamilton'u alacaksan Seiko'yu satabilirsin.
bence de goruntu olarak bir fark yok.
bir baska secenek de diver tipi saatlere gecmek.
citizen promaster mesela
www.citizenwatch.com
+1
cooperr
(30.10.25)
Merhaba Sertaç, evet dediğini de düşündüm fakat kasa siyah olduğu için metal kordon pek iyi bir seçenek olmayacaktır benim için. Siyah metal kordon da hem kalitelisini bulmak zor olacaktır hem de pek tercih etmek istemiyorum.

Bu arada seikonun orijinal deri kordonu da biraz kalitesizmiş 1 sene sonra baya yıprandı, bakım vs. yapmama rağmen.
0
🌸sezai karesort
(30.10.25)
Merhaba Cooper,

Baya beğendim paylaştığın modeli ama 45 mm kasa çapı benim bilekte duvar saati gibi durur :) bakındım biraz ama bulamadım daha düşük mm kasa çapı. Önerin için teşekkürler.

Merhaba eileengray,

Evet, yeşil kadranlı metal düşünülebilir, sevdim bu fikri. Biraz da olsa elimdeki seikodan farklılaşıyor yeşil kadran ile. Teşekkürler önerin için.
0
🌸sezai karesort
(30.10.25)
Khaki field çok bilinen çok başarılı bir model ama arkadaşların haklı.

Saat stilleri kabaca dress watch, diver, aviator, field, military, racing gibi adlandırılıyor. Paylaştığın iki saat de field watch.
Bunlar fonksiyona göre ayrılsa da bir stil anlatıyorlar. Tabii ki bir field watch'u takım elbise ile kombinleyebilirsin ama genelde nerede ne giydiğine göre farklı tarz seçmek mantıklı.

Buna takılmasan bile, bir field aldıysan öbürü de başka türlü olsun, değişiklik olur kafasındayım. Tabii bu biraz koleksiyoncu kafası, hep aynı stil takan da var ama teamülden bahsettim.

O yüzden önce şuradan stillere bak, sonra karar verip marka model arayışına gir derim.
encrypted-tbn0.gstatic.com

Field watchlara metal kordon yakıştırmıyorum ben, o yüzden metal olsun diyorsan yine çok bilinen sevilen citizen tsuyosa, sieko presage, orient bambino modellerine bakabilirsin. Bunların 37-40 arası çapları var, dar bir saat istediğin için diyorum. diyorum.

Mainstream olmayan seçenekler olsun diyorsan maen, venezianico, baltic gibi microbrandlere bakabilirsin. sevdiğim modelleri de şöyle bırakayım.
www.aslansaat.com
www.teksaat.com
+1
Bruce
(30.10.25)
hamilton'in komple simsiyah olanini esim cok severek kullaniyor. field watch cok sevdigi icin cesitli markalardan topluyor. eger seiko'ya cok benzemesin istiyorsaniz lorier diye nis bir marka var. en güzelleri bence onlarda.
saat olayini seviyorsaniz alinmayacak bir sey degil, kimseyi takmayin.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(31.10.25)
@bruce'a katılıyorum.

Elinizde güzel bir Field var ve ikincisini eklemek bence çok mantıklı değil. Eğer elinizde Hamilton olsaydı ve Seiko'yu almak isteseydiniz, yine aynı şeyi söylerdim.

Şahsi fikrim, field'lara çelik bilezik yakışmıyor. Field bence deri ya da Nato ile kullanılmalı. Hatta deri Nato nefis olur. Neyse, ona bakarsınız.

Yerinizde olsam başka bir tema seçerdim, böylece çeşitliliği ve kullanışlılığı arttırma yoluna giderdim. Yazın takılacak çelik bilezikli bir saat aranıyorsa akla ilk gelen seçenek dalgıç. İkinci seçenek ise son 10 yılda bir hastalık haline gelen entegre bilezikli saatler (Tissot PRX, Citizen Tyusoya ve türevleri).

Başka alternatifler de elbette çıkabilir ancak bence çelik bileziğin yakıştığı saat görece az. Bir de bilezik birazcık kaliteli olsun istenirse seçenekler iyice daralıyor. @eileengray'in önerdiği Nomos bence de çok güzel ama fiyatı Hamilton'un 4 katı civarında olacaktır, ayrıca bulmanız da kolay değil. Çok sevildi ve büyük bir hızla stokları tükendi bu modelin.

Deri kayışın 1 senede yıpranması normal. Aldığınız Seiko ve benzeri fiyatlardaki saatlerin üzerinde gelen kayışlar aşırı kaliteli olmuyor. Kaldı ki günlük takılan deri kayışın ömrü de 2-3 seneyi geçmiyor, ne kadar kaliteli olursa olsun yıpranıyor.

Kafanızda şekillenmesi için birkaç örnek saat linki ekliyorum, bütçenizi bilmediğim için kafamdaki modelleri eklemiyorum, sadece Hamilton'un fiyatına yakın birkaç model geldi aklıma onları ekliyorum.

Doxa köklü bir markadır, giriş seviyesi ama fena değil bence: www.abtsaat.com

Nivada Grenchen çok bilmediğim ama güzel bir marka, bu tip saatlere (Rolex Explorer, Datejust ve Milgauss, Omega Aqua Terra vs) bence çelik bilezik yakışıyor: www.abtsaat.com
+2
10551037
(31.10.25)
field watch yerine diver tipi olanlara geçmek kullanım alanını arttırır belki ama diver olanları da dress watch olarak düşünemiyorum ben. en iyisi GADA bir saat bulup, hem çelik hem deri kaliteli birer kordon sahibi olup mevsime göre kordonu değiştirmek bence.

nomos’un saatleri mekanizma olarak biraz soru işareti ama her ortama gidecek saatleri var. seiko’da presage serisinde, tissot’da le locle serisinde de çok yönlü kullanım sunan saatler mevcut. onlara da bakabilirsiniz. field watch’unuz zaten bir tane var, o dursun satmayın ama gidip ikinci bir field watch’u da sırf çelik kordonlu diye almayın.

bende tissot heritage 1938 var, hasır çelik kordonla kullanıyorum. her ortamda takılabileceğini dişündüğüm bir saat: imgur.com
+1
phoarbix
(31.10.25)
tarz olarak aynı olsa da önemli olan senin ne düşündüğün hoşuna gittiyse al abi ayrıca birini deri birini çelik vs gibi farklı kombinasyonlarla da kullanabilirsin
+1
edaddy
(31.10.25)
(6)

kuslari kaydedebilecegim bir yer?

konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
artik bir dürbünüm var ve bahcemize gelen kuslari cok rahat izleyebiliyorum. hangi kusu, nerede, ne zaman gördügümün logunu tutabilecegim bir site var mi?
artik bir dürbünüm var ve bahcemize gelen kuslari cok rahat izleyebiliyorum.
hangi kusu, nerede, ne zaman gördügümün logunu tutabilecegim bir site var mi?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(30.10.25)
kaptan memo
(30.10.25)
Dürbünden telefonla fotoğraf çekerseniz exif bilgisine enlem boylam da ekliyor.
0
kimlanbu
(30.10.25)
gördügüm ilk kusa melaba diyin. kohlmeise: imgur.com
+2
🌸konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(31.10.25)
hallo kohlmeise!
wingspan diye bir oyun var, belki duymuşsundur. kurallarını geçiyorum; oyundaki kart destesinin her biri bir kuşu belgeliyor. Kartı app’e okutunca da o kuşun sesini dinletiyor. tehlikede olan kuşların ise sesini gizlemişler, avlanmasınlar diye. biz oyunu seviyoruz ama asıl kuş arşivi yapmak için bu oyunu satın aldık. Avrupa’ya özgü kuşlar varyasyonu varsa bakabilirsin.
+2
eileengray
(31.10.25)
merlin'in çok seversiniz bence.
kuşçular bunu kullanıyorlar.

merlin.allaboutbirds.org

kuş seslerinin olduğu bir ortamda app'i açıyorsunuz, mikrofonu kullanarak sesleri analiz ediyor hangi kuş olduğunu anlamaya çalışıyor. aynı zamanda kaydediyor da.

siz manual olarak da ekleme yapabiliyorsunuz.
+1
biseysorcaktim
(31.10.25)
ebird'e üye olunca merlin'i de gördüm hemen ama henüz kurcalayamadim. Yarin bakicam.
0
🌸konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(31.10.25)
(8)

Pantalon paçalarının yere değmesi

Kahvedesu
Şimdi tüm pantullar upuzun. Tuvalete girerken katlasam da açılıyor. Her eve geldiğimde makineye atıyorum. Size de iğrenç geliyor mu okbli miyim?
Şimdi tüm pantullar upuzun. Tuvalete girerken katlasam da açılıyor. Her eve geldiğimde makineye atıyorum. Size de iğrenç geliyor mu okbli miyim?
0
Kahvedesu
(28.10.25)
Nefret ederim. Yere değen paça çok sinirimi bozar her seferinde yıkamak bile kesmiyor beni çareyi kısaltmakta buluyorum.
Tuvaleti ayrı olay yolda yürürken toz toprak gelmesi ayrı olay çok zor çok.
0
mutekebbir
(28.10.25)
ben terziye kısalttırıyorum yere değen hali daha estetik dursa da evet pis oluyor ve tek sefer giyebiliyorsun, o pis hali ile dolaba geri koyamıyorsun
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
terzi var, gidiyorsunuz, yere değmeyecek şekilde kısaltıyor. inanılmaz.
+3
elorelia
(28.10.25)
@elorelia, ciddi misin? Senden duyuyorum. Tuvalete girecek şekilde kısaltınca bermuda olur.
-7
🌸Kahvedesu
(28.10.25)
youtube.com
youtube.com
youtube.com

Long jeans hack yazınca çeşitli çözümler var
+1
grimavi
(28.10.25)
Okb'li değilsin, gerçekten iğrenç. Ama bu paçaları uzun tutma merakı nedir anlamadım. İnsan evde kendi bile kısaltabilir paçalarını, biraz öğrenmek lazım sadece. Çünkü o pantolonla arkadaş evine de girilir anne evine de girilir, mikrop taşımak neden sayın bacım.
0
muhayyer divan
(28.10.25)
Hicbir pantolonum bermuda degil ve tuvalete girince hicbiri yere degmiyor. Tam olarak su boyda paca kullaniyorum: share.google
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(28.10.25)
Bunlar mom jeans galiba, bahsettiklerimiz geniş paça. En mantıklı çözüm grimavinin önerdiği çengelli iğne bir yerimize batmazsa.
-2
🌸Kahvedesu
(28.10.25)
(17)

İçkisi sigarası olmayan insanlar nasıl vakit geçiriyor?

sekizdokuzon
İki haftadır yalnızca bir kez dün gece alkol aldım ama sanırım uzunca bir süre içmem artık. Sigara içmek de istemiyorum, bugün bir tane içtim. Paket öyle duruyor, atmıyorum ama içmiyorum da. Kendimi bildim bileli hayatımdaydi bu ikili, şimdi ikisi de en azından bir süre, bir ihtimal sonsuza kadar ha
İki haftadır yalnızca bir kez dün gece alkol aldım ama sanırım uzunca bir süre içmem artık. Sigara içmek de istemiyorum, bugün bir tane içtim. Paket öyle duruyor, atmıyorum ama içmiyorum da. Kendimi bildim bileli hayatımdaydi bu ikili, şimdi ikisi de en azından bir süre, bir ihtimal sonsuza kadar hayatımdan çıkıyorlar. Benim tanıdığım insanlar, sosyalleşme tarzım, gün içinde yapıp ettiklerim hep bu ikili etrafında şekillenirdi. Sigarası alkolü olmayan insanlar nasıl vakit geçirirler? Boş vakitlerinde ne yapar, nasıl sosyallesirler?

Teşekkürler.
-2
sekizdokuzon
(27.10.25)
Ig Tiktokta tatlı tarifi paylaşıyorlar hepsi şeker hastası.
-9
Bruce
(27.10.25)
içki ve sigara olmadan da sohbet edebiliyoruz ?
+7
grimavi
(27.10.25)
Kahve içerek :)
+1
mutekebbir
(27.10.25)
Bu ikisi insanın hayatından çıkınca çok fazla boş zaman kalmıyor mu? Nasıl dolduruyorsunuz bu boş zamanı? Her gün duş falan alıyorum zaman bolluğundan, neredeyse kitap okumaya basliycam.
0
🌸sekizdokuzon
(27.10.25)
Hiç elma yemeyenin canı elma istemez diye bir geyik var. Biz o elmayı yediğimiz için anlamı yok. Beyin bu ikisi olmadan da dopamin salgılamayı öğreniyor bir süre sonra. Sigaranın ve alkolün eşlikçileri ile arasındaki bağ zayıflıyor, ama kopmuyor maalesef.
0
auroraaurora
(27.10.25)
Twitter çitliyorum, sanırım benim bağımlılığım da bu
0
grimavi
(27.10.25)
İçkisiz sigarasız eğlenebiliyoruz. Yani benim gibi utangaç değilseniz gayet güzel oyunlu danslı etkinliklere gidilebilir. Sırf bunun için bir eğlence düzenlenebilir bir lokalde bi yerde. Yani neden olmasın ayrıca. Eğlenme anlayışını değiştirmek gerekiyor sanırım. Benim gibiler daha çok insanların eğlenmesini seyrederken mutlu olabiliyorlar. Ya da ne bileyim, doğa ile müziği/kitabı/vs bir araya getirmek de bir eğlenme şekli gibi. Belki de ben gülmekten çatlamalı eğlence nasıl oluyor bilmiyorumdur.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
bi şey içmek şart mı? illa şartsa çay kahve içerim. bi şey içmeden de oturabiliyoruz.
hiç içmedim hiç de eksikliğini hissetmedim.
0
jelly bear
(27.10.25)
İçki içmeden de bir şeyler içilebiliyor mesela soda gibi:) sigaradan ölesiye tiksindiğim için etrafımda da sigara içen yok gayet de güzel vakit geçiriyoruz. Sohbet ediyoruz falan. Onlarsız da sosyalleşiliyor.
0
suicides underground
(27.10.25)
Sigara hic kullanmadim fakat ickiyiyi cok severek iciyordum. Alkolik degildim ama her gun iciyordum. Ogle arasinda falan iki bira yuvarlayip ise giderdim. Hatta sevdigim bir icki icin taa iskocya'daki bir adaya dahi gittim. Jay Z'nin sisesi $500'lik konyagini 2-3 aksamda bitiriyordum. O derece seviyordum. 20 sene boyunca icmedigim gun nadirdir.

Yas 40+ olunca azalttim. Simdi cok az ve nadiren iciyorum. 20lerde 30lardaki aksamdan kalmalik ile 40+ lardaki aksamdan kalmalik cok farkli. Eskiden hemen toparlanirdim. 40'dan sonra hangover olup gunu kacirmak istemiyorum. Hem fiziksel olarak da toparlanmak daha uzun zaman aliyor.

ilginc bir sekilde ayni yas grubumdaki arkadaslarim da yavas yavas alkolden uzaklasmaya basladilar. Bazilari bir kac ay boyunca icmiyor, bazilari benim gibi nerdeyse tamamen birakti.

Su an cok daha iyi ve derin uyuyorum. Kilo verdim. Daha saglikli hissediyorum. Bu kararimdan cok memnunum.

Ben ball hockey oynayarak sosyallesiyorum. Iyi bir grubum var. Gonullu itfaiyeciyim orda dunya kadar arkadas edindim. Is yerinde birkac tane saglam arkadas var. Komsular falan var...
0
thetruenorthstrongandfree1
(27.10.25)
Yapılacak o kadar çok şey var ki... Kitap okumak ya da dinlemek, ev temizlemek, yemek yapmak, film, belgesel izlemek, yürüyüş, koşu, enstrüman çalmak, gezi planı... Zamanımı ayarlayabilirsem barınak gönüllüsü olmak ve huzurevi ziyareti.
0
pembediken
(27.10.25)
Ickim sadece disarida yemeklerde. Sigaram hic olmadi. Sekeri biraktim. Ambalajli ürün tüketmiyorum. Gazli icecek olarak sadece maden suyu. Kahve sevmiyorum. Cayi günde iki bardaga düsürdüm.

Ne yapiyorum?
Ihlamur ve baska bitki caylari iciyorum günde 2-3 bardak.
Tatli krizim gelince dusa giriyorum. Inanilmaz bir sey ama sicak dus o krizi yatistiriyor. Evde bal var, cok istersem bir kasik bal koyuyorum cayima. Daha önce "cok cay iciyorum, bunu birakinca zaman nasil gececek?" diye düsünmek aklima hic gelmemisti. Neden zamani gecirmekte zorlanayim ki?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(28.10.25)
içki ve sigara içmeyerek :)
0
bay b
(28.10.25)
yerine başka şeyler koyarak ilk aşamada. dikkat dağıtıcı. ilk aklıma gelen puzzle yapmak (alakasız olabilir) ya da belki soda/yumuşak kahve içerek dengelemek olabilir. abur cubura yönelmeyin, kilo olarak geri döner. başarılar sevgili 8910, destekliyorum bu kararını.
0
deartheodosia
(28.10.25)
hayatımda ikisi de hiçbir zaman alışkanlık oluşturmadığı için var oldukları halinin ne kadar yer kapladığını çok tahayyül edemiyorum. sigara hiç bağımlısı olmadım kokusunu falan pek sevmiyorum sadece üniversitede arkadaşlarla içerdim arada. alkol de bünyeme ağır geliyor. hemen midemi bulandırıp uyku yapıyor içemiyorum.

günlerim genelde işte geçiyor, iş ortamında sosyalleşmek için sigara içmeme gerek yok dedikodu yapacaksam arkadaşların yanına gidip fısır fısır yaparım. akşam da evdeyim zaten yine alkole sigaraya ihtiyacım yok ev işleri, yemek bulaşık çamaşır ve vakit kalırsa sosyal medya + kitap okuma ile geçiyor. benim de aksine sigaraya ve içkiye ayıracak vaktim yok aslında :)
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
İşte çıkıyorum ellerimi ceplerime sokup sallayarak milletle muhabbet ediyorum asdasd
sigara içmedende hava almaya çıkıyor işte.
0
eja
(28.10.25)
osbir
0
izmitcan
(28.10.25)
(6)

Kanser tanısı konan kedimiz için....

lazarus
... benzer bir süreçten geçmiş, aynı deneyimi yaşamış kimselere + veteriner hekim dostlara ihtiyacımız var. Bazı sorularımız olacak. kurucay@gm*il.comLütfen...
... benzer bir süreçten geçmiş, aynı deneyimi yaşamış kimselere + veteriner hekim dostlara ihtiyacımız var. Bazı sorularımız olacak. kurucay@gm*il.com

Lütfen...
0
lazarus
(27.10.25)
çok geçmiş olsun. umarım kısa sürede iyileşebilir.

benim öyle bir deneyimim olmadı inşallah da olmaz.

takip ettiğim bir prof veteriner var:

www.instagram.com

kendisinin kanserli hayvanlarla çalıştığını ve iyileştirdiğini görmüştüm paylaşımlarından. belki danışmak istersiniz.
0
art cat chocolate
(27.10.25)
teşekkür ederim.
0
🌸lazarus
(28.10.25)
bizim kedimizin gectigimiz haziran'da iris melanoma sebebiyle gözünü aldirttik. acikcasi konu hakkinda ameliyati haric yasadigimiz/bildigimiz bir sey yok ama isterseniz süreci anlatabilirim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(28.10.25)
size de çok geçmiş olsun. zahmet olmayacaksa süreci özetlerseniz içinde bulunduğumuz panik durum belki biraz sükunet bulur, memnuniyet duyarım.
0
🌸lazarus
(28.10.25)
tarih sirasina göre böyle dizdim fotograflari: imgur.com
2014-2021-2023-2025
gözlerinde hicbir sey yokken 7 yasindayken (2013 dogumlu) minicik ufacik bir nokta olarak basladi (ilk olarak 2021'de gözüküyor), sonra zamanla irise yayildi. her yil veteriner kontrolüne götürmemize ragmen hicbir sey demediler bize. sonra köye tasininca köydeki veteriner biraz gicik kapti lekelerden, bunlar kedilerde genelde iyi huylu olmazlar dedi ve bizi göz doktoruna yönlendirdi. o da inceleyince kötü huylu oldugunu onayladi. sansimiza kanser sadece iristeydi, eger gözün beyazina yayilmis olsaymis daha zormus.
vücut taramasi yaptilar, herhangi bir yere sicrama olmadigi anlasilinca gözü almaya karar verdiler. gectigimiz haziran ayinda da gözünü aldirdik. su an iyi tosun pasam. bu lekeler genelde 7 yas civarinda baslarmis, zamanlama olarak bizim kedimiz de tam uyuyordu bu istatistige. gene sansimiza sadece tek gözdeydi.

size de cok gecmis olsun. umarim hemencecik atlatirsiniz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(28.10.25)
tekrar geçmiş olsun, sağlıkla birlikte yaşı da uzun olsun.
0
🌸lazarus
(28.10.25)
(7)

Geçmeyen Kulak Çınlaması

ruzgarr
Yaklaşık 1,5 aydır geçmeyen bir kulak çınlaması yaşıyorum. Uyku düzenim tamamen bozuldu; çınlama sesi o kadar rahatsız edici ki, uyuyabilmek için müzik açarak sesi bastırmam gerekiyor. Şanslıysam birkaç saatliğine uykuya dalabiliyorum. Gün içinde sürekli basım ağrıyor; bir şeye odaklanmak çok zorlaş
Yaklaşık 1,5 aydır geçmeyen bir kulak çınlaması yaşıyorum. Uyku düzenim tamamen bozuldu; çınlama sesi o kadar rahatsız edici ki, uyuyabilmek için müzik açarak sesi bastırmam gerekiyor. Şanslıysam birkaç saatliğine uykuya dalabiliyorum. Gün içinde sürekli basım ağrıyor; bir şeye odaklanmak çok zorlaştı. Nörolojiye gittim, iki farklı MR sonucu temiz çıktı. KBB’ye de göründüm, işitme testi dahil her şey normal dendi. Artık psikolojik olabileceğini düşünmeye başladım. Yaşamımı çok ciddi derecede etkilemeye başladı. Benzer bir şey yaşamış, bu süreçten geçmiş birileri var mı aranızda? Nasıl başa çıktınız, ne işe yaradı? Ya da öneriler olan var mı?
0
ruzgarr
(27.10.25)
Zaman içinde alışıyorsun.
Çok rahatsız edici olduğunda beyaz gürültü, fırtına sesi falan dinle. Youtube'da bol miktarda var.
0
Mirket
(27.10.25)
Bana da aynısı oldu ilk çıktığında, psikolojik deyip geçiştiriyorlardı.

Psikiyatriye gittim, bu tarz durumlar için ilaçlar var, onlardan kullandım bayağı. Aripa o ilaçlardan biri.

Ama hiçbir işe yaramadı.

Tinnitus illaki duyma kaybından olmuyor. Mesela benim dişim çekilince ağzımın sağ tarafıyla yemek yedim. Sağ taraftaki tmpe kası kulağa bağlıymış, ben o kası zorladıkça kulağıma da zarar vermiş. Böylelikle tinnitus oldu bende.

Yaklaşık 5 yıl oldu, alıştım gib bir şey. Yüksek sesle müzik dinleyince artıyor, onun dışında elden bir şey gelmiyor.

Geçmiş olsun.
0
substituent
(27.10.25)
çağın baş belası bu: t.me Bilgehan

telegram grubu var, belki yardımcı olur. Nasıl başladığını hatırlamaya çalış. Konser sonrası başlayanlar, üzücü bir olay sonrası başlayanlar, boyun-omur-çene-diş kaynaklı vs. tonla sebebi olan neredeyse tedavisinin olmadığı bir rahatsızlık.
0
adivar
(27.10.25)
Tinnitus.
neden kaynaklandigini bulmaya calisin. bana boyun düzlesmesi sebebiyle diye tabi kondu. 20+ fizyoterapi aldim. sobra kendim de hareketleri evde yapmaya hep devam ettim. zamanla cinlama gecti.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(28.10.25)
Doktor seçimi önemli ve birçok sebebi olabilir. Fakat normalde doktorlar sadece 6bin hertze kadar bakıyorlar audiogramda. İnsanlar ise 20k ya kadar duyabiliyor, dolayısıyla belki çınlamanız farklı bir frekanstaki bir problemden kaynaklıdır.

Ek olarak vitamin eksiklikleri ve virütik enfeksiyonlar da yapabilir, kalp-damar ilintili birşey olabilir (kulak sinirine yakın geçen damarlar var). Yani iyi bir hekim bulmanı tavsiye ederim.
0
vampir akrep
(28.10.25)
@vampir akrep: iyi hekimi hangi alanda bulmaliyim? dahiliye mi?
0
🌸ruzgarr
(28.10.25)
kaliteli bir magnezyum kompleksini en az 1 ay ara vermeden kullan.
0
orpheus
(28.10.25)
(9)

müziğe başlamak için org

hoot
merhaba millet, hayatımda hiç müzik aletim olmadı desem yeridir. flüt dahil. müzik dersinde müzik öğretmenimiz olmamasından kaynaklı...bundan 4-5 sene önce kızıma 32 tuşlu `casio sa-47` org almıştım. , o zaman yeni doğmuştu yerde emeklerken gidip tuşlarına bassın diye. ben de kendim öğreneyim diye b
merhaba millet,
hayatımda hiç müzik aletim olmadı desem yeridir. flüt dahil. müzik dersinde müzik öğretmenimiz olmamasından kaynaklı...

bundan 4-5 sene önce kızıma 32 tuşlu casio sa-47 org almıştım. , o zaman yeni doğmuştu yerde emeklerken gidip tuşlarına bassın diye.
ben de kendim öğreneyim diye bu orgu öğrenmeye niyet ettim. telefonuma simple piano uygulamasını yükledim ama sağ elimi koyduğum yeri simply piano uygulaması tanımıyor. ses ince kalıyor. octave ayarlaması da yokmuş.

şimdi ben kendime bir org almayı düşünüyorum. biraz zorlansam da simply piano ile yapabilirim gibi geliyor.

simply piano ile öğrenmek için bluetooth ile tablete telefona bağlanabilen ileride kızım öğrenmek isterse onun da işine yarayacak bir şey almak istiyorum ama bütçe olarak da çok açılmak istemiyorum.

sizin tavsiyeniz ne olur?
0
hoot
(27.10.25)
Bizde Casio SA-78, Simply Piano destekli olarak uzun zamandır kullanılıyor.

www.casio.com

Bundan sonrası zaten Kawai KDP75, yani duvar tipi dijital piyano...
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(27.10.25)
Simply Piano'yu verimli kullanabilmek için bluetooth'la bağlanan değil, USB arayüzüyle bağlanan bir cihaz daha iyi olur. Bluetooth'ta gecikme olur ve Simply Piano'da notalar akarken yakalamak imkansıza döner. USB ile bağlarsan piyanodan sıfır ses çıksa da Simply Piano tuş basmalarını algılar ve kulaklıkla çalarken bile notalar algılayabildiği için kimseyi rahatsız etmeden öğrenirsin.

Ancak bundan daha önemli bir noktaya değineceğim. O da tuş hissi. Eğer tırt bir org alırsan piyano gibi çekiç sistemine sahip olmaz. Orgda öğrenip piyanoya geçersen eşekten düşmüşe dönersin. Çünkü epey farklı bir hissi var. O yüzden 88 tuşlu, çekiç aksiyonlu klavyeye sahip dijital piyano öneririm.

Tabii 88 tuşlu, çekiç aksiyonlu klavyeye sahip ürünlerin fiyatları 15 bin TL civarından başlar. Ancak sıfır almaya hiç gerek yok. Sarı site bir heves piyano alıp 2-3 denemeden sonra piyanoyu evinde dekora dönüştüren insanlarla dolu. Sıfırı 15 bin olan ürünü 6-7 bine alırsın rahatlıkla.

Son olarak, piyanonun markası da önemli. En bilinen markalar Kawai, Roland, Casio ve Yamaha. Bunların her birinin farklı özellikleri var. Çok da önemli detaylar değil çoğu. Ancak en önemlisi tuş sertliği birbirinden farklı ürünler. Bunun için de önerim büyük bir müzik markete gidip (Akasya'daki Zuhal dev gibi mesela) oradaki piyanoları deneyerek hangisinde en rahat hissediyorsan o marka/modele yönelmen olur.

edit: Son bir ekleme daha yapacağım. Zuhal'de Kozmos diye bir markanın ürünleri de var. Fiyat olarak yukarıda söylediğim markalara göre daha uygun fiyatlı. Başlangıç olarak iş görür. 88 tuşlu, çekiç aksiyonlu ve USB arayüzüne sahip bir piyanosu var (KHP-164)
+4
himmet dayi
(27.10.25)
SA-78'i benim oğlana 2-3 yaşındayken oyuncak diye almıştım.

casio'nun ct-s1 diye bir modeli var. onu alın.
0
co2s2
(27.10.25)
@himmet dayi benim de hevesim geçer diye onlardan almıyayım diye düşündüm aslında. casio ct-s1 org yeterli olur mu?
www.do-re.com.tr
yoksa
Casio CDP-S110 gibi bir piano mu alayım
www.do-re.com.tr

@zaman ilac degil ve @co2s2 SA-78'i görünce hatırladım, aslında ben de onu almayı düşünmüş, büyük diye almamıştım.

teşekkürler tavsiyeler için

peki yamaha psr e383 nasıl? bir youtube videosunda gördüm, 200 dolar altı en iyi başlangıç orgu diye ama türkiye fiyatı 300 dolar, fiyatları anlamak da gerçekten güç
0
🌸hoot
(27.10.25)
@hoot : yıllarca yamaha kullandım, roland kullandım. en son döndüm dolaştım eve casio piyano aldım. bence casio alın geçin.
0
co2s2
(27.10.25)
piyano ve org cok baska iki enstrüman. tuslu oldugu icin benzer zannediyorsunuz ama org ile piyano calisamazsiniz. tus yapisi ve tepkisi bambaska iki enstrüman. piyano telli perküsyonlu bir alet, yani söyle diyeyim, piyanoda bir tusa bir defa basin ve parmagi basili tutun, ses devam edecektir. orgda bu mümkün degil. ciip diye bir ses verir ve o ses söner.
org size solfej ve teoriyi verebilir, ama piyano teknigi (dokunma, pedallar, ton kontrolü) orgdan direkt ögrenilemez. bazi dijital orglarda piyano voice oluyor ama bana kalirsa asiri sacma cünkü voice evet oluyor ama tus yapisi gene olmuyor ve en basit bir parcayi etüt ederken tus yapisini da calisiyorsunuz.
eger piyano istiyorsaniz, gercekten piyano alin, tercihen elektronik olsun.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.10.25)
Müzik kulağının olduğundan emin olarak bunu konuşuyorsan hiçbir diyeceğim yok, ama emin değilsen önce müzik kulağının olup olmadığını tespit etmek gerekir. Eğer müzik kulağı yoksa her şey boşa gider çünkü, boşa masrafa e çabaya girmeyesin.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
@konusma_ben_konusuyorum, benim niyetim aslında biraz bu solfej filan öğrenmek. çünkü kızım da kursa gidecek, haftasonu bir okula gittik, bir çok müzik aleti çaldı öğretmen, hangisini beğenirsen ondan başlasın dedi kızıma, ben piyano der diye düşündüm ama kızım keman dedi :)

amacım kızım öğrenirken eşlik edeyim. başlarda eşlik edersem daha destekleyici olur diye düşünüyorum.. tabi içimde istek de var ama piyano olsa da elektronik alacağım çünkü meslek dolayısıyla sık sık tayini çıkan insanlarız, ev taşıyanlar piyanoyu hurdaya çevirebilir
0
🌸hoot
(27.10.25)
tekrar merhaba, casio ctx700 aldım, dün indirime girdi amazonda, piyano alma işini müziği biraz öğrendikten sonra, sarı sitede uygun fiyatlı bir şey bulana kadar erteledim.

burada cevap yazan herkese teşekkürler
0
🌸hoot
(31.10.25)
(7)

29 Ekim için planınız

arbre
Yarın yarım gün ve 29 Ekim için planınız nedir? Sağ olun.
Yarın yarım gün ve 29 Ekim için planınız nedir? Sağ olun.
0
arbre
(27.10.25)
mikahakkinen
(27.10.25)
okul 4 gün tatil, cuma önemli bir sınav var, ona çalışacağım maalesef ;(
0
hold the door
(27.10.25)
hava açık olursa çarşamba biraz yürüyüş yaparım belki.
0
inheritance
(27.10.25)
dogum günüm. daga trekking'e cikicam.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.10.25)
2 metrelik Atatürklü Türk bayrağı satın aldım. Mahalledeki malum tipleri gıcık etsin diye balkonuma asıcam.
+3
yurtsuz john
(27.10.25)
Kitaplığımı uzun zamandır temizlemiyorum onunla ve vakit kalırsa balkonumla ilgilenmeyi düşünüyorum, hazır boş vaktim varken belki çam ağacımı da çıkarırım yavaştan. Böyle şeylerle uğraşacağım işte.
0
mutekebbir
(27.10.25)
Yarın ayrı 29 Ekim için ayrı görevim var, ebem laylaylom diyerek gezecek bir süre.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
(10)

Türkiye'de yasayan biri olarak, Yunanistan'a 2-3 aylık yazılımhizmeti vereceğim. lehime en karlı olacak sekilde nasıl fatura kesebilirim?Ya da en ucuz maliyetle nasıl kesebilirim?

Hifa
Yunanistana 2-3 aylık kısa süreli yazılım hizmeti vereceğim. Sahıs şirketim yok. Invoicing (faturalandırma ) ya da freelancer setup denmiş iş tanımında.Bunun için yunanistandaki yetkililere lehime olacak sekilde nasıl bir teklif etsem güzel olur.
Yunanistana 2-3 aylık kısa süreli yazılım hizmeti vereceğim.
Sahıs şirketim yok. Invoicing (faturalandırma ) ya da freelancer setup denmiş iş tanımında.
Bunun için yunanistandaki yetkililere lehime olacak sekilde nasıl bir teklif etsem güzel olur.
0
Hifa
(27.10.25)
Ben bunu çok anlattım bir kez daha anlatayım.
aşağıdaki şartlar geçerliyse fatura kesmene, firma kurmana gerek yok.

1-Yaptıgın iş yurt dışı firmasına mı? (evet)
2-Para yurt dışından döviz olarak mı gelecek? (evet)
3-Yurt dışındaki firmaya yaptıgın işin daha sonra Türkye'de faydalanmayacak.

Burada en karmaşık iş 3. adım.

Örnek vermek gerekirse siz bir yazılım yaptınız veya tsarım sonra bu yazılım veya tasarımı Türkiye'de bir firma kullanırsa sizin yaptıgınız iş biraz muvazaalı olarak görülüyor.

Yai Türkiye'deki firma bunu direkt sizden alıp kdv ve sizin de elde edilen kârınızdan vergi ödememek adına Yurt dışı firmasına faturasız iş yapmış gibi gözüküyorsunuz.

Burada asıl amaç ülkeye döviz girdisi saglamakken siz kulagı tersten göstermiş oluyorsunuz. Firma işi Türkiye ile alakasız olacaksa hiç fatura falan işlerine girmeyin.

Bu anlattıklarım vergi kanunlarında yer alan istisnadır.
0
liberal
(27.10.25)
firma yurtdışında,
gelirin döviz ise yaptığın şeyin adı yazılım ihracatı.

kurumlar vergisinden %80 istisnası var, kdv'si de yok.

limited şirketinizden faturanızı kesince 5000 usd kazanacaksanız, normalde bunun 1250 usd'sini kurumlar vergisi olarak ödemeniz gerekirken (hiç gider yapmadığınız düşünürsek), bunun %80'ini istisnaya sokuyorsunuz. ve 250usd kurumlar vergisi ödüyorsunuz.

tamamı bundan ibaret.
+1
tchuck
(27.10.25)
bu arada şirketim yok demişsin.
oradan bu parayı fatura kesmeden asla alamazsın.
ya maaşlı çalışanı olacaksın ya fatura keseceksin. 2-3 aylık iş olduğu için maaşlı olamazsın zaten.

o yüzden faturayı kesmek zorundasın. şirketi kurmak zorundasın.
+2
tchuck
(27.10.25)
@liberal'in yazdıklarına katılamıyorum. söylediği şartlar kdv kanununun 11.maddesindeki şartlar. bu şartları sağlıyorsan faturayı kdv'siz kesiyorsun. vergi ödemiyorsun diye bir şey yok. kurumlar vergisi her türlü ödüyorsun.

yazılım özelinde başka istisnalar var. @tchuck'ın söylediği şekilde kazancın %80'ini indiriyorsunuz. sonra da kurumlar vergisinden de %5 düşüp, %25 yerine %20 ödüyorsunuz. yani @tchuck'ın hesabından devam edersek, ödeyeceğiniz meblağ 200 oluyor.

5000 dolar para gelecek, 200 vergi ödeyeksiniz. bence çok iyi oran. ekstra bir şey ayarlamaya beklemeye gerek yok.
0
co2s2
(27.10.25)
liberal'in dedigi dogru.
burada daha önce konusulmustu, ben de o duyuru sayesinde ögrenmistim böyle bir sey oldugunu ve ufkum acilmisti.
o duyuruyu bulursam size linkini göndereyim.
oradaki kisi türkiye'de yasayan ama türkiye ile hicbir ilgisi olmayan bir firmaya uzaktan sözlesmeli olarak alinmis bir elemandi ve gelir vergisi ödemiyordu. belki o bilgiler de isinize yarayabilir. simdi ariyorum.

edit: soru da bu duyurudaki tchuck'un sorusuymus. www.eksiduyuru.com
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.10.25)
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim : @liberal'in dedikleri ve @tchuck'ın yazdıkları maaş ile ilgili. duyuru sahibi @hifa, fatura kesmekten bahsediyor. ikisi farklı şeyler. türkiye'de bir şirket ile ya da şahıs olarak yurtdışındaki bir şirkete fatura keserseniz vergi verirsiniz.
0
co2s2
(27.10.25)
bunlar farklı statüler 1-maaşlı eleman olmak - sözleşmesini imzalar, maaşından doğan vergileri o ülkeye öder vs. 2-şirket olarak (isterse şahıs şirketi olsun) yazılım yani "hizmet ihracı" yapma- herkesin anlattığı şey bu zaten
3- duyuru sahibi ne maaşlı eleman ne şirket, (ne de kurmak istiyor) bu durumda kesebileceği tek şey var o da "gider makbuzu" ama onun için de serbet meslek mensubu olarak kaydolmak gerekiyor. yazılım özelinde olan istisnalar gider makbuzunda nasıl uygulanıyor, onu bilen varsa buyursun, yazılımcı olmayıp serbest meslek erbabı olanlar gider makbuzu kesiyor:

www.verginet.net
+1
subcomponent
(27.10.25)
Payoneer uzerinden ilerleyebilirsiniz, parayi oradaki bir hesabiniza atacaklar ve siz TR bankaya cekeceksiniz. Komisyon oranlarina bakmaniz iyi olabilir. Ben debit card istedim, TR bankaya cekmeden atmden cekiyorum gelen giden olursa. Is grafik tasarim.

Ille de is icin kayit olsun derseniz herhangi bir freelance platformundan (freelancer, upwork vs) ilan acsinlar, isi oradan versinler. Yurtdisindan TR'deki platformlarda ilan acilip acilamadigindan emin degilim.
0
klassno
(28.10.25)
Cevaplayanlarda muhasebeci varsa diye soruyorum, aklima geldi:

Yurtdisina bu adam faturayi excelden kesecek neticede. Sahis olarak hazirlayip altina banka bilgileri olarak kendi ibanini yazsa, Ad-Soyad Adres seklinde de kase yaptirip imza kase yapsa ne olacak?
Vergi Dairesi anlarsa oyma olasiligi var ama yurtdisindan para getirmis adam, sahsi hesabina gelmis, bunun pesine mi dusecekler?
0
kartonpiyer
(28.10.25)
@kartonpiyer : teorik olarak evet. kafana göre para getiremezsin

not : muhasebeci değilim. yıllardır yurtdışına hizmet ihracatı yapan firmalarda yöneticilik yapıyorum.
0
co2s2
(28.10.25)
(8)

Bu tür kelimelere ne deniyor?

avatar is back
İngilizce de press hem basın mensubu anlamı taşıyor hem de basmak anlamına geliyor. Aynı şekilde türkçede de basın kelimesi hem medya ile ilişkili hem de basmak fiiliyle. Türkçe-ingilizce bu kelimeler gibi olan başka ne var? Bunların bir adı var mı?https://x.com/spleendistanbui/status/19823757674526
İngilizce de press hem basın mensubu anlamı taşıyor hem de basmak anlamına geliyor. Aynı şekilde türkçede de basın kelimesi hem medya ile ilişkili hem de basmak fiiliyle. Türkçe-ingilizce bu kelimeler gibi olan başka ne var? Bunların bir adı var mı?

x.com

2-3 senelik bir video ama ne zaman izlesem aklıma geliyor bu. Tesadüf mü yoksa böyle başka kelimeler de var mı
0
avatar is back
(27.10.25)
“False cognate”, “parallel semantic shift” bunlara bir bak
0
compumaster
(27.10.25)
Why was 6 afraid of 7?
- Because 7, 8, 9! seven "ate" nine

aklıma bu geldi. Onlarda 8(eight) "ate" yedi gibi.

Bizde 7 sekizi yedi gibi bi şakaya dönüştürülebilir. İki dilde de bir sayının yemek fiiline denk gelmesi ilginç.

edit: bu arada press ve basın çok mantıklı aslında, eskiden harfler boyanıp kağıda basılıyormuş yani baya baskı işi bu. Sonra oraya haber yapanlara da basın mensubu deniyor işte. Çok ilginç bişey olmayabilir bu.
www.alamy.com
0
nhk ni youkosu
(27.10.25)
Mother tongue- anadil buna uyuyor gibi?
0
suicides underground
(27.10.25)
soruyu simdi anladim. kelime olarak degil ama atasözü olarak örnek geldi aklima. olur mu tam bilemedim ama...

you reap what you sow: ne ekersen onu bicersin.

ayni zamanda tongue kelimesi tam olarak buna uyuyor.
tongue: hem konusulan dil hem organ. mesela mother tongue (anadil)
dil: hem konusulan dil hem organ.

lehcede język, fincede Kieli hem dil hem organ anlaminda.
almancada ya da felemenkcede bu durum yok mesela.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.10.25)
merhaba. balayı (honeymoon), ayçiçeği (sunflower), şarlatan (charlatan [bu bana çok ilginç gelir]), two birds with one stone - bir taşla iki kuş, naive/ naif benzerliği de güzel denk gelmiş. naifle şarlatan başka dilden ortak aldığınız kelimeler. deyim ilginç, aklın yolu evrensel :P
-1
libertine
(27.10.25)
arkadaşın bahsettiği şey direkt çevirinin tutması değil bence, o zaten direkt batıyı görüp gelen birinin getirdiği bir kelime/çeviri olabilir. Yan anlamları ve eş sesli kullanımlarının da benzemesi ortak bi kafa yapısını yansıtıyor, ilginç olan bu bence.
+1
nhk ni youkosu
(27.10.25)
bunun doğrudan bir adı olduğunu düşünmüyorum. kök olarak kullanılan kelimeler aynıysa, türetilen kelimeler de benzer anlamlara gelecektir.
0
co2s2
(27.10.25)
(bkz: Calque)
0
yedigimiztavuk
(28.10.25)
(4)

Eve misafir gelen 2.kedi

fakyoras
Selam,Elimizde 2 kedi var. 1-benim kedim, 8 aylik disi ve tam bir canavar (zarar vermiyor ama cok hareketli oldugu icin dedim) . Otomatik mama makinesi var, mama dokuldugunde biraz yer, sonra kafasina istediginde gider tekrar yer. 2-eski kedim. 6yaslarinda disi. Tam bir prenses ama kendi otomatik ma
Selam,

Elimizde 2 kedi var.

1-benim kedim, 8 aylik disi ve tam bir canavar (zarar vermiyor ama cok hareketli oldugu icin dedim) . Otomatik mama makinesi var, mama dokuldugunde biraz yer, sonra kafasina istediginde gider tekrar yer.

2-eski kedim. 6yaslarinda disi. Tam bir prenses ama kendi otomatik mama makinesi calistigi anda ne yapiyorsa hemen birakip kosarak mamasini bitirir, sonra saga sola daha yok mu diye bakar.

3 haftaligina 2.kedi bana gelecek. Ikisinin mamasini nasil yapacagimi dusunuyorum. Otomatik mamayi iptal etmek gerekecek sanirim. Yoksa 2.kedi 1.nin mamasini yer, ac kalir yavrucak. Mamalari kendim versem bu sefer 1.kedi tekrar birakacak ve 2.kedi onun mamasini yiyecek.

Aklimda 2 cozum yolu var:

A) 1.nin mamasini yuksek bir yere koysam 2.kedi cikamaz muhtemelen ve 1.kedi rahat rahat mamasini yiyebilir.

B) çip okuyan mama makinesi varmis, 1.kedi icin onu kullanabilirim: amzn.eu boylelikle sadece kendisi yer. Pahaliymis ama gerekliyse ne yapalim.

2kedisi olanlar yavas yiyeni hizli yiyenden nasil koruyor? Bu 2 yontemden hangisini onerirsiniz?
+1
fakyoras
(26.10.25)
tam olarak aynı değilse de benzer bir durumla karşı karşıyayım.
ben gözetmen gibi davranıyorum yemek yerken onlar. bazen ayrı yerlere koyuyorum yemeklerini ayrı yesinler diye. bazen elimle ayırıyorum sen oradan yemeyeceksin çok yedin diyorum, alıp başka yere götürüyorum. otomatik mama makinesi bende de var onu artık kullanmıyorum. eski usül kaba döküyorum.

geçici bir süre ise, ayrı bir makine almaya gerek duymazdım ben olsam.
alışana alıştırana kadar zaten zaman geçer ve kesin çözüm olduğunu düşünmüyorum.

farklı yerlere koysanız bile neden birinin çıktığı yere diğeri çıkamasın ki. 6 yaşında kedi kapıya bile atlar durduğu yerden.
+1
biseysorcaktim
(26.10.25)
Bende tek kedi var ama arkadaşım sık sık tatile gittiği için evdeki 2 kedisini bana emanet ediyor, o gittiğinde ben bakıyorum. Biri erkek diğeri dişi iki kardeş. Erkek olan tüm mamaları yiyiyiyor. Tam bi çöp öğütücüsü. Dişi olan birazcık yiyip geri çekiliyor sonra erkek olan gidip onunkileri de yiyiyor.

Ben şöyle bi çözüm bulmuştum, ikisine de mama koyup erkek olanı ödül çubuğuyla biraz uzakta oyalıyorken diğeri yemeğini yiyiyordu. Ama kesinlikle başında beklemek lazım :)
+1
truf
(26.10.25)
Cipli mama makineleri harika. Biz kullandik, cok memnun kaldik. Ama gene de dikkat etmek gerek, sürekli ac olan kedi bir süre sonra kafasini diger kedinin yanindan tasa sokmayi ögreniyor. Kedi kapisi kullaniyorsaniz onlarin da ciplisi var. Onu da tavsiye ederim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.10.25)
2.nin yüksek yerlere çıkamayacağından eminseniz o taktik işe yarıyor. ben de uygulamıştım. arkadaşım da şu an uyguluyor. 3 hafta için o aleti almaya gerek yok bence.
0
art cat chocolate
(27.10.25)
(17)

Saç boyatmak ya da boyatmamak?

gnosis
Ailedeki ölümler, hastalık, iş stresi derken saçlarımda beyazlar çoğaldı. Boyatma konusunda kararsızım. Çünkü sürekli boya ile uğraşmak, dip geldi diye kuaföre koşmak istemiyorum. Siz saçınızı boyuyor musunuz yoksa koyverdiniz mi? Saçını boyatmayan insanlara karşı olgun, pasaklı, yaşlı,... gibi olum
Ailedeki ölümler, hastalık, iş stresi derken saçlarımda beyazlar çoğaldı. Boyatma konusunda kararsızım. Çünkü sürekli boya ile uğraşmak, dip geldi diye kuaföre koşmak istemiyorum. Siz saçınızı boyuyor musunuz yoksa koyverdiniz mi? Saçını boyatmayan insanlara karşı olgun, pasaklı, yaşlı,... gibi olumlu ya da olumsuz önyargılarınız var mı?
Özellikle kadınlardan cevap gelirse sevinirim.
0
gnosis
(26.10.25)
Kendi saç rengime yakın bir renge, kendim boyuyorum.
Boyamayanların bakımsız, yaşlı vs. olduğunu düşünmüyorum tabii ki. Önemli olan sizin nasıl hissettiğiniz.
+1
auroraaurora
(26.10.25)
Bi akrabamız boyamadı. Kadın ak saçlı oldu hatta kar beyazı. Yok dedi alışacağım buna. 6 ay geçmeden hafif kızıllaşma ve sararma oldu doğal şekilde. Süper bi görüntü oluştu. Kadına hangi kuaföre gittiğini falan soruyolar.
İşin özeti. Deneyin boyamayın. Harika oluyor saç doğal bırakınca..
0
luluki
(26.10.25)
Ben kendi adıma doğallıktan yanaydim ama zaman zaman saçlarimi bskimsiz hissediyorum veya mesela çok genç yaştan itibaren tam ön alın bölgemde yoğun beyazlar var onlar da saçımı renk bakımından karmaşık gösteriyor bu yüzden kendimi iyi hissetmek adına boyuyorum. Bazen iki ayda bir bazen dört beş ayda bir biraz moduma göre değişiyor. Bir de saçim kuru ve kabarık olduğu için yumuşaklastiriyor gibi geliyor. Ama boyatmayan insanlari yadirgamam. Mesela ben evde kendi çapimda boyuyorum belki kuaförde boyatanlar da evde boyatmaya ön yargilidir ama ben hem usenirim hem de maddi boyutu karşılamak zor.
0
egerbiryolcu
(26.10.25)
Bir erkek olarak diyorum ki, bazısına yakışıyor saçı boyatmamak. Hele özgüvenli bir yapısı varsa daha da fazla yakışıyor. Bence bir süre böyle deneyin, içinize sinmezse kökü sizde, istediğiniz zaman boyatırsınız.
+1
10551037
(26.10.25)
39 yaşında kadınım. Saçlarım bembeyaz, boyatmıyorum.
+1
suicides underground
(26.10.25)
Saçlarımda beyaz yok ama beyaz/ kır saçlı insanlara çok imreniyorum. Beyazlarım olsaydı boyatmayı hiç düşünmezdim. Çok hoş/cool duruyor. Keşke benim de olsa diyorum bazen:D
0
Amaranta ursula
(26.10.25)
Ne kadar beyaz var saçta? Çoğaldı ama yine de rahatsız etmeyecek yoğunlukta dersen röfle yaptırabilirsin. Benim çok yoğun bir beyazım yok ama yine de rahatsız oluyordum, dip boyası ile de uğraşmak istemiyordum, kuaförüm dibe yakın bir yerden röfle yapalım beyazlar arada kamufle olsun biraz da öyle idare et seni yine 2 3 sene götürür dip boya ihtiyacı olmadan dedi. 3 4 ayda bir röfle yaptırıyorum sürekli kuaförde uğraşmıyorum. Geçişler doğal olduğu için dibim gelmiş havası da olmuyor saç uzadıkça. Işıltı gibi duruyor.

Gümüş grisi görünen bembeyaz saçlara ben de özeniyorum ama ona daha vakit var. Cool duruyor gerçekten. Bakımsız ya da pasaklı durmuyor, gerçi biraz da özgüven ve aura meselesi. Eskiden yoga ya gittiğim bir salonda muazzam esneklikte ve 55 yaşlarında olmasına rağmen vücudu sımsıkı bir kadın vardı ona çok yakışıyordu en azından. Instada ollaluna var yine. O da saçlarını boyamıyor ve çok tarz duruyor
0
kullanicadi
(26.10.25)
boya boyamaya mecbur kalacaksın cunku
-2
Başka
(26.10.25)
ölene kadar kafada saç olduğu sürece boyayacağım. kimsenin ne düşündüğü de umrumda değil eğer ben aynaya bakınca bembeyaz kafadan memnun değilsem. sen de memnun değilsen boya kimin ne düşündüğünü boşver
0
deranzo1
(26.10.25)
@kullanicadi şu halde (temsili resim): imgur.com
Röfle aklıma gelmemişti. Saçımı döküldüğü için kestirdim, çok kısa şu an. Röfle için biraz uzatmam lazım sanırım.
Yaş: 29.
0
🌸gnosis
(26.10.25)
Amaaaaan hiç gerek yok rahatsız olmana<3 Yine de bir süre de şöyle idare edebilirsin çok istersen

www.watsons.com.tr

Sadece beyazlara birkaç fıs yeter sana
0
kullanicadi
(26.10.25)
@kullanicadi Böyle bir ürün mü varmış?! Saçım biraz uzayana kadar bununla idare edeceğim. Çok teşekkürler^^
0
🌸gnosis
(26.10.25)
kendi rengim su: i.pinimg.com
bende sadece daha cok aralarda sari var. simdiye kadar sik sik bagisladigim icin hic islem uygulatmadim saclarima. iki senedir beyazlarda bir artis fark ettim ama boyatmayi düsünmüyorum. hem belli olmuyor pek hem de acikcasi umrumda degil millet sever mi sevmez mi sacta beyazi, hem de ona ayiracak ne zamanim var ne hevesim ne de istegim. dogal kalan saci daha cok seviyorum. sac rengim daha koyu olsaydi belki baska düsünürdüm.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.10.25)
ben boyatıyorum saçımı. 34 yaşındayım ama erken beyazladı saçlarım. önceden evde eşime boyatıyordum koyu bir renge. sonra kuaförde ışıltı gibi bi şeyler yaptırdım. şimdi 1,5 ayda bir dip boyaya gitmem gerekiyor. ama boyamadığım hali aşırı bakımsız duruyordu ve yaşlı gösteriyor beni bence. herkes için aynı şey geçerli değil tabi ama genelde böyle duruyor maalesef :(

ama dediğin gibi boyaya bir kere bulaşırsan kurtulması biraz zor. benim beyazlarım yoğun olmasa bulaşmazdım.

bir de beyaz saçın yapısı kalın oluyor. boya onu da kırıyor biraz, saçı yatıştırıyor.
0
elorelia
(27.10.25)
Saçtaki beyazlar tek başına yaşlı, pasaklı vs göstermiyor. Geri kalan her şeyle beraber (saçınızın tipi, bakımlı olup olmadığı, kesimi, ayrıca cilt, giyim tarzı, makyaj -yapıp yapmamanız, yapıyorsanız tarzı) yakışıyor ya da yakışmıyor. Gerçekten önemli olan sizin nasıl hissettiğiniz :)

Saçım şu: imgur.com
40 yaşımı geçtim, saçımı 10+ yıldır boyamıyorum, beyazlarım kafamın tepesinde ve ön sağ tarafta (bu fotoğrafta saçımı diğer taraftan ayırdığım için gözükmüyor) yoğunlaşıyor. Eskiden dalgaların arasında göze batmıyordu, hatta yakından görüp fark eden arkadaşlarım çok şaşırıyordu "oha senin beyazların varmış ya?" diye. Artık daha belirgin, pek saklanmıyor ama bu halini seviyorum.
"umrumda degil millet sever mi sevmez mi sacta beyazi, hem de ona ayiracak ne zamanim var ne hevesim ne de istegim. dogal kalan saci daha cok seviyorum." +1
+2
kobuzchu kiz
(27.10.25)
@kobuzchu kiz Saçlarınız çok sağlıklı görünüyor ve beyazlar hiç göze batmıyor. Yanlış anlamayın ama güzel yaşlanmak bu oluyor herhalde. Benim saç rengimin tonu daha koyu (5 ya da 6 numara) ve pırasa saçlıyım. Birkaç tane beyaz tel bile "Ben buradayım!" diyor. 10 yıl sonra keşke sizin saçlarınız gibi olsa benimkiler de.(╥﹏╥)
0
🌸gnosis
(27.10.25)
eger sacinizda yasliliktan dokulme ve tepede acilma vs. yoksa (mesela annem 80 yasinda ve epey azaldi saci) %90 harika gozuktugunu dusunuyorum. belki tarza da bagli biraz ama yine de hic boyle 'genc' yasta beyazlari boyatmayi birakmis ve kotu gozuken gormedim. bence kendiniz ve saciniz bakimli olduktan sonra oyle beyaz sac kendi basina kimseyi bakimsiz falan da gostermiyor. ailemde 'genc' yasta boyatmayi birakan ve yari beyaz yari siyah kullanan var, dedigim gibi ben cok begeniyorum. yasli gosterdigine de katilmiyorum. kadin kisisi.
0
kassiopeia
(27.10.25)
(8)

Omuzdaki sorun ne olabilir

egerbiryolcu
Geçen yıl genel omuz sırt agrilarim için doktora gitmiştim. Film çekildim fibromiyalji teşhisi koydu doktor. Gerçekten sıklıkla durduk yere (ağir kaldirmasam vücudumu yormasam da) şiddetli daha doğrusu hayattan soğutan ağrılar oluyor.Fakat mesela geçen gün markete gittim iki elimde aynı agirliklarda
Geçen yıl genel omuz sırt agrilarim için doktora gitmiştim. Film çekildim fibromiyalji teşhisi koydu doktor. Gerçekten sıklıkla durduk yere (ağir kaldirmasam vücudumu yormasam da) şiddetli daha doğrusu hayattan soğutan ağrılar oluyor.
Fakat mesela geçen gün markete gittim iki elimde aynı agirliklarda poşet tasidim. Şimdi sağ omuzum bastırınca baya aciyor ama sol taraf çok küçük bir alan azıcık ağrı oluyo. Bazen sırt tarafımda da dokununca hissettigim ağrılı bi bolge oluyordu. Bu dokununca bir şey varmış gibi hissedilen ağrılar ağırlık taşımaktan mi fibromiyaljiden mi yoksa daha farklı bir soruna işaret eder mi filmde belli olmaz miydi?

Çok ağır şeyler taşımasam da demek ki ince bir omuz askılı çanta bile belki beni etkiliyor ve anlamsız bulduğum ağrıların sebebi burdaki sorun mudur. Muhtemelen tekrar doktora gideceğim ama benzer durumda olan varsa merak ettim.
0
egerbiryolcu
(26.10.25)
Çok geçmiş olsun.

Röntgen romatolojik kas sorunlarını göstermiyor maalesef. Fibromiyalji ise romatizmal bir sendrom (hastalık olup olmadığının kararını verdiler mi bilemiyorum), bildiğim kadarıyla görüntüleme teknolojileriyle görüntülenen bir şey de değil. Doktorun vücudundaki çeşitli noktalara bası yapıp şikayetlerini değerlendirerek teşhis koyduğu bir şey.

Ben de fibromiyalji teşhisi konmuş biriyim, kendi tecrübem de böyle, ağrımıyor sandığım noktalara doktor hafif basıverince ağrıdan zıplamıştım. Çok saçma sapan yerleri ağrıtan bir sendrom bu. Ne zaman neren ağrır bilemezsin. Durduk yere bir elimin yan tarafının ağrıdığını, bir parmağımın ucunun ağrıdığını bilirim mesela.

Yanlış anlamıyorsam vücuttaki d vitamini ve magnezyum eksikliği fibromiyalji oluşumuna çok etkili oluyor. Ben de d vitamini, magnezyum ve omega 3 beraber kullanıyorum, ayrıca bir de beslenmemdeki şeker ve beyaz un yükünü hiç değilse yarı yarıya azaltınca ağrıların çoğundan kurtuluyorum. Bi denemekten zarar gelmeyeceğini düşünüyorum, balığa alerjiniz yoksa omega 3 ve diğerlerini kullanın derim.
0
muhayyer divan
(26.10.25)
Yatış pozisyonu, yayılarak sağa sola meyilli oturma, sırt omuz boyun kas güçsüzlüğü gibi çok faktör olabilir. Düzenli spor ya da en azından gün içinde yarım saatlik ısınma, açma-germe antremanları kesinlikle iyi gelecektir. Tabi en doğrusu, daha kötüye gidiyorsa başka bir ortopedi uzmanına görünmek
0
lüzumsuz adam
(26.10.25)
@muhayyer divan teşekkür ederim o zaman mr çektirmem gerekebilir. Belki de sadece dediğimiz gibi fibromiyaljidendir. Bazen öyle ağrıyla uyanıyorum ki o günüm zehir oluyo. Şeker ve un nasıl azaltirim bilmiyorum şeker bağımlısıyım diyebilirim;(
0
🌸egerbiryolcu
(26.10.25)
@egerbiryolcu

Şeker evet bağımlılık yapar ve narkoz etkisi olan bir maddedir. İki yüz yıl önce ameliyatlarda hastaların çok yüksek yoğunluklu şeker verilerek uyutulduklarını öğrenmiştim. Şekerli şeyler yediğinde uykun gelir tansiyonun oynar. Aynı şey unlu gıdalar için de geçerli. Yaptığı tek şey vücudu çürütmek, çöp oluşturmak, enerji metabolizmanızı bozmak. Belli bir seviyeden sonrası dümdüz böyle çalışıyor.

Ama beyin plastisite özelliği olan bir şey, kendini niyetler ederek ve bunları tekrar ederek şekerli gıdadan uzaklaştırabilirsin, %80 soğutabilirsin mesela. Bunu ben yaşadığım için söylüyorum, bizim evdeki şeker bağımlılığı ve şeker hastalığını bilen bilir, buna rağmen zaman içinde yaşadığım soğuma açık ve net. Niyetler edip bol bol tekrar et, bilgi edin, oku, bilgi olmayınca zihin ikna olmaz çünkü, bilgi en önemli araç. Oku, her yerden bilgi almaya çalış, kendini anla, metabolizmayı anla... ne yapman gerektiğini daha iyi göreceksin. Doktora da git elbette.
0
muhayyer divan
(26.10.25)
annemde rotator kaf yirtigi olusmus. doktorlarin tani koymasi 20 sene sürdü.
0.8 cm. gectigimiz baharda ameliyat oldu. kadina o agriyi 20 sene cektirdiler. belki 20 tane doktor gezdi bu esnada. bir de ukalalik yapiyordu doktorlar ve fizyoterapistler, kadin kolumun burasi agriyor, kolumu öyle yukari kaldiramiyorum diyor, elini tam olarak agriyan yere koyup gösteriyor, fizyoterapist denen agzimi bozmak istemedigim yasam formu, yok sen bilmiyorsun buranin agrisi o, diye bambaska yerlere ve hic uygulamamasi gereken fizyoterapiyi uyguluyordu. kadin, omzumun burasi agriyor diyor, isaret ediyor, yasam formu kürek kemiginin altina fizyoterapi uyguluyor. hastasini dinleyecek beyni olsa, ben ne yapiyorum amk, derdi bir.
ben artik söylüyorum, mr cektirin, film degil. filmde bir halt gözükmüyor.
cok gecmis olsun.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.10.25)
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim,
Rotator cuff yırtığı, donuk omuz sendromuna dönüşmeden 20 sene sürer mi? 20 sene de, donuk omuzla idare edilebilir mi konularında benim tereddütüm var. Aralarda doğru tedavilerle sorun çözülüyor da daha sonra tekrar nüks oluşuyorsa bilemem de Bildiğim kadarıyla bir şeylerde bir yanlış anlaşılma var gibi geldi bana.
0
Mirket
(26.10.25)
bir yalis anlasilma yok maalesef. 20 sene tani konulamamis bir hasta var cünkü mr'a gerek yok diyip gönderiyorlardi. donuk omuz sendromu olusmadi. baharda ameliyat olduktan 6 hafta sonra fizyoterapi basladi ve uzun süre fizyoterapi gördü, fizyoterapi bittiginden beri her gün yüzüyor, sikayetleri bitti.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.10.25)
geçmiş olsun. çok çok yakın bir arkadaşım nedeniyle muhatap olmuştum bu durumla.

tam anlaşılabilen bir şey olmadığı için yanlış tanı konma ihtimali çok yüksek. yokken var diyebiliyorlar, varken de yok diyebiliyorlar. mümkünse uzmanlığı bu konu olan başka bir doktora daha gidip konuyu teyit etmenizde fayda var gibi.

bir de şekeri, daha doğrusu genel olarak karbonhidratı bu durumunuzdan bağımsız bırakın zaten. hayat kalitenizi inanılmaz yukarı taşırsınız. nasıl yaparsınız bilmiyorum. bekara karı boşamak kolay, ben tatlı zaten sevmiyorum. ekmek de yemiyorum. arada sadece annemlere uğradığımda, annecim kendi elleriyle poğaça, börek, çörek yaptıysa onları yiyorum.
+1
co2s2
(27.10.25)
(5)

Bir entry arıyorum!

lynyrd skynyrd
Merhaba. Aradığım entry'nin odağında Mihail Gorbaçov vardı. Yanlış hatırlamıyorsam SSCB'nin yaşadığı bir deprem ya da doğal afet sonrası olay yerine gelerek soğukkanlı bir şekilde aldığı kararları ve gösterdiği liderliği anlatan uzun bir yazıydı. Aradım, taradım ancak nafile. Acaba yazar entry'lerin
Merhaba. Aradığım entry'nin odağında Mihail Gorbaçov vardı. Yanlış hatırlamıyorsam SSCB'nin yaşadığı bir deprem ya da doğal afet sonrası olay yerine gelerek soğukkanlı bir şekilde aldığı kararları ve gösterdiği liderliği anlatan uzun bir yazıydı. Aradım, taradım ancak nafile. Acaba yazar entry'lerini de silerek sözlüğü terk mi etti, diye düşünüyorum. Yanıtlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
0
lynyrd skynyrd
(25.10.25)
merhaba. gorbacov çok yakın bir dönem. eğer ikonik kareler arıyorsanız o churchill olabilir.
-1
libertine
(25.10.25)
Öyle bir entry ben de hatırlıyorum ancak Gorbaçov değil de başkasıydı sanki. SSCB döneminden biriydi diye hatırlıyorum. Devlet adamı nasıl olur, nasıl olmalı temalı bir entry idi.
0
10551037
(25.10.25)
ermenistan, spitak depremi olabilir gorbacov'duysa bahsi gecen lider.
aradiginiz liderse o dönemdeki bir baska isim olabilir: eksiseyler.com
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
Siz yazınca yazarı hatırladım. Tahmin ettiğim gibi hesabını kapatıp gitmiş. Teşekkür ederim.
0
🌸lynyrd skynyrd
(25.10.25)
sorg, eski nickiyle kase.
hesabi kapatmadi. ucuruldu. trollerin ispiklemeyi cok sevdigi bir hesapti.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
(12)

Sigarayı da bıraktım

sekizdokuzon
Bir compu bir ben, bu ara damping üzerine damping.12 gündür alkol almıyorum, dün gece sigarayı da bıraktım. Bu süreci daha sancısız nasıl atlatırım?Teşekkürler.
Bir compu bir ben, bu ara damping üzerine damping.

12 gündür alkol almıyorum, dün gece sigarayı da bıraktım. Bu süreci daha sancısız nasıl atlatırım?

Teşekkürler.
+7
sekizdokuzon
(25.10.25)
sigaranin ayni zamanda bir dudak aliskanligi oldugunu duymustum bir doktordan. diyordu ki, emme/cekme güdüsünü giderirseniz daha rahat atlatirsiniz bu süreyi. onun icin de $u hedelerle su icilmesini öneriyordu. $u hedeler: s.alicdn.com
canin sigara istedikce bunlarla su ic.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
Vay, tebrikler
0
kisa
(25.10.25)
Yoksunluk çekmiyor musun?
0
Kahvedesu
(25.10.25)
Yürü. Rahvan yürü, tırıs git, hafif koş, sağlam koş ama o bacaklar çalışsın ve o ter atılsın. Çok fayda göreceksin emin ol. Bir de vücudun uyku saatlerini geri çekerse direnme, o melatonin seni çok çok destekleyecek çünkü.
0
muhayyer divan
(25.10.25)
@Kahvedesu: Yoksunluk çok belirgin değil şu an, o atağı üçüncü gün bekliyorum. Bugün şokta gibiyim ya da akşamdan kalma gibi. Ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor içeridekiler.
0
🌸sekizdokuzon
(25.10.25)
O atak geldikçe "yarım saat beklersem geçecek" deyip her canım sigara istediğinde yarım saat oyalana oyalana sigarayı bıraktım ben, on sene oldu.

Sigara istedikçe başka bir şeylerle kendinizi oyalayın, çocuk gibi dikkatinizi dağıtacak bir şey bulun. Yarım saate unutuyorsunuz.
+3
kobuzchu kiz
(25.10.25)
İçine deterjan koyunca baloncuk yapılan oyuncaklar var ya onlar da yardımcı oluyor. Bu şekilde bırakan arkadaşlarım var.
0
Gradient_tabanlı_mor
(25.10.25)
İlk bir kaç gün karanfil çiğnedim ben. Canım sigara çektikçe karanfilli su içtim. 3-5 gün dayanırsan bırakırsın. Nerdeyse 1 sene olacak tek sigara içmedim. Canım çekiyor ama içesim gelmiyor.
0
rodeocu
(25.10.25)
Ben önceki duyurularınız üzerine “keşke sigarayı da bıraksanız” türünden şeyler yazacaktım, hadsizlik gibi geldi, vazgeçtim.

Şimdi bu kararınız üzerine can-ı gönülden yazayım:
Tebrikler!

Hayırlı, daim olsun…
0
yadigar
(25.10.25)
umarım sonsuza kadar sürer
0
Başka
(25.10.25)
Tebrik ederim <3
0
kullanicadi
(25.10.25)
tebrik ederim.
hayırlı olsun.
doğru karar.

daha önceki bıraktım tarzındaki duyurunuza yazmıştım yine yazıyorum "sigaralı ortama girdim, içmiş kadar oldum zaten, bir taneyi içeyim bir şey olmaz" demeyin.
velev ki bir tane içtiniz "zaten orucum bozuldu, battı balık yan gider bir kaç hafta keyif yapayım tekrar bırakırım" demeyin. bu işi zihninizde farklı kapılara sokup "sonsuza kadar içmeyeceğim" demeyin. o zaman daha zor olur. bırakmak bile değil, sadece "içmiyorum" olarak tanımlayın zihninizde.

sigaranın kimyasal bağımlılığı uzun değil, 1-3 gün arasında bir şey. sayısını tam hatırlamıyorum ama günler-aylar değil. 1-2 gün dayanırsanız eğer, bundan sonra canınızın sigara istemesi sadece alışkanlık ve sigaralı anlara özlem. onları da farklı şeylerle değiştirmeniz gerek.
0
biseysorcaktim
(25.10.25)
(18)

Ayrılsak da beraberiz

kendinikertenkelebek
Evliliği anlaşamama ve iletişim sorunları nedeniyle biten bir çiftin, “sevgiliyken daha iyiydik sanki” diyerek boşanarak yollarına sevgililik hayatı yaşamak şartı ile devam etmesi normal mi? Anlaşamayarak boşanan iki kişinin haftada 1-2 bir gün görüşüp, kadının “kendimi kadın gibi hissetmek istiyoru
Evliliği anlaşamama ve iletişim sorunları nedeniyle biten bir çiftin, “sevgiliyken daha iyiydik sanki” diyerek boşanarak yollarına sevgililik hayatı yaşamak şartı ile devam etmesi normal mi? Anlaşamayarak boşanan iki kişinin haftada 1-2 bir gün görüşüp, kadının “kendimi kadın gibi hissetmek istiyorum, şımartılmak istiyorum, gezip tozmak istiyorum. bana bu kadarı da yeter mutlu olmam için” demesi. Erkeğin bunu kabul etmesi…

Ya tabii ki alan razı satan razı pek bir şey kalmıyor geriye ama. Cidden psikolojik açıdan da sağlıklı ilişki açısından da bir gariplik, sorun yok mu? Yani bir tek ben mi anlamakta zorluk çekiyorum bu durumu?

Şöyle güzelinden az açalım bu konuyu istedim. Şimdiden vakit ayıranlara teşekkürler.
0
kendinikertenkelebek
(25.10.25)
Aynı evde kalmayıp sevgili kalmaları normal. Ama arada sevgi aşk olmadan devam ediyorlarsa leş bi ilişki.
-1
luluki
(25.10.25)
Evlilik dediğin sorumluklar pakediyle birlikte geliyor, bu sorumlulukların yürütülememesi karşılıklı ilgiyi ve çekimi düşürmüş

Çift de bu sorumlulukları aradan çıkarıp, herkesin kendi hayatını derleyip topladığı, evleri ayırıp sevgililik moduna dönmüş, gayet güzel bir durum

Edit: arkaşlar niye eksiliyorsunuz herkes bizim standart evlilik pratiklerimizi de standart sevgililik pratiklerimizi uygulamak zorunda değil. İnsanlar kendilerine uygun daha farklı bir ilişkilenme pratiği seçmiş.
-2
grimavi
(25.10.25)
Evliliği anlaşamama ve iletişim sorunları nedeniyle bitiriyorlarsa neden sevgili kalıyorlar? Sevgiliyken de aynı sorunlar devam eder sonuçta. Bu biraz şey gibi olmuş evliyken ensemde boza pişiriyorsun istediğim şeyleri açık açık yapamıyorum sevgili kalalım arada seninle olayım arada başkalarıyla gibi bir şey. @edmond honda'ya katılıyorum açık ilişki yaşamak istemişler gibi.
+5
mermaidd
(25.10.25)
bu ikisini zorlayan sey yetiskin hayati. kadini bilhassa.
yetiskin olamamis iki kisi gibiler daha cok.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
yani etrafımda çok fazla boşandık ve sevgili kaldık artık çok daha mutluyuz diyen pek görmüyorum. bunun uzun sürebilecek bir ilişki turu olduğunu da düşünmüyorum çünkü evlilikte yaşanan sorunların bir şekilde tekrar edeceği, insanların tartışmalarına sebebiyet verecektir diye düşünüyorum.
+3
🌸kendinikertenkelebek
(25.10.25)
Evlilikten sevgililiğe geçiş fikri zekâ geriliği belirtisi bence ya. Üremesinler de napıyorlarsa yapsınlar.
+1
arbre
(25.10.25)
kız toksik biri erkekte pasif tencere kapak işte. bir süre böyle devam eder, şımarık sevgili baskasını bulursa pasiften ayrılır yeni sevgilisine hayatı dar eder böyle giderler işte.
+6
koela
(25.10.25)
Duygusal anlamda olgun olmadıklarını düşünmekle beraber tarafların her ikisinin de psikolojik olarak iyi olmadıklarını düşünürüm. Yakın arkadaşı olsam taraflardan herhangi birisinin psikoloğa gitmesini öneririm.
+1
ulukayin
(25.10.25)
son zamanlarda okuduğum en saçma şey.

muhtemelen erkek iktidarsız
+1
Algorix
(25.10.25)
Her ikisi de ' anlaşmalı yedekte kalma' tarafında olmuş olur.
Benzerleriyle işim biterse veya umduğum çıkmazsa arada bunu kullanırım düşüncesi var. Aile kavramı , sorumluluk vs çoğu şeyden uzak şekilde .
+2
diyecevaplandı
(25.10.25)
Elbette bir gariplik var. Bence de var. Evliyken insanların birbirine sevgisini saygısını ilgisini değiştiren şey imza mı oluyor yani anlayamadım. Sorumluluk yokken daha mı bağlılar yani? İstedikleri an başkasıyla birlikte olma yetkisi yok ki ortada, sevgili olmak birbirine bağlı olmaktır, açık ilişki yaşamak değil ki. Çok fazla saçma olmuş.
+1
muhayyer divan
(25.10.25)
Aldatmanın yolunu yapıyor. Grup seks partilerine gider işin sonu.

Edit: Başıma geldi, oradan biliyorum.
0
gabe h coud
(25.10.25)
Okan buruk-Nihan akkuş
0
Hallegadola
(25.10.25)
Kadın kişisi çalışmıyorsa, Babadan yetim maaşı alarak aile bütçesine katkı sağlamayı amaçlıyor olabilir mi?
0
Mirket
(25.10.25)
demek ki evlilik ilişkilerini monotonlaştırmış. nasılsa 7/24 aynı evdeyiz, bakımlı olmaya, dışarı çıkmaya gerek yok diye diye birbirlerine karşı özensiz ve ilgisiz hale gelmişler. nasılsa aynı evdeyiz diye birbirlerine değil başkalarına zaman yaratmışlardır. böyle böyle kopmuşlardır. kendi özel alanları da olmayınca, ev düzeninde de anlaşamadılarsa bu da huzursuzluk yaratmıştır.

sevgili olunca haftada 2 kez görüşürken özenli oluyorsun, heyecanlı oluyorsun. o enerjikliği geri istiyorlardır.

bu kişiler evlenmeden önce aileleriyle mi yaşıyorlardı yalnız mı?
-aileleriyleydilerse: evlenince özgür olacağını sandıklarından aradıklarını bulamamış ve bu durum ilişkilerini bozmuş olabilir.
-yalnızlardıysa: uzun süre yalnız yaşamanın rahatlığını bozunca evi başkasıyla paylaşmak çok zor gelmiş olabilir ve birbirlerine gıcık kapmış olabilirler kendi düzenlerine uyulmayınca.
+2
art cat chocolate
(25.10.25)
@art cat chocolate

peki ne kadar istenilen saglanabilir? ya da ne kadar sürdürülebilir bir ilişki türüdür bu? ya da sağlıklıdır?
0
🌸kendinikertenkelebek
(25.10.25)
@kendinikertenkelebek

hmm...

böyle sorunca bilemedim :d yani...

araları evli oldukları süreçte ne kadar bozuldu acaba? birbirlerine saygı ve ilgileri azaldıysa çok sürmez bence. birbirlerinden sıkılmış olabilirler, yeni kişiler tanımak isteyebilirler. evliliği de tattık bu ilişkiden bir halt olmaz baydı artık diyebilirler.

ilgileri, saygıları ve sevgileri azalmadıysa bu şekilde de devam edebilirler gayet güzel. çocuk da istemiyorlarsa ve ailenin-toplumun lafına da bakmayacaklarsa sorun yok. uzun bir ilişkinin evlilikle sonlanması şart değil.

bence okay. dedikodusu yapılıp gülünüp geçilebilir bir şey tabii çünkü evlenip boşanıp devam etmek garip geliyor kulağa. alışık değiliz bu tarz şeylere. keşke evlenmeden devam etselermiş. bu yüzden evlenmeden önce beraber yaşamayı denemek lazım. şimdi tüm eşe dosta düşmana bir güzel laf vermiş oldular.

kendimden yola çıkayım.

ben 11 yıldır ailemden uzakta bir şehirde, 7 yıldır yalnız yaşıyorum. 2 de kedim var. çok alıştım yalnızlığa. şu anda bir ilişkim var (2 yıllık gibi ama karışık biraz) ve onunla aynı eve çıkmayı hayal etmek bile beni boğuyor. yalnızlığa, sessizliğe, kendi düzenim olmasına çok alıştım. keza o da o şekilde. evlerimiz yakın ve arada bir görüşmek ve evlerde buluşmak daha rahat. aynı eve geçersem ondan soğuyabilirim. huzurum kaçabilir. ben çocuk istemiyorum, o da istemiyor. bu durumda evlilik oldukça gereksiz. düğünden ve diğer tantanalardan da hiç hoşlanmam. hiçbirine ihtiyaç duymuyorum. bu şekilde 2 yıl geçti ve başka sebepten aramız bozulmazsa, aynı evde yaşamıyoruz ve evlenmedik diye aramız hiç bozulmaz. ölene kadar bile sürebilir. bir noktada kira sebepli aynı eve çıkmak olası gözüküyor tabii :d (ülke ekonomisinin ilişkilere etkisi)
0
art cat chocolate
(25.10.25)
ikisi birbirlerini fazla sıkmış, hayatlarına fazla müdahil olmuşlar ve artık toksikleşmişler, sonra da dayanamayıp ayrılmışlar gibime geldi.

ne seninle ne sensiz durumu benim de bildiğim, tanıdığım bir durum.
bazen yakın olunca, mıknatıs gibi fazla yakın olunuluyor ve nefes alamıyor insanlar, uzakta olmayaysa dayanamıyor. sevgili olmak, sevmek ve aynı ev içinde olmak farklı şeyler. özgür yaşarken aynı evde yaşamanın sınır ve sorumluluklarını bilmiyor bazı insanlar. yadırgamıyorum. olgun değiller, büyüyememişler gibi düşünüyorum ben de bu konuda.

ayrıldık ama arkadaş kaldık aşamasına benzer bir şey olmuş bu.
ayrıldık ama arkadaş kaldık'ı bir noktaya kadar anlayabiliyorum ama "boşandık ama sevgiliyiz" biraz farklı bir trend. bunu garipserim.

bana şey gibi geliyor bu; birbirlerinin hayatına çok girmişlerdi, şimdi boşandıklarında fazla boş oldular, yalnız kaldılar, alışkanlıklarından vazgeçemediler ya da geçmek istemediler. o yüzden vites düşürdüler. bu çift belki de "boşanmadan önce evlerimizi ayırıp bir müddet ayrı kalsak, her şeyi bitirmeden önce bir de böyle denesek belki evliliğimizi kurtarırdık" diye düşünüyor olabilirler.
0
biseysorcaktim
(25.10.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.